English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zekânın

Zekânın traducir francés

79 traducción paralela
Güzelliğin, zekânın ve kusursuzluğun hiç şansı olmadığı şu dünyaya ait olmasındansa, yok olmasını yeğledim.
J'ai préféré la détruire plutôt que de lui imposer un monde oû le génie était vaincu d'avance.
Akıllısın. Mizah zekânın ilk belirtisidir.
C'est une preuve d'intelligence.
Zekânın artması, eşittir dostlarını kaybetmek.
Une intelligence accrue égale la perte de ses amis.
Doktorların ana araştırma alanı, ameliyat ve enzim zenginleştirme suretiyle beynin kullanılmayan bölümlerini kullanarak zekânın kalıcı olarak geliştirilebileceği hipoteziydi.
Un champ d'investigation possible est l'hypothèse du docteur que le cerveau peut être modifié de façon permanente par la chirurgie et l'amélioration des enzymes, en touchant une partie inutilisée du cerveau.
Belki de sorumuzun tek olası cevabı, zekânın ne olduğunu söylersek söyleyelim, bunun böyle olmadığını keşfedeceğimizdir.
La seule réponse possible... à notre question est peut-être : Le cerveau n'est pas ce que nous croyons.
Zekânın maddeye dönüşmesi.
C'est l'esprit... réduit à la matière.
Zekânın nasıl kullanılacağını iyi bilirim.
Je sais comment l'utiliser.
Gurur, zekânın yedeğidir.
La fierté ne remplace pas l'intelligence.
Bunun, yaratıcı bir zekânın profili olması gerekiyordu.
Cette émission est à propos d'un grand esprit créateur.
Bizlere zekânın heyecanlarını ve öz bilincin acılarını kazandırırken,... sıklıkla içgüdüsel beyin fonksiyonlarının,... etkisinde kalarak düşünmektense reaksiyon vermeyi yeğletmiştir.
S'il nous offre l'intelligence et la conscience, il est, trop souvent, dominé par notre cerveau instinctif : Celui qui nous dit de réagir et non de réfléchir, de courir et non de méditer.
- Zekânın arkasına saklanıyorsun.
Vous vous cachez derrière votre intelligence.
Fizikçiler, kuantum-mekanik teselli ödülleriyle, davranışları zekânın varlığını sezdiren atom içindeki küçücük moleküllerin henüz çözülmemiş gizemlerini belgeleyerek rüzgârı yavaşlatmayı denediler.
Les physiciens ont essayé de diminuer les croyances avec des théories mécaniques et quantum notant que des mystères reste à résoudrent dans les particules subatomiques dont les actions laissent entendre la présence d'intelligence.
Öyleyse boşanmakla uğraşmadığın zamanlar zekânın % 90'ını hangi işte kullanıyorsun?
Et donc, que faites-vous des 90 % restants hors du divorce?
Siz iki süper zekânın da özgeçmişlerinden bu paçoz saçmalıkları çıkarması gerek.
Vous deux, bande de génies, devez enlever ce truc de merde de vos CV.
O zaman varlıklarından haberdar olduklarını anladım ve insan dışındaki bir zekânın varlığını.
Et j'ai vu à quel point ils étaient éveillés. Dès qu'on prend la mesure de cette intelligence non-humaine, on se dit qu'ils n'ont pas leur place en captivité.
Bir bilimadamı olarak bana, zekânın tanımlanması için mutlak belirtilerin olması gerektiği öğretildi.
En tant que scientifique, j'ai appris les mesures objectives de l'intelligence :
... farkı anlayacak kadar zekânın olmadığını gösterir.
Quand les gens disent "particulier", ils manquent de l'intelligence de comprendre la "différence".
Zekânın yarattığı büyüyü sadece zekice yöntemler alt edilebilir.
Il faut être encore plus fourbe que la magie pour la combattre.
Becerilerinden en etkileyicisi, parmak çabukluğu,... el-göz koordinasyonu ve zekânın kullanıldığı ceviz kırmadır.
La plus impressionnante nécessite des doigts agiles, une bonne coordination et de l'intelligence : le cassage des noix.
Düzenli ev, iyi bir zekânın göstergesidir.
Une maison bien rangée est le signe d'un esprit clair.
Zekânın karakteristiği nedir?
Quel est le caractère correct pour intelligent?
Zekânın sınırı yok. - Şimdi kahvaltımı getirir misin lütfen?
Apporte-moi le petit-déjeuner.
Anladın mı? Bu okuldaki herkes bunu böyle bilsin! Eğer bu yemek ilahi bir zekâdan bize armağan edilmişse o ilahi zekânın, varlığını sorguladığımız için bizi suçlayamayacağını biliyoruz.
Fais en sorte que toute l'école le sache. nous comprenons qu'un être intelligent ne nous blâmera pas de contester son existence.
Zekânın beni tahrik ettiğini söylesem garip kaçar mı?
C'est bizarre que ton intelligence m'excite?
