Yunanlılar traducir francés
294 traducción paralela
Orta çağda Yunanlılar.
les Grecs au Moyen-Âge.
Yunanlılar erken dönemde kilt giyerlerdi.
Les Grecs, voyez-vous, portaient le kilt au début.
Yunanlılar ve Romalılardan sonra, burası kaleye dönüştürüldü.
Après les Grecs et les Romains, le lieu a été transformé en forteresse. - Oh, une forteresse!
Ya Çinlilere mandalina satacaktım. Ya zenciler gibi boks yapıp kırık bir burunla dolaşacaktım. Yunanlılar gibi...
Si les Chinois débarquaient, il serait mandarin, si les Nègres prenaient le pouvoir, il aurait un os dans le nez, si les Grecs...
Bana söylendiğine göre Yunanlılar Corinth'e bir ekip koymuşlar.
Les Grecs tiennent une assemblée à Corinthe.
Yunanlılar Corinth'te isteklerimi konuşmak için toplandılar.
Les Grecs examinent mes conditions à Corinthe.
Yunanlılar'a ne gördüğümü söyleyebileyim diye.
Pour que je dise ce que j'ai vu.
Antik Yunanlılar bu gerçeğe dair bildiklerini, farkında olmadan babasını öldürüp annesini eş olarak alan Oedipus'un hikayesinde ortaya koymuşlardır.
Les anciens Grecs en parlaient déjà dans le mythe D'œdipe, qui sans le savoir tue son père et épouse sa mère.
- Yunanlılar.
- Qui ça?
Antik Yunanlılar bu hastalığa yakalananları tanrıların sevdiğine inanırdı.
Pour les Grecs... ceux qui en souffraient étaient des élus.
Yunanlılar, acıyı hafifletmek için meyveden daha iyi bir şey olmadığını söylerler.
Selon les Grecs, rien ne vaut un fruit pour apaiser les maux.
" Norveçliler öğrenir Norveççe, Yunanlılar bilir Yunancayı
" Le Norvégien parle pur, le Grec reste classique
Önce taş, sonra, Yunanlılar'ın "ışık taşı" olarak tabir ettiği mermeri yontmayı, zorlukları yaratıcılığa dönüştürmenin yollarını öğrendi.
Puis le marbre, la "pierre de lumière", comme l'appelaient les Grecs. Il apprit à découvrir ses défauts, à savoir le mettre en valeur.
Ustanın kabahati, Yunanlıların yolundan sapmış olmak.
Son erreur est plutôt de trop s'être éloigné des Grecs.
Doğru dedin, hiçbir çağdaş sanatçı Yunanlıların mertebesine erişemez. Niyeymiş?
Exact, aucun artiste ne peut espérer égaler les Grecs.
Öyle sanıyorum ki, Yunanlılar, "nepenthe" nin, uyuşturucunun... neden olduğu bir ruh durumu olduğunu düşünüyorlardı, muhtemelen haşhaşın.
Les Grecs, je crois, définissaient le nepenthe comme un état d'esprit provoqué par la prise de drogue, sûrement du haschisch.
Peki tüm bu Yunanlılar ve uzo mevzusu dönerken kocanın nerede olduğunu sorabilir miyim?
Et si je puis me permettre, où était votre mari pendant que vous buviez de l'ouzo, avec vos Grecs?
Sam Amcanın istihkamcıları Yunanlılarla, omuz omuza savaşıyor. Anzaklar... buldozerleri bazuka olarak kullanıp dünyaya savaş öğretiyorlar, süngüleri bazuka gibi, kurşunları...
Le combat des sapeurs américains aidés des Grecs et des Australiens, étonnant le monde en se servant de bulldozers comme bazookas et de baïonnettes comme bazookas... balles.
Yunanlılar, Romalılar, Kartacalılar.
Les Grecs, les Romains, les Carthaginois.
İtalyanlar, Yunanlılar, Polonyalılar, Porto Rikolular, Şilililer.
Italiens, Grecs, Polonais, Portoricains, Chiliens...
Antik Yunanlılar Afrodit'in ayaklarının dibinde ibadet ettiler.
Les anciens Grecs... vénéraient Aphrodite.
Yunanlıların hayal gücünü ateşlemekle birlikte,... düzenli bir şekle ancak Nil kıyısındaki İskenderiye'de ulaştı.
Elles ont mis le feu à l'imagination des Grecs, mais l'endroit où elles ont été façonné en un système ordonné était la ville d'Alexandrie sur le Nil.
Yunanlılar mükemmel hareket formunu daire olarak düşünüyordu.
Les Grecs avaient cru que la forme parfaite du mouvement est un cercle.
Bu konu, Yunanlıların tamamen yanılgıya düştükleri bir alandı.
Et c'était un sujet dont les Grecs avaient totalement tort.
