Yavrucuğum traducir francés
74 traducción paralela
Yavrucuğum, nişanlın masanızda oturan yabancıyla gitti.
"Mon enfant, votre fiancé est parti avec l'étranger - -- qui était assis à votre table."
- Evet, yavrucuğum.
Non, mon petit faisan!
Teşekkür ederim, yavrucuğum.
Il est bien content, le public, et moi aussi.
Yavrucuğum hayat hep öyle düşündüğün gibi karanlık değildir.
Ma petite. La vie n'est pas si difficile qu'on le croit, tu verras.
Ah, yavrucuğum.
Ma chérie.
Yavrucuğum.
Ma chère enfant...
Hoşça kal, Gertrud yavrucuğum.
Au revoir, Gertrud.
" Onlar sensiz yapıyorsa yavrucuğum Yapabilirim ben de
" Tout ira bien... sans vous Et moi surtout
Yavrucuğum.
Mon petit ange
- # O, büyücü # - # Sadece, sorununu götür, yavrucuğum # # ve onu Büyücü'ye ver #
Prends ton problème sous le bras Et va en parler au Magicien
Komünizm fabrikaların içinde doğmuştur, yavrucuğum.
Le communisme est basé sur les faits, mon garçon.
Sakin ol, yavrucuğum.
Détends-toi coco.
Jake iyi misin, yavrucuğum?
Jake, ça va coco? Allez...
Bak Jake, gerçekten çok yorgun görünüyorsun, yavrucuğum.
Ecoute Jake, tu as l'air vraiment crevé coco.
Her dakikasından zevk alıyorsun, yavrucuğum.
Tu prends ton pied chérie.
Neyin var, yavrucuğum?
Qu'est-ce qui t'arrive coco?
Çok güzel, yavrucuğum.
Formidable coco.
Çok yazık, yavrucuğum. Hiç güzel konuşma yapamadın gitti.
Que le diable me patafiole, ma mouche, vous n'avez pas toujours eu ce talent!
Canım yavrucuğum, bütün bu sıkıntıların geçecek.
Ma chère enfant, tous ces ennuis vont passer.
Yavrucuğum, bilirim, siz ancak güzel sözler, zarafet, seversiniz...
Ma pauvre enfant, vous qui n'aimez que beau langage bel esprit...
- En azından onaltı kişilerdi, yavrucuğum.
- Seize au moins. Digger!
- Yavrucuğum.
- Bonjour, mon enfant.
Sus, sus, benim yavrucuğum.
Chut... ma petite fille...
- Çalışıyoruz yavrucuğum.
- On bosse ma belle.
Dinle yavrucuğum, Sen burada büyüdün. Burası senin ülken
Ecoute ma priere ici tu as grandi ici c'est ton pays
- Yavrucuğum, evladım!
Attends un peu, mon petit!
Şöyle diyeyim yavrucuğum. Uzay dediğimiz şey çok çok büyük..
Parce que l'espace est très, très grand, fillette.
Yavrucuğum, her şey yolunda mı?
Chérie, tout va bien?
- Sizi dinliyorum yavrucuğum. - Off.. çok karışık.. - Beni arıyorlar.
- J'écoute.
- Tersi de olabilir yavrucuğum. - Evet tersi iyi olurdu.
- Ou l'inverse, mon enfant.
Sürekli "Anneciğim" ve "Yavrucuğum" halindeydik.
J'étais content de l'avoir pour mère et elle, de m'avoir comme fils.
Yavrucuğum... Küçüğüm benim...
Mon adorable enfant... ma douce fille...
- Hayır yavrucuğum, umursadığım şey sensin.
- Non, popi, c'est toi qui m'importe.
Ne demek yavrucuğum.
Si tu veux fiston.
- Merhaba yavrucuğum.
- Salut, chaton.
Ağzın büyük ama kafan küçük yavrucuğum.
Grande gueule et petite caboche, mon coeur.
Dikkatli olmaktan bir zarar gelmez, değil mi yavrucuğum?
Ca ne fait jamais de mal d'être prudent, n'est-ce pas, chéri?
Heather, yavrucuğum senin hiç arkadaşın yok ki.
Heather, ma chérie, tu n'as pas d'amis.
Bana şans dile, yavrucuğum.
Souhaite-moi bonne chance, Mick.
Peygamber develeri haricinde hayatına hareket gelmesine seviniyorum. Ama ağırdan alman gerek, yavrucuğum.
Je suis content que tu tripotes autre chose que des mantes mais attention danger.
Yavrucuğum, hadi ama.
Arrête, chérie.
Yavrucuğum, iki dirhem bir çekirdek gelmişsin. Evet.
Regarde-toi ma fille, bien habillée et prête à entrer dans le monde.
Yavrucuğum, bu dünyada tek özel olan sen değilsin.
Baby boy, Tu n'es pas le seul à être spécial en ce monde.
Yavrucuğum!
Bien sûr que non.
Berit, gel yavrucuğum.
Viens ici.
Sevgilim, sevgili yavrucuğum...
Petite fille chérie.
Zavallı yavrucuğum benim.
Pauvre petit.
Antoinette, benim zavallı yavrucuğum.
Ma pauvre, pauvre enfant...
- Selam, yavrucuğum.
- Salut, gamine.
Cesaret yavrucuğum!
Courage mon enfant!
Gel anacığına, gel yavrucuğum.
Viens mon chéri.