Zekânın birçok değişik çeşidi var biliyorsun Charlie.
Tu sais, il y a plusieurs types d'intelligence, Charlie.
Eğer zekânın, averajın üstünde sınıra yakın olmadığını düşünsem seninle arkadaş olmazdım biliyorsun.
Je ne serai pas ton amie si je ne pensais pas que ton intellect était, tu sais, légèrement au-dessus de la moyenne.
Parlak bir zekânın ürünü olan bu sanat eserinin babası kim?
De quel esprit brillant provient ce chef-d'oeuvre.
20'li yaşlarımın başlarında Leo'nun otorite sahibi kişilere karşı duyduğu güvensizliği özgün bir zekânın ürünü olarak değerlendirirdim.
Dans ma jeune vingtaine, j'ai cru que la méfiance de Léo envers toute personne d'autorité était la marque d'un esprit original.
Peterson hep marifetliydi, ama marifet zekânın yerini tutmaz.
Peterson a toujours été trop ingénieux, et l'ingéniosité n'est jamais un substitut à l'intelligence.
Lütfen bana öğretmeye devam edin,... böylece zekânızın mucizesini daha iyi anlama fırsatını buluyorum.
Continue à m "instruire, je t" en supplie, afin que je pénètre mieux les merveilles de ta finesse.
Zekânı kullanmadığın sürece bunu beklemen gerekir.
Méfiez-vous en, soyez prudent en vous montrant intelligent
O sivri zekân onların mankafaları karşısında neler yapabilecek.
Ce sera votre génial cerveau... contre leurs cerveaux obtus.
Seni zekân için kiralamadım, seni karada yaşayan su aygırı.
Tu n'es pas engagé pour penser, gros hippopotame!
Bir baloda azametini, baştan çıkarıcılığını, güzelliğini, zekânı, cazibeni ve bilgini sergileyebilirsin.
Donc à un bal, tu as l'opportunité de montrer ton élégance, ta séduction, ta beauté, ton ingéniosité, ton charme, ton savoir.
Bu kıvrak zekânı kullanacak daha çok zamanın var.
Tout le temps pour tester ton astuce.
Bir öğrenci olarak görünüş ve zekânızla nam salmışsınız.
Vous étiez connue comme élève... ... la beauté et les neurones.
Askerlerinizi, birimlerinizi, bakanlıklarınızı birleştirin. Zekânızı ve enerjinizi kullanın.
Serrez-vous les coudes, vos départements, vos ministères, utilisez votre intelligence, utilisez votre énergie.
Onlar senin zekânın görkemini fark edecekler ve sırf bu yüzden senden nefret edecekler.
Ils te détesteront.
Kendisi, zekânın her türlüsüne uzaktır. - Hadi be! - Tamam, haydi bakalım!
Tu connais l'intelligence émotionnelle, Léon?
Yaratıcı zekânı kullanmamışsın Fern.
Tu n'as pas utilisé ton subconscient créatif, Fern.
Zekânız, anlayışınız, organizasyonel becerileriniz sınanır.
Un contrôle d'intelligence, d'organisation.
Ayrıca kendinizi kandırmayın, bunun doğuştan gelen yeteneğinizle veya zekânızla bütünüyle ilgisi yok.
Et ne vous moquez pas, il n'y aura rien qui soit dû à votre propre ingéniosité humaine.
Müşteri temsilcilerinin ne iş yaptığını sanıyorsun, tabii, zekânı sınırlamak hariç?
Que crois-tu que font les clients, en dehors de contrarier ton génie?
Zekânı babandan, güzelliğini annenden almışsın.
Vous avez son cerveau et sa beauté.
Senin hakkında, yeteneklerin ile, zekân ile davranışların ile ilgili sorular sordular.
On m'a posé des questions sur toi. Sur tes capacités, tes connaissances, ton comportement.
Zekânı küçümsemek istemem ama, su öyle patlamaz.
Je voudrais pas vous insulter votre intelligence, mais l'eau n'est pas censée exploser comme ça.
Zekânı küçümsemek istemem Nick eğer bu su, maden suyu değilse böyle kabarmamalı.
Je veux pas insulter votre intelligence, Nick, mais... l'eau n'est pas censée pétiller à moins que ce soit du Perrier.
Erdemin, zekân, ihtirasın.
Ta moralité, ton intelligence, ta passion.
Neden o muhteşem bilimsel zekânı,... söylediklerimin ufak bir ihtimalle olsa bile doğru olabileceği gerçeği üstünde yoğunlaştırmıyorsun?
Pourquoi n'emploies-tu pas ton brillant esprit scientifique... pour admettre la possibilité... que ce que je dis est vrai?
Hayatının çoğunu zekân, caziben ve küçümsenemeyecek yeteneğin sayesinde kazandın.
Toute ta vie, tu t'en es sorti grâce à ton esprit, ton charme et un talent certain.
Ayakların da ince zekân kadar hızlı mıdır?
Tes pieds sont-ils aussi rapides que ton esprit?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]