Yaşıyor musun traducir francés
392 traducción paralela
Bir farklılık yaşıyor musun?
Différente?
Yaşıyor musun, Olexich?
Vivant, Gavrilo!
- Sen hala yaşıyor musun?
- Tu es encore vivant?
Hey, Tamura, hala yaşıyor musun?
Alors Tamura, toujours vivant?
Sen yaşıyor musun ya?
T'es pas mort?
Bir eşcinsel olarak, mutlu bir hayat yaşıyor musun?
Es-tu heureux d'être gay? Je le suis.
Sen hâlâ yaşıyor musun?
T'es toujours en vie?
Peki sen yaşıyor musun ve iyi misin?
Et toi-même, es-tu bien vivant?
Huntington! Yaşıyor musun?
Huntington, tu es en vie?
Yaşıyor musun, Gedya? Bana mı geldin?
Vous êtes vivane, Gedya?
Sen yaşıyor musun?
Vous êtes vivant?
Herhangi bir özel his yaşıyor musun?
D'autres particularités?
Hâlâ yaşıyor musun?
- Toujours vivant?
Yaşıyor musun?
Tu es encore en vie?
Üçkağıtçı hala yaşıyor musun sen?
La Triche! Toujours en forme, vieux renard? Et Pic-à-Viande?
- Yaşıyor musun?
Vivant? Oui, mais...
Yaşıyor musun?
Tu es vivant? !
Yaşıyor musun?
Tu es vivant?
- Hâlâ yaşıyor musun? - Galiba!
Toujours en vie?
Mike yaşıyor musun?
- Mike, vous êtes vivant?
- Hala yaşıyor musun?
- Tu es vivant?
Yaşıyor musun, Lyoşa!
T'es vivant? Liocha!
Hala yaşıyor musun?
Tu es vivant?
Yaşıyor musun, küçük böcek?
Tu es vivante, petite bestiole?
- Hala yaşıyor musun?
Tu vis encore?
Norris, hala yaşıyor musun?
Norris, tu es vivant?
On yaşındayken okul tiyatrosundaydı.Hatırlıyor musun, Hubert?
C'était lorsqu'elle avait 10 ans. Tu t'en souviens, Hubert?
Biliyor musun Jack, bir adam 60 yaşına geldiğinde kan damarlarda eskisi kadar hızlı akmıyor.
Quand un homme atteint la soixantaine, son sang commence à couler plus lentement.
Helen Bobby'nin iki yaşındayken ve cam parçasına basıp ayağını kestiğini hatırlıyor musun?
Tu te souviens quand Bobby avait deux ans et qu'il s'était coupé?
Hey, hala yaşıyor musun?
Bonjour Pop, j'ai un vieil ami à vous ici.
Neden korkuyorum biliyor musun? Yaşıyor olabileceğinden korkuyorum.
Tu sais... je crains que tu vivras.
Özellikle böyle bir şeyi 13 yaşında kızlara şaplak vururak halledemeyiz. - Anlamıyor musun?
Vous avez fait connaissance?
Köyü görüyor musun? Orada yaşıyor.
Ce village, c'est là qu'elle habite.
Hala anlamıyor musun? Üç yıldır birlikte yaşıyoruz.
Si tu ne l'as pas compris, après 3 ans, tu ne comprendras jamais!
22 yaşındaki halimi hatırlıyor musun?
Tu te rappelles mes 22 ans.
Bu ne demek biliyor musun? Kalbim hala yaşıyor.
J'appelle de la part d'Alexandra Del Lago...
Altı yaşındanken New York'a gitmek istediğini hatırlıyor musun?
A six ans, tu voulais aller à New York.
- Artık 21 yaşındayım, anlıyor musun?
- J'ai 21 ans, vous vous rendez compte?
Ya sen, karımla yaşıyorsun, peki çocuğuma bakıyor musun?
Toi tu vis avec ma femme et tu élèves mon fils.
- Bu yaşında utanmıyor musun?
Tu devrais avoir honte, à ton âge.
- Kendi yaşında bir kız tanımıyor musun?
- Tu connais des filles de ton âge?
Anlıyor musun, yaşıyor.
Tu comprends, il est vivant.
- Onları 14 yaşından beri yapmıyor musun? - Evet.
Alors qu'en fait, tu fais tout ça depuis l'âge de, voyons, 14 ans?
8 yaşındayken gemiden düştüğün zamanı hatırlıyor musun?
Tu te souviens quand tu avais 8 ans et que tu es tombé dans l'eau?
19 yaşındasın ve aşka inanmıyor musun?
19. Et tu crois pas a l'amour?
- Hatırlıyor musun? - Kaç yaşındaydık?
- Quel âge on avait?
- Bu hafta sonu yaşıyor olur musun?
- Tu seras encore en vie samedi?
Bu yaşında... Hiç utanmıyor musun?
À ton âge, tu n'as pas honte?
Şimdi, George, altıncı yaşına girdiğinde ziyaret etmek için size uğradığımı, hatırlıyor musun?
Georgie... Rappelez-vous quand je suis venu pour votre sixième anniversaire.
Hatırlıyor musun, 7 yaşında iken, Bobby sırf sarışın diye Terry'i tercih edince, ağlamıştım. Sende hemen koşup bana, ilk oksijenli suyumu almıştın!
Saute, pointe, tape, pointe, tape, petit pas, échange.
O ne bilyor musun? O bir vampir. Senin kanınla yaşıyor.
des vampires qui boivent le sang.