Yosef traducir francés
50 traducción paralela
Askerleri seyretmiyor musun, Yosef?
Tu ne regardes pas les soldats, Joseph?
Benden al, adım Yusuf.
Achète avec moi, je m'appelle Yosef.
Yusuf!
Yosef!
Ben Yusuf!
Moi, Yosef!
Yosef, nişanlınız.
Yossef, ton promis.
Yosef Carmon
Yosef Carmon
İlki Yosef'ti.
Ce fut d'abord le tour de Yosef.
İlk adam Yosef'ti.
Yosef fut le premier.
... Yosef Gottfreund.
Yosef Gottfreund.
Yosef Romano.
Yosef Romano.
Dalai Lama, Haham Yosef,
Le Dalai Lama, Rabbi Yosef, - Toby Keith.
Yosef Saleem'in adamıyla temas kurdu.
Yosef a été en contact avec le messager de Saleem.
Kassib Yosef,
Kassib Yosef,
Babamla çalışıyorum, Yosef.
Je travaille avec mon père.
Sen ve Yosef ne hakkında konuştunuz? Hiç.
- Tu parlais de quoi, avec Yosef?
Yosef için çalışmak mı?
- T'es fou? Bosser pour lui?
Yosef, o gitmezse, ben de gitmem. Sana kimseye söyleme dedim.
Sans lui, j'y vais pas.
O bizimle gelecek, Yosef.
Il vient avec moi.
Yosef.
Yossi?
Yosef amcanız geldi.
C'est tonton Yosef.
İlaçların nesi var, Yosef?
Qu'est-ce qu'ils ont, ces médicaments?
Beni dinle, Yosef. Başım belaya girerse, senin de girer.
Si j'ai des ennuis, t'en auras.
Yosef!
Yossi!
Bebeğim, Yosef'e nerede uyuyacağını göster.
Bébé, montre à Yossi où il va dormir.
Yosef için endişelenme. Giyin hadi. Akşam dışarı çıkıyoruz.
Laisse Yosef, habille-toi, on sort ce soir.
Yosef'e söyle onunla konuşmak istiyorum. Elbette.
Dis à Yosef que j'aimerais lui parler, éclaircir cela.
Yosef'i görürsem söylerim.
D'accord. Si je le vois, je lui dirai.
Yosef, nasılsın?
Yosef!
Yosef.
Yosef...
Jackie senin yaptığını biliyor, Yosef. Jackie bu adamları biliyor.
Jackie sait que tu le doubles avec ces types.
Yosef!
Me cherche pas!
- Kız arkadaşın kaçıyor. Yosef!
Hé, ta copine se barre!
- Param nerede Yosef? - Güzel kesim.
Où est mon fric, Yosef?
Yosef bana Jackie'nin seni terk edeceğini söyledi. - Siktir git!
Yosef me l'a dit, Jackie va te larguer.
Yosef bana Jackie'nin paranoyak olduğunu söyledi.
Jackie est parano.
Yosef konuşmalıyız.
- Où t'étais? Je dois te parler.
Yosef.
T'as pris ma voiture!
Yosef, dinlemelisin.
Écoute-moi!
Ve aptal bir çocuk var. Yosef, herkesi anlatacak.
Il y en a un, il va tout dire à tout le monde!
Ne yapacağız Yosef?
Qu'est-ce qu'on va faire?
İşlerin kötü gidişinden dolayı üzgünüm. Mahkum edildiğinde üzerimde çok baskı vardı. Özellikle de Yosef.
Désolé pour ce qui est arrivé. en particulier Joseph.
Avraham ben Yosef'in Floransa'ya getirdiği harita orijinal değil, sadece bir kişinin çözebileceği formüllerle bezenmiş bir kopya.
La carte que Avraham ben Yosef a apportée à Florence n'est pas un original, mais une reproduction, criblée d'annotations qu'un seul homme puisse déchiffrer.
"Yosef oğlu..."
"fils de Yosef."
Çekilin üstümden!
Yosef!
Yosef, sanırım onunla daha önce tanıştım.
- Je l'ai déjà vue.
Yosef gelecek mi?
Yosef revient?
Yosef.
Pigé?
Neler oluyor? Yosef, buraya gel.
- Tu fais quoi?
Yosef'in dövmesini yaptırdığını duydum.
Et ton frère aurait eu sa marque.
- Yosef onun ölüsünü gördü.
- Joseph l'a vue mourir.