Bu nokta Yunanlıların 2000 yıl önce ulaştığı bir seviyeydi,... onlarsa bu noktanın ilerisine gidemediler.
puisque c'est exactement le point que les Grecs avaient atteint 2.000 ans plus tôt et où ils se sont également arrêtés.
Yunanlılar da kemeri keşfetmemişti ve bu yüzden tapınak ve meydanları sütunlarla doluydu.
les Grecs n'ont pas inventé la voûte non plus et donc leurs temples sont des avenues de piliers serrés.
Yunanlıların geometriye çok ilgili olduklarını düşünürsek kemerli yapıyı keşfedememeleri çok tuhaf geliyor.
Puisque les Grecs étaient fascinés par la géométrie, c ´ est embarassant qu'ils n'aient pas fait la belle invention de la voûte.
Bu kavramı değerli yapan, sadece İsa'nın doğumundan 150 yıl sonrasında düşünülmüş olması değil,... Yunanlıların bu teoriyi matematiğe aktararak,... bu harika yapıyı gerçekleştirmeleridir.
Mais cela le rend seulement plus merveilleux que 150 AD, peu après la naissance du Christ, les Grecs avaient pu concevoir et mettre en mathématiques cette superbe construction.
Yunanlıların doğruluk için kullandıkları bir söz var.
Les gens en Grèce ont un nom pour la vérité.
Bütün Yunanlılar eşcinseldir.
Tous ces Grecs étaient homosexuels.
Yunanlılar, tek demokratik duruş, seçimleri boykot etmektir.
Grecs, la seule tactique conséquente et démocratique est l'abstention.
YUnanlıların bütün bunlar için tek sözü var.
Les Grecs n'ont qu'un mot pour tout ça
Duydunuz mu? Yunanlılar mukaddesmiş.
"Bénis soient les fauves."
- Yunanlılar mı?
- Les fauves?
Eski Yunanlılar ve Amerika'nın yerlileri kızılderililer ise, saplı bir tava yerine büyük bir ayının kuyruğunu gördüler.
La queue d'un ours gigantesque... pour les Grecs et les Indiens d'Amérique... plutôt qu'une louche.
Antik Yunanlılar insani olayları Fates isimli üç tanrıçanın ördüğü bir kilimin belirlediğini düşünmüşler.
Les Grecs pensaient que la vie humaine était une tapisserie... créée par trois déesses : les Parques.
İyon Yunanlıları'nın bilimsel geleneği ortaya çıkıp gelişmeseydi ne olurdu?
Et si la tradition scientifique des anciens Grecs ioniens... s'était développée et épanouie?
Aristo, insanlığın Yunanlılar ve Barbarlar olmak üzere ayrıldığını iddia ediyor idi.
Pour Aristote, l'humanité comprend les Grecs... et les autres, qu'il appelle les "barbares".
ve bu nedenle Yunanlılar'ın kendilerini saf tutmaları gerektiğini savunuyordu..
Les Grecs doivent conserver la pureté de leur race.
Bu nedenle, Yunanlılar'ın diğer tüm insanları kendilerine köle yapmalarının uygun olduğunu düşünüyordu..
Pour lui, il est normal que les Grecs aient recours à des esclaves.
Fakat aslında, Yunanlılar kendi üstünlüklerinden emindi...
En réalité, les Grecs ne doutent pas de leur supériorité.
Eski Yunanlılar gücün mekanizmasını anlamışlardı.
Les Grecs avaient parfaitement compris la mécanique du pouvoir.
Onları Yunanlılar yakaladı.
Les Grecs les ont attrapés.
- Yunanlılar yakaladı.
- Les Grecs les ont attrapés.
Yunanlıların bununla ilgisi ne?
Qu'est-ce que les Grecs ont à voir avec ça?
Siz, Yunanlılar beni ilgilendiriyor mu sandınız?
Qu'est-ce que j'en ai à foutre, moi, des Grecs?
Antik çağdaki Yunanlılar gibi yürüdük
Tels des Grecs de naguère.
Vietnamlılar, Koreliler, Salvadorlular. İranlılar, Meksikalılar, Bolivyalılar, Yunanlılar, Türkler.
Vietnamiens, Coréens, Salvadoriens, lraniens, Mexicains, Grecs, Turcs...
Bu sefer hangi Yunanlıları seyrediyoruz, Fritz?
- Well, what great stuff are we seeing today, Fritz?
Yunanlılar yapılarının hafifliği ile ünlü değildir.
Les Grecs pouvaient être ingénieux en faisant une structure brillante.
Yunanlı istilacılar, Mısırlılar için Yunanlı'ya benzeyen yeni bir tanrı yarattı..
Les Grecs inventent un nouveau dieu pour les Egyptiens... qui a l'air étrangement grec.