English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zarifce

Zarifce traducir francés

36 traducción paralela
Çok zarifce.
Très subtil.
Zarifçe ifade ettiğin gibi.
Que c'est élégamment dit.
Unutma, kapıya zarif bir biçimde gidecek dönecek ve zarifçe yürüyüp, oturacaksın.
Va à la porte convenablement... demi-tour, puis viens t'asseoir convenablement.
Bu ceket en iyi kalite kadifeden yapılmıştır. Baştan aşağı gümüş iplikle zarifçe işlenmiştir.
Cet habit est fait du velours le plus beau... habilement brodé de fil d'argent.
Beni aldatabilmiş değilsin, genç Stingo. Ergenleşmekte olan kendine acıman hakkındaki güneyli edebi eserini... okumama, zarifçe izin verdiğinden beri... -... ölmüş zavallı annen hakkındaki...
Je ne suis plus dupe jeune Stingo... depuis que tu m'as si gracieusement permis de lire ta grande œuvre sudiste... dans laquelle tu t'apitoies sur ton adolescence... à cause de la mort de ta mère.
Okuduğuma memnunum. Üstüne hiç yağ dökmeden elleriyle zarifçe yemek yiyen... rahibenin öyküsünü sevdim.
Ravie de l'avoir lu, surtout l'histoire de la nonne qui mangeait si délicatement avec ses doigts, sans jamais se salir.
Şimdi, zarifçe kenara çekilirsen eğer.
Alors, soyez gentil.
Zarifçe tutuyordu onu.
C'est le moins qu'on puisse dire.
" Zarifçe ve yavaşça beni yatağa yatırıyor...
" Elle m'allonge doucement sur le lit,
Neden bir ayak bileğini diğerine yapıştırmıyorsun ve ellerini zarifçe dizlerine koymuyorsun.
Place une cheville derrière l'autre, et pose les mains gracieusement sur tes genoux.
Sözüm ona dostum olan birinin aksine ailen zarifçe röportaj yapmayı kabul etti.
Contrairement à un certain ami, tes parents ont accepté de répondre.
Akşamüzeri bu tohumlar zarifçe Elm Sokağı'na kondu.
Des flocons de pollen venant des prés passaient gracieusement sur Elm Street.
Şimid ayağını zarifçe arkaya koy.
Fais glisser doucement ton pied vers l'arrière.
İhtiyaç duydukça yinele. Daha zarifçe.
C'est plus élégant, c'est tout.
Belini incitenler adı Norman olan, seksen yaşında, buraya kadar pantolonları olan şuraya kadar burun kılları olan ve tüm kelimeleri çok zarifçe
Les lumbagos, c'est bon pour les octogénaires avec fute et poils de nez jusque-là, qui commencent leurs phrases par...
# Zarifçe esen bu hafif meltem #
"L'air lentement, doucement"
Genç bir hanım topuklu ayakkabılarla nasıl zarifçe yürüneceğini öğrenmeli.
Une jeune demoiselle doit apprendre à marcher gracieusement.
Artık kararlaştırıldığına göre, zarifçe öl tamam mı?
Ce qui est fait est fait. Meurs avec entrain, demain!
- Güzel, çok zarifçe.
- C'est bon. C'est minutieux.
Sadece bunu zarifçe dile getirmek istiyorum.
Mettez cela d'une manière galante.
Zarifçe yere inmeliyiz, göle sürtünen bir yaprak gibi.
On veut se poser doucement, comme une feuille embrassant la surface de l'eau.
Şimdi, sırf mermer daha iyi değil mi? Zarifçe aşınarak akıllanmış ve güzelleşmiş?
Ils sont bien plus beaux en simple marbre, un peu vieillis mais aussi sages que beaux.
Gerçekten... Zarifçe yapılmış.
C'est vraiment... extrêmement bien fait.
Ve özellikle, ilginç bir şekilde zarifçe yazılmış bir İsrail eleştirisi.
Et qui est, de manière bizarre et gratuite, très critique envers Israël.
Evet. Wimbledon maçlarını izlediğinizde Sharapova beyaz tenis kıyafetlerini giyer ve zarifçe havada süzülür.
je vois que les gens portent du blanc pour jouer au tennis.
Bu zarifçe, akıllıca. Bu...
C'est élégant, pertinent...
Hayır! Hissettiğin bu nahoşluğun kaynağı, zarifçe işlenmiş elmas bir iğne. Dulun Gözyaşı.
La source du malaise que vous ressentez est l'aiguille de diamant délicatement ouvragée, la Larme de la Veuve titulaire.
Suyun içinde nasıl da zarifçe süzüldüğüne bir bak.
Regarde comme il glisse tout sexy dans l'eau.
Annem kara haberi her zamanki gibi zarifçe ve ağırbaşlılıkla karşılamıştı.
Comme toujours, ma mère pris la mauvaise nouvelle avec grâce et dignité.
Bir taraftan, evet, bu hayret verici şeyleri başarıyor, ve diğer taraftan basit gerçeklik hala ortada, o da zarifçe yerine getirdiği ve yaptığını iddia ettiği şeyin, basitçe söylemek gerekirse, mümkün olmadığıdır.
D'un côté, elle est capable de prouesses inouïes, mais de l'autre, ce qu'elle prétend faire, bien que divinement exécuté, est rigoureusement impossible.
Zarifçe hazırlanmış bir kurnazlığın tadını çıkarmasını bilirim.
Je suis capable de savourer une stratagème de construction élégante.
Umarım zarifçe ve alçakgönüllülükle yanlış talebinden vazgeçer.
J'espère qu'il va se rendre avec grâce et humilité.
Zarifçe zarar görmüş.
Il est délicieusement endommagé.
Zarifçe Savaşçı Bir duruşuna geçelim.
Nous allons passer délicatement à la posture du guerrier un.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]