Yoğun bakımda traducir francés
345 traducción paralela
Doktor yoğun bakımda kalbi durmuş biri var.
Un arrêt cardiaque à la réa.
Hasta yoğun bakımda.
Le patient est dans la salle de repos.
- Yoğun bakımda, ama kurtulacaktır.
- Soins intensifs, elle s'en remettra.
Yoğun bakımda.
Il est en soins intensifs.
Yoğun bakımda. Ama durumu iyi görünüyor.
Son état est critique... mais semble être stable.
- O hala yoğun bakımda.
Il est toujours aux urgences.
Yoğun bakımda ne işiniz var?
Que faites-vous dans l'unité de soins intensifs?
- Hayır. Yoğun bakımda.
Il est en réanimation.
Yoğun Bakımda.
Elle est en réanimation.
Yoğun bakımda olduğunu söylediler.
Il est en soins intensifs.
Ne yazık ki ölmedi, yoğun bakımda yatıyor.
Malheureusement il n'est pas mort, il est en réa.
Yoğun bakımda yatarken hayatımı gözden geçirdim ve gördüğüm hoşuma gitmedi.
Aux soins intensifs, j'ai pris du recul par rapport à ma vie et ce que j'ai vu n'était pas très glorieux.
- Yoğun bakımda.
- Soins intensifs.
Kocam yoğun bakımda.
Mon mari est três malade.
Yoğun bakımda olmalıydı.
Elle aurait dû être en soins intensifs.
Görgü tanığı olan tek kişi yoğun bakımda ve bilinci kapalı olduğu için... r... detaylı bilgi alınamıyor.
La seule personne qui pourrait donner une description du kidnappeur reste inconscient en soins intensifs.
Hala yoğun bakımda olmasına karşın polise şüphelinin eşgalini tarif edebildi.
Bien qu'il soit toujours en soins intensifs, il a pu fournir la première description détaillée du suspect.
Geceyi yoğun bakımda geçireceğini söylediler.
On m'a dit que demain, après l'opération elle passera la nuit
- Yoğun bakımda kabul etmiyoruz.
Pas question En soins intensifs, pas questions.
Yoğun bakımdan çıktığımda beni görmeye geldi. " Bir iyi bir kötü haberim var.
Elle revint quand je sortis de réanimation " ll y a une bonne et une mauvaise nouvelle
Komiser, Gotham Şehir Hastanesi'nde yoğun bakımda yatıyor.
Le commissaire est toujours en soins intensifs.
- Hayır, yoğun bakımda.
- Non. ll est sous calmants.
O yoğun bakımda.
Il est en soins intensifs.
Doktor yoğun bakımda. Ona çağrı yollarız.
Le docteur est aux soins intensifs.
Dosyayı oku. Shelly Webster 30 saat yoğun bakımda kaldı.
Shelly Webster, maintenue en réanimation pendant 30 heures...
Yasakmış. Yoğun bakımda öğleden sonra ziyaret saatleri yoktur. O iyi mi?
Mlle Langenkamp, II n'y a pas de visites le soir en Réanimation.
Yoğun bakımda, ciğerleri fena, zarı su toplamış.
Le bébé est en Néonat. Les poumons sont mauvais.
Anne öldü, kızı yoğun bakımda.
La mère est morte, et sa petite fille est au bloc.
Kurban, Abdel Ichaha, hastanede yoğun bakımda ve sağlık durumu kritik.
Abdel lchaha est toujours en observation. Son état est jugé grave...
Kızınız ameliyattan çıktı ve şimdi yoğun bakımda.
L'opération est finie, elle est en salle de réveil.
- Yoğun bakımda.
- il est au service de soins intensifs.
Çocuğun yoğun bakımda bir gün geçirmesi için sebep yok.
Il n'y a pas de raison médicale pour que cet enfant soit hospitalisé.
Yoğun bakımda.
- Il est à la Réa.
Bu gecelik yoğun bakımda. Kolunda ve omzunda plazma yanığı var.
Il va passer la nuit à l'infirmerie.
ST. Francis Hastanesi'nden şimdi geldim. - Hsin hala yoğun bakımda.
J'ai eu du nouveau de l'hôpital, Hsin est encore aux soins intensifs.
Burada yoğun bakımda komada olduğu yazıyor.
Il est aux soins intensifs.
-... çünkü o yoğun bakımda.
Il est en réanimation.
- Cedars'da yoğun bakımda.
- Cedars. En réanimation.
Yoğun bakımda.
En réanimation.
Babasına söylerim, sonra yoğun bakımda görüşürüz.
Je vais prévenir le père et je te retrouve en salle de réveil.
Muhtemelen aylarca yoğun bakımda kalır.
Probablement des mois de soins intensifs.
Dr. Greene kızla yoğun bakımda.
Le Dr Greene est avec elle en réa.
Yoğun bakımda. Ayrıca babam dedi ki, avukat tutup elindeki her şeyini alabilirmişim.
Et mon père m'a dit que je pouvais prendre un avocat et vous ruiner
Çünkü bacağında bir damar tıkanıklığı var ve şu anda yoğun bakımda çünkü bacağındaki damar tıkanıklığı yukarı doğru tırmanıp böbreklerine kadar ulaştı.
Son état à empiré... Le caillot est remonté... aux reins!
Yoğun bakımda yer yok.
C'est complet en USIC.
Yoğun bakımda bir oda ayarladım. Birkaç saate oraya gidecek.
Il ira enfin en USIC dans deux heures.
Elimizde bir verici var. Şu anda yoğun bakımda.
On a un donneur, en réa, on lui a fait le 1er encéphalo.
Peder Austin yoğun bakımda.
Le père Austin est au soin intensif.
Büyük oğlum Michael, son haftasını yoğun bakımda... ... tüplere bağlı halde geçirdi.
Michael, mon aîné était en réa pour sa dernière semaine, branché sur tous ces tubes.
Onu yoğun bakımda bir odaya alalım.
Trouvez-lui une chambre en réa.
- Yoğun bakımda yatak ayarlansın.
- Demande un lit en réa.