Yüzünü traducir francés
8,672 traducción paralela
Evet. O hayali sahne adının iç yüzünü çözdüm.
Je suis entré dans votre nom de scène imaginaire.
Ayrıca masaya paslı testere bıraktım. Kendi yüzünü ilk kim keserse salıvereceğiz.
Et j'ai laissé une scie rouillée sur la table, pour que la 1e personne qui se decoupe le visage soit liberé.
O uyuzun yüzünü gözünü yarmayı çok isterdim.
J'adorerais renverser ce batard.
- Olmaz, yüzünü yolar. - Diline piercing taktırsın.
- Un piercing à la langue.
Yüzünü dağıttım çünkü.
C'est parce que je t'ai défoncé la gueule, connard!
- Ghost'un yüzünü görmüş.
Il a vu le visage de Ghost.
onun yüzünü tekrardan düzeltecek.
Mustafa ne va pas en sortir indemne.
Kardeşim adını bilmediğini söyledi. O sadece yüzünü görmüş.
Il connait pas son nom mais il l'a reconnu.
Ailene sırtını dönerken yüzünü göstermen ne kadar düşünceli.
C'est trop gentil à toi de venir nous dire que tu plantes ta famille.
Liseliye benzeyen biri de var. Bir şeylerden kurtulmak için o bebek yüzünü kullanıyor.
Y a l'ado qui se sert de sa gueule d'ange pour qu'on lui passe tout.
Yüzünü bir görmeliydin.
Si t'avais vu son expression.
Hangisi bana daha çok zevk veriyor emin değilim. Para mı yoksa onun yüzünü görmek mi?
Je sais pas ce qui me fera le plus plaisir... l'argent, ou voir la tête qu'il fera.
Şu yüzünü bir sil!
Enlève cette merde de ton visage!
Yüzünü, suratını düzelt.
Arrange ta gueule.
- Bütün bu insanların önünde gerçek yüzünü açığa vuracağım.
Je vais arracher ton masque devant tous ces gens.
- Onun gerçek yüzünü açığa vuracağım!
Je vais arracher son masque.
Yüzünü çevirince çok daha iyi.
C'est tellement mieux quand tu regardes ailleurs
Gerçek yüzünü gösteriyor.
Il révèle son vrai visage.
Bu yüzden senin yüzünü görünce hayır, beyaz bir yüzü görünce evet diyorlar.
Pas accueillant. C'est pourquoi je dis non à ton visage et oui au visage blanc!
Ray'in yüzünü yiyince garip hissediyorum.
Ça me fait bizarre de manger la tête de Ray.
İyi yüzünü çok fazla gösterirsen insanlar senden korkmaz.
Montrez trop de bonté, et les gens ne vous respecteront pas.
Yüzünü böyle görmemiştim hiç.
Je n'ai... Je n'avais jamais vu ton visage comme ça.
Yüzünü böyle görmemistim hiç.
Je n'ai... Je n'avais jamais vu ton visage comme ça.
Hepsi senin gerçek yüzünü çıkardığını ve olayın bittiğini sanıyor.
Ils pensent avoir tout découvert.
Buraların asıl yüzünü görsünler.
Montre leur ce qu'est vraiment le quartier.
Asaleten cerrahi şefi olmak istediğinde Habershorn'un yüzünü gördün mü?
Tu as vu la tête d'Habershorn quand tu as brigué le poste?
Baş belası olabilir ama onu böyle yatakta uzanmış görünce yüzünü yastıkla kapatmak ne kadar kolay olurdu diye düşünüyorum.
Tu sais, il peut être pénible mais quand je le regarde dormir comme ça, J'étais juste en train de penser... comme il serait facile de mettre un oreiller sur sa face.
Kusura bakmayın, şu an hiçbirinizin yüzünü göremiyorum ama eminim böyledir.
Désolé, je ne peux pas voir vos visages, mais je parie qu'il on l'air de ça.
Kapat yüzünü. Hadi.
Couvrez votre visage.
Ört yüzünü.
Couvrez votre visage.
Gerçek yüzünü göster!
C'est toi qui es moche!
Ruiz, diğerleri onun sadece adını işittiler sadece sen ve ben onun yüzünü gördük.
Ruiz et les autres ont juste entendu son nom, mais toi et moi, nous avons vu son visage.
Şimdi o spor ayakkabıları çıkar ve patik sepetinden bir çift patik kap ve akşam yemeği için elini yüzünü yıka.
Maintenant, enlève ces baskets, prends des chaussons dans le panier des chaussons, et lave-toi pour le dîner.
Efendim? O kişinin yüzünü buldum.
Monsieur, je l'ai identifié.
Her gece gözlerimi kapatıp, yüzünü zihnimde canlandırdığımı biliyorum. Unuturum diye.
Je sais que chaque nuit, j'ai fermé les yeux, essayant de revoir ton visage, au cas où j'oublierais.
Hiç kimseye söylemeden Kennedy'nin yüzünü batıya bakacak şekilde değiştirdi. Yeni ufka, geleceğe bakacaktı.
Sans rien dire à personne, il trafique la pièce pour que Kennedy regarde vers l'ouest, le futur.
Yüzünü gören cennetlik.
Quelle vision pour mes pauvres yeux.
Bebeğim, senin her yüzünü gördüm.
Je te connais par cœur, mon chou.
Yüzünü bir daha görmemek için hissenin % 50'sini sana vermeye hazırım.
Je suis prêt à vous donner la moitié de votre somme pour ne plus revoir votre visage.
Ölümün yüzünü gördüm ve ölüm İspanya tacı takıyordu.
J'ai vu le visage de la mort et il portait une couronne espagnole.
İspanya Kralı Philip'in, Deccal'in, Tanrı düşmanının gerçek yüzünü gördüm.
J'ai vu le roi Philippe sous son vrai visage, L'Antéchrist, l'ennemi de Dieu.
Yüzünü kesmeyeceksiniz değil mi?
Vous ne couperez pas son visage?
Camianızın o gerçek cani yüzünü gösterdiniz.
Vous nous avez montré la vraie nature de vos semblables.
Yüzünü düzeltmeyi birkaç kez denediler.
Ils ont opéré son visage plusieurs fois.
- Emin misin? İstersen beyzbol sopasıyla ağzını yüzünü dağıtayım.
Je pourrais le frapper à mort avec une batte de baseball.
- Yüzünü iyileştiren kişi miydi?
C'est vous qui avez soigné son visage?
- Eğer bu da yüzünü güldürmezse...
- Et si cela ne vous réjouit pas...
Yüzünü bir görseydin Demelza.
Si tu avais vu son visage.
Yumrukları engellemek için yüzünü kullanıyor ; stratejisi bu işte.
Bloquer les coups avec sa tête, c'est sa stratégie.
- Yüzünü gördüğüm yok.
Ça va?
Yüzünü net göremedim.
Je ne l'ai pas bien vu.