English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zekân

Zekân traducir francés

152 traducción paralela
Eğer o büyük zekânız bu gizemin üstesinden gelemiyorsa arkadaşıma sorabilirsiniz.
Si votre esprit ne peut résoudre ce mystère, demandez à mon ami.
Demek zekân var.
Vous êtes intelligente.
Zekânı kullan.
Utilise ta cervelle.
Güzelliğin, zekânın ve kusursuzluğun hiç şansı olmadığı şu dünyaya ait olmasındansa, yok olmasını yeğledim.
J'ai préféré la détruire plutôt que de lui imposer un monde oû le génie était vaincu d'avance.
Zarafetin, caziben, kıvrak dilin, ince zekân?
Ta grâce? Ton charme? Ta répartie et ta subtilité d'esprit?
Burada. Zekân yapay olarak burada büyüdü.
Voila.
Akıllısın. Mizah zekânın ilk belirtisidir.
C'est une preuve d'intelligence.
Lütfen bana öğretmeye devam edin,... böylece zekânızın mucizesini daha iyi anlama fırsatını buluyorum.
Continue à m "instruire, je t" en supplie, afin que je pénètre mieux les merveilles de ta finesse.
Zekânı kullanmadığın sürece bunu beklemen gerekir.
Méfiez-vous en, soyez prudent en vous montrant intelligent
Senin zekân olmazsa, tehlikeli bir şekilde geride kalmış oluruz.
Sans ton intelligence, nous serions dangereusement distancés.
Zekânın artması, eşittir dostlarını kaybetmek.
Une intelligence accrue égale la perte de ses amis.
Doktorların ana araştırma alanı, ameliyat ve enzim zenginleştirme suretiyle beynin kullanılmayan bölümlerini kullanarak zekânın kalıcı olarak geliştirilebileceği hipoteziydi.
Un champ d'investigation possible est l'hypothèse du docteur que le cerveau peut être modifié de façon permanente par la chirurgie et l'amélioration des enzymes, en touchant une partie inutilisée du cerveau.
Belki de sorumuzun tek olası cevabı, zekânın ne olduğunu söylersek söyleyelim, bunun böyle olmadığını keşfedeceğimizdir.
La seule réponse possible... à notre question est peut-être : Le cerveau n'est pas ce que nous croyons.
O sivri zekân onların mankafaları karşısında neler yapabilecek.
Ce sera votre génial cerveau... contre leurs cerveaux obtus.
Zekânın maddeye dönüşmesi.
C'est l'esprit... réduit à la matière.
Zekânın nasıl kullanılacağını iyi bilirim.
Je sais comment l'utiliser.
Senin zekân hakkında bir fikirleri yok. Sadece sinirlerini yokluyorlar.
Ils ne sont pas convaincus de ton génie, mais ils croient à ton audace.
Gidip uyu, tatlım. Zekân için biraz dua et.
Que Dieu t'accorde un brin de jugeote.
Gurur, zekânın yedeğidir.
La fierté ne remplace pas l'intelligence.
Seni zekân için kiralamadım, seni karada yaşayan su aygırı.
Tu n'es pas engagé pour penser, gros hippopotame!
Zekânız sapkınlaşmış.
Votre intelligence a été pervertie
Bunun, yaratıcı bir zekânın profili olması gerekiyordu.
Cette émission est à propos d'un grand esprit créateur.
Bir baloda azametini, baştan çıkarıcılığını, güzelliğini, zekânı, cazibeni ve bilgini sergileyebilirsin.
Donc à un bal, tu as l'opportunité de montrer ton élégance, ta séduction, ta beauté, ton ingéniosité, ton charme, ton savoir.
Zekân öylesine keskin ki ağzımdan çıkacak sözcükleri bana unutturdun.
Tu as arraché le mot de son vrai sens, tant ton esprit a fait effort.
