English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Y ] / Yıkama

Yıkama traducir francés

849 traducción paralela
Eve gidip ve ağız yıkama şeyi içebilirim.
Je peux rentrer et boire du bain de bouche.
Ağız yıkama şeyi.
Du bain de bouche?
Aldanıyorsun, gidemezsin! Ben burada, günden güne köle gibi çalışayım, yıkama yapıp,.. .. zavallı parmaklarım acıyana dek ütü yapayım.
Moi, je me tue à la tâche dans cette maison.
Buranın erkeklerin ortak hesap yeri olduğunu sanmıştım. Yıkama yeri.
Je pensais que c'était le petit coin pour hommes, la salle de bains.
O gelene kadar, el yıkama taslarının altına altlık koymanın... hiç kimsenin aklına bile gelmediğine inanamazsın.
Vous ne croiriez pas qu'avant son arrivée, personne ne songeait à mettre des napperons sous les rince-doigts!
Çorbasını şapırdatırsa... ya da el yıkama tasından içerse gülmeyin.
Si elle lape son potage, ou trempe son doigt dans le bol, ne riez pas.
- Yıkama da yapıyoruz.
- Nous avons des bains.
Bayım, bilmiyor olabilirsiniz ama ben Fas Çamaşır Yıkama Şirketi'nin başkanıyım. Öyle mi?
Au cas où vous l'ignoreriez, je suis président des Blanchisseries Marocaines.
Yıkanacak bir şey olmazsa benim yıkama işim ne olacak?
Comment gagnerai-je ma vie s'il n'y a plus de linge à laver?
- Odamızda. Yıkama.
Dans la chambre.
Kapalı yük vagonlarını yıkama parkuruna götürün.
"Les wagons en voie de réparation 1 vont au lavage."
Elbiseleri yıkamak için ve kahvaltıda yakacak odunu kestiler,.. .... yemek yapmak, yıkama ve ovma için ve geceleri eve gelip, şöyle diyor :
On coupe du bois pour cuisiner, pour la lessive, pour repasser, pour laver par terre, pour leur dîner.
Kafamı bedenimden kurtarıp, "beyin yıkama" için kafamı bir hastaneye göndermeli.
On retirerait sa tête... on la déposerait à l'hôpital en demandant : "Nettoyez-moi ça!", comme à la blanchisserie.
Orada yıkama.
- Ernie.
Pişirme ve üstbaş yıkama da cabası.
Ensuite, la cuisine, la lessive.
Beyin yıkama!
Lavage du cerveau...
Bu yıkama işinde aşırı müpteladır.
C'est une maniaque du ménage.
- Motor yağı değişimi ve yıkama yağlama istiyorsunuz, değil mi?
Vous voulez une vidange et les niveaux?
Onun güleç yüzünü sevdiğimi söyle yıkama yağlama yap.
Dis-lui que je trouve qu'il a une bonne tête, etc. Tu sais, le baratin habituel.
" Hemen yanında otomatik çamaşır yıkama ve kurutma makinesi, renkler asorti...
À côté, une laveuse-sécheuse automatique, de même couleur.
- Yıkama suyum nerede?
Où est Ie broc?
Bugün iskele tarafı yıkama gerek.
Aujourd'hui, laver bâbord.
- Yıkama. Yak onu!
- Le lave pas, brûle-le!
- "Stilla" göz yıkama suyu.
- Du collyre Stilla pour les yeux.
Yıkama mı yapıyorsun?
Vous faites votre lessive?
Tabakları yıkama işi bana bir fikir verdi.
Faire la plonge donne des idées.
- Tüm yıkama ekibinin kıçına tekmeyi basın.
- Renvoyez tous ceux de la plonge!
Yüzünü yıkama nezaketini bile göstermemişsiniz.
Vous ne lui avez même pas nettoyé la figure.
- Hayır, Wonka Yıkama'nın tersten hecelenmişi.
- Non, c'est Lavoir Wonka à l'envers.
Oto yıkama. - Oto yıkama.
Lavage de voitures.
"Maxy's Car Wash" olacak. Oto yıkama.
Ce sera : "Lavage de voitures Maxy."
Dinle, oto yıkama işi sayesinde çok para kazanabilirsin.
Tu peux faire plein d'argent en lavant des voitures.
Gerçekten iyi bir oto yıkama işimiz olacak.
Et ça marchera, notre lavage de voitures.
O oto yıkama işine sahip olacağım.
Je vais avoir ce lavage de voitures.
Oto yıkama işimiz olunca her şey düzenli olacak.
Quand on lavera des voitures, tout sera en ordre.
Akşamları sen kapatmadan bu oto yıkama işini dünyada açmam.
Je ne peux pas ouvrir ce lavage de voitures si tu es bouclé.
Yıkama ve cila.
Lavage et cirage.
- Denek beyin yıkama işlemine hazır.
Le sujet est préparé pour un lavage complet du cerveau.
Bırak yıkama yağlamayı, şempanze. Earl Williams'la hücresinde röportaj yaptığında tirajımız 75.000'e çıkmıştı.
Grâce à ton entrevue avec Williams dans le couloir de la mort nos ventes ont augmenté de 75000 exemplaires.
Araba yıkama yeri bulamadığımdan.
Y avait pas de laverie en vue.
- Çamaşır yıkama şirketindeyim.
- Pour une blanchisserie.
Gerçi yıkama makinası hizmetçinin yemek odasına konurdu. Çamaşır leğeni filan da hep oraya konur.
La machine à laver était dans la salle à manger des bonnes.
Bu alışmanız gereken bir şey. Beyin yıkama hoş olabilir.
Vous vous y ferez Flipper, ça peut être le pied
Karım Yıkama Yapar
MA FEMME FAIT DES LESSIVES
Değil mi, Egbert? Hiç kimse el yıkama tası kullanmayı bile düşünmemişti.
Personne ne songeait aux rince-doigts!
Arabayı yıkama ve cilalama için alıyorum. - Pekâlâ.
- pour la laver et la faire cirer.
Çamaşır yıkama günü.
- C'est jour de lessive.
- Pekala, bayım.Arabanı da yıkama mı istermisin?
Tu veux que je la lave aussi?
Giulietta, Kama Sutra'yı bilir misin?
Connais-tu le Kama-Sutra?
Neden oto yıkama işini burada yapmıyorsunuz?
Vous pouvez laver des voitures ici!
Oto yıkama.
Lavage de voitures.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]