Yaya traducir francés
772 traducción paralela
Boşver. Yaya olarak şansımızı denemek zorundayız.
- Nous tenterons notre chance à pied.
Onlar benim himayeme verildiler. Hayatlarını yaya olarak riske atamam.
Pas question de risquer leur vie.
Nottingham'a olduğunuz gibi yaya döneceksiniz.
Vous repartez tels quels, à pied.
Atlantik'i geçebilirler ama... yaya geçidi olmadan bir caddeyi bile geçemezler.
Ils sont capables de traverser l'Atlantique et ils sont pas fichus de traverser les Champs-Élysées en dehors des clous.
Gemiden denize atladım ve kıyaya yüzdüm.
J'ai sauté par-dessus bord et je suis rentré à la nage.
Tek yapmam anahtarı çevirmek ya da yaya basmak... her seferinde tamamen aynı şeyi yapıyor... tam olarak istediğim de bu.
Je tourne la clé et ils font la même chose à chaque fois, comme je l'entends.
Momma Lucy'yaya.
Chez Momma Lucy.
Yaya geçidinde düdük çalan trafik polisi.
Le sifflet de l'agent qui vous rappelle pour les passages cloutés.
Oradan da trenle, arabayla ya da yaya olarak Afrika kıyılarından, Fas'in Casablanca şehrine.
De là, en chemin de fer, en voiture, à pied, ils gagnaient Casablanca... au Maroc.
Bay Howard Graham dikkatli bir sürücüsünüz ve hayal gücünden yoksun bir yaya.
M. Howard Graham, vous êtes un conducteur prudent et un piéton imaginatif.
- Bu Yaya, Donald.
- DonaId, c'est Yayá.
- Yaya kim?
Qui est Yayá?
O bir Yaya.
elle vend des cookies.
Bu Yaya değil.
- Qui c'est, Iui?
Yaya olarak gidelim.
Partir avec vous.
Dağlardan, çiftliklerden gemiyle, trenle, atla, yaya.
Des montagnes, des fermes... en bateau, en train, à cheva /, à pied.
Yaya geliyorlar.
J'ai renvoyé leurs chevaux.
Son olarak Polis Koleji'nden yaya kaçarken görüldüler. ... ancak araç çalmış olabilirler. Tamam
Ils se sont évadés à pied ou en auto de l'école de police.
Sonra da, yaya olarak Ay Dağına tırmanacağız.
Puis, marche jusqu'aux Montagnes de la Lune.
Yaya olsaydık, şimdiye çoktan ölmüştük.
Par les champs. On aurait pu se faire tuer.
Son kez yaya olarak görüldü. Çalıntı bir gri sedan Lincoln'de kullanabilir.
Aperçu à pied, mais pourrait conduire une berline grise.
Yaya mı devam etmeyi düşünüyorsunuz?
Et vous voulez continuer à pied?
Hayır, bir insan hayvan ölene kadar ata biner, sonra da yaya devam eder.
Un homme chevauche jusqu'a ce que le cheval tombe, puis il marche.
- Çölü aşarak mı? Yaya mı?
- Par le désert?
- Savaşa yaya gitseydim kardeşlerimi utandırmış olurdum.
Un Frollo ferait honte à son frère s'il allait au combat a pied!
Yaya gitti, araba dükkanda.
Elle était à pied, la voiture est au garage.
Yaya bir adam geçsin.
Arme l'arbalète.
Tony'nin yerinde beni yaya terk ettin.
tu m'as laissé au Tony's sans voiture.
Sanırım artık yaya gitmekten kurtulmuş oluyorsun.
Nous te devons aussi le temps perdu.
Rune, yaşlı gri atı da alsan iyi olur, sen ve hanımefendi yaya kalmazsınız.
Tu devrais garder le vieux cheval gris pour toi et la dame.
Atlı, yaya ve topçuları var, efendim.
Cavalerie, infanterie et artillerie, Monsieur.
Buradan sonra yola yaya devam etsek daha iyi olur.
À partir d'ici, il vaut mieux continuer à pied.
Atlıların çoğunu öldürdü, kalanları da yaya askerlerimizi kandırmak için kullanıp saldırdı.
Il a forcé les cavaliers rescapés à dérouter nos soldats. Et il a attaqué.
Atıyla ya da yaya yol alan... bir adam arıyoruz.
Nous cherchons un homme seul ou avec un cheval.
Arabayla başaramamışlar gibi Morey. Yolun gerisini yaya alıyor olmalılar.
Ils ont dû continuer à pied!
- Yaya kalan sensin ama, değil mi?
- Vous avez perdu votre cheval, non?
Ben yaya bakacağım.
J'y vais à pied.
- Yaya geçidinde durmadı. - Bir anlık dikkatsizliktir. - İyi ama, yine de...
- Sur le passage clouté.
Benim çocuklar bunlarι, en azιndan yaya olanlarιnι... tek elleriyle alt ederler.
Mes gars peuvent battre cette équipe, du moins les fantassins, avec une main attachée dans le dos.
- Yaya yolundayız.
- Voilà l'allée.
-... ama sen onları yaya bırakırsın.
- mais jamais comme vous.
Pekala, sınırlar kapatıldıysa tepelere kadar arabayla gider, dağları yaya aşarız.
Si elles sont fermées... nous franchirons les montagnes à pied.
Şu yaya yolu dağın çevresini dolaşıyor.
Cette passerelle contourne la montagne.
- Fincham, yaya yolundan ilerle.
- Faites-les avancer sur la passerelle.
Haydutlar tarafından değil de, yaya bir yolcu tarafında öldürülmüş.
Que le roi ne fut pas tué par des bandits mais par un voyageur.
Daha komik fıkralar anlatır, Churchill'i dansta yaya bırakırdı!
Ses blagues étaient plus drôles! Et pour la danse, Churchill pouvait aller se rhabiller!
Tabii ki, seni yaya bırakıyorum, aynı senin öğrettiğin gibi.
Bien sûr, tu iras à pied, comme tu me l'as appris.
Dikkat et Dan. Sağımızda yaya geçidi var.
Fais attention, Dan.
Sanırım yaya gitmek zorundayız.
Va falloir y aller à pinces.
Suçlu yalnız ve yaya. Şimdi herkes ön kapısında dursun.
Tenez-vous devant vos portes.
Hükümetin artık, kendi adamlarını bile yaya bıraktığını düşünüyor olmalısın.
Je sais ce que vous pensez.