Amiyâne bir şey söylmememin bir sakıncası var mı? Hanımefendi, cesaretiniz, zekânızdan önde gidiyor.
Je vais peut-être vous sembler grossier... vous avea plus de courage... que de jugeote.
Bu kıvrak zekânı kullanacak daha çok zamanın var.
Tout le temps pour tester ton astuce.
Bizlere zekânın heyecanlarını ve öz bilincin acılarını kazandırırken,... sıklıkla içgüdüsel beyin fonksiyonlarının,... etkisinde kalarak düşünmektense reaksiyon vermeyi yeğletmiştir.
S'il nous offre l'intelligence et la conscience, il est, trop souvent, dominé par notre cerveau instinctif : Celui qui nous dit de réagir et non de réfléchir, de courir et non de méditer.
O zaman zekân akademiden sonra çok gerilemiş demektir.
Alors, tu es encore plus bête qu'à l'Académie Militaire.
Bir öğrenci olarak görünüş ve zekânızla nam salmışsınız.
Vous étiez connue comme élève... ... la beauté et les neurones.
Bu senin üstün zekânı gösterir.
Vraiment génial de ta part.
Sokak zekânı artırırsan suçlulara büyük zarar verebilirsin.
Muscle ton sens de la rue... et tu feras un malheur, je te garantis.
Görüyorsunuz,... işte senin kadınları kendinden iten zekân.
Tu vois, c'est un esprit capable de repousser toutes les femelles humaines.
Askerlerinizi, birimlerinizi, bakanlıklarınızı birleştirin. Zekânızı ve enerjinizi kullanın.
Serrez-vous les coudes, vos départements, vos ministères, utilisez votre intelligence, utilisez votre énergie.
Zekân ve hassaslığınla...
Avec votre intelligence...
Evrensel zekânız müthiş.
Votre intelligence spatiale est immense.
Demek ki, zekân da burnun kadar keskin.
Votre esprit est aussi incisif que votre nez.
Bu operasyon merkezindeki herkesi korumaya çalıştığımı anlamıyorsan, zekânı gözümde çok abartmışım.
Si vous ne voyez pas que j'essaie de protéger tout le monde, alors j'ai surestimé votre intelligence.
Belli ki zekânız bu odadaki herkesten üstün.
Votre intelligence surpasse à l'évidence celle des gens présents dans cette pièce.
- Zekânın arkasına saklanıyorsun.
Vous vous cachez derrière votre intelligence.
Zekânız ve popülerliğinizin yanımda olmasından büyük memnuniyet duyarım.
J'aurais de la chance d'avoir votre intelligence et votre popularité à mes côtés.
Dövüşürken, önce zekânı kullan!
D'abord, tu dois te battre avec ta tête.
Yaratıcı zekânı kullanmamışsın Fern.
Tu n'as pas utilisé ton subconscient créatif, Fern.
"Şimdiye kadar tanıştığım en zeki insan olabilirsiniz ama zekânızı merhamet kamçılamıyor."
" Vous êtes extrêmement intelligent, mais la compassion vous fait défaut.
Zekânızı ayakta alkışlıyorum, doktor.
J'applaudis votre ingéniosité, docteur.
Ve zekân...
Et votre cerveau.
Peterson hep marifetliydi, ama marifet zekânın yerini tutmaz.
Peterson a toujours été trop ingénieux, et l'ingéniosité n'est jamais un substitut à l'intelligence.
Zekân ve cesaretin olmalı.
Il faut la tête...
Çok şeytani bir zekân var Jen.
Tu es diaboliquement intelligente, Jen.
Onlar senin zekânın görkemini fark edecekler ve sırf bu yüzden senden nefret edecekler.
Ils te détesteront.
- Hep böyle şeytani bir zekân vardı.
Eh bien...
Kendisi, zekânın her türlüsüne uzaktır. - Hadi be! - Tamam, haydi bakalım!
Tu connais l'intelligence émotionnelle, Léon?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]