English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zincirler

Zincirler traducir francés

223 traducción paralela
Bağlı olduğu zincirler çelik krom karışımıdır.
N'ayez pas peur, les chaînes sont très solides.
Biliyorsun babanı bir gaz bombasıyla bayıltıp sonra zincirler içinde New York'a götüren adam benim.
Vois-tu, c'est moi qui ai assommé ton père afin de l'enchaîner pour l'emmener à New York.
Artık sizi tutan zincirler yok!
Vous n'avez plus de chaînes!
Senin için zincirler kırar binaları kaldırırım, ama senin için çocuk yapmam.
Mais je ne vous ferai pas d'enfants. Et si j'en fais, je ne les partagerai pas.
" Zincirler kırılacak!
" Et leurs chaînes seront arrachées.
Şıngırdayan zincirler...
Bruits de chaînes...
Son zamanlarda uzun zincirler ile yapay lifler yapmayı öğrendik. Suni ipek ve naylon mesela.
On fabrique aussi des fibres artificielles, comme la rayonne ou le nylon.
Optimum zincirler arası çekim gücüyle neler olur biliyor musun?
Et ce qui arrive quand on obtient le maximum d'attraction moléculaire?
Özgür olunca, tüm pislikler ve zincirler gidecek.
Libéré des chaînes, de la saleté et de tout ce qui se passe ici.
Zincirler daha önce de kılıçlara dönüştürüldü.
Des épées ont déjà été forgées à partir de chaînes.
Kapıda altında zincirler olan kocaman bir araba vardı.
Arriver à Montreuil avec une enfant sans père, c'est pas possible.
- Beklediğiniz zincirler geldi.
les chaînes que vous attendiez, docteur.
Zincirler geldi.
les chaînes sont arrivées.
Neyse ki kollarında ve bacaklarında zincirler var.
on ne le connaît pas, qui est devenu. Quoi faire? Bon Dieu, si on avait un peu de chance.
Hayata bir sirkte zincirler kırıp, çubuk bükerek başlayan biri için hiç fena değil.
Et j'ai débuté dans la vie comme briseur de chaînes dans un cirque.
Şeytanlar için zincirler!
Des chaînes pour des démons.
Zincirler.
Les fers!
Siz, zincirler.
Apportez les fers!
Kafkarides, kum kanalları, makaralar ve yedek zincirler.
Les plaques anti-sables, les poulies et les chaînes
Louise'in yardımıyla, Virgil'in bileklerinden zincirler çıkartılır.
Avec l'aide de Louise, Virgil est débarrassé de ses chaînes.
# Eğer boynuna zincirler yerine ilim incileri dolanmışsa
Si le savoir pend à ton cou Comme des perles et non une chaîne
Seni götürmek isteseydik, bu zincirler bizi durdurur muydu?
Si nous voulions réellement vous emporter, cette chaîne pourrait vraiment nous en empêcher?
Zincirler kırılabilir.
On peut couper une chaîne.
Fikrini değiştirirsen zincirler ağır gelmeye başlarsa, beni ara.
Si ta prison te pesait, et si tu changeais d'idée, appelle-moi.
Ama yıllar geçti zincirler defalarca değişti ama ben yaşadım.
Les ans ont passé... on renouvelait mes chaînes... mais je résistais à tout.
Zincirler ne olacak?
- Et les chaînes?
Zincirler bir zenciye yakışmaz Fiddler.
Elles sont pas justes pour les nègres.
Zincirler bir zenciye yakışmaz Fiddler.
Les chaînes, c'est pas juste pour les nègres.
Zincirler... böylece beni kilitleyip, sonsuza kadar senin olmamı sağlayabilirsin.
Enchaîne-moi et tu m'auras pour toujours.
- Bayım, tüm bu zincirler...
- Pardon, monsieur.
Bu 12 uzun yıl, beni tutan zincirler gibiydi. Oh.
Depuis 12 ans je me sentais enchaîné.
Beni dışarı çıkarırken mutlaka zincirler çıkarırdı.
Il me promène avec la chaîne, dans le jardin.
Diğer zincirler engel olmaz.
II ne peut y avoir d'autres obstacles.
Altın zincirler takmaya başlamıştı, Jack.
Il s'est mis... porter des chaînes en or.
Altın zincirler, madalyonlar, yüzükler...
Des chaînes en or, des médaillons, des bagues.
Her gün, öldürmek ve altın zincirler çalmak için dolaşan çocuklar görüyorum.
Chaque jour, je vois des gosses tuer et voler pour avoir des chaînes en or.
Bu zincirler canımı yakıyor.
Ces chaînes me font mal.
Zincirler, nereden geliyorlardı?
Les chaînes, d'où venaient-elles?
Bu korkunç zincirler de neyin nesi?
Que sont ces horribles chaînes?
Zincirler! Bu zincirleri, hayattayken açgözlü davranışlarımızla oluşturduk.
Celles que, de notre vivant, nous avons forgées avec notre cupidité.
Bu zincirler olmasa ne yapardım sana, biliyor musun?
Si j'avais les mains libres, je vous...
Ama zincirler var maalesef Blance. Zincirlere bağlısın.
Mais vous ne les avez pas.
Zincirler muhtemelen iyi niyetle takılmıştır.
Elles sont là pour une bonne raison.
Zincirler içinde, hayatımızı dövüyoruz.
Nous forgeons nos propres chaînes.
- Peki yerdeki bu zincirler nedir? - Onlar prangadır.
Et ces anneaux, là, dans le sol?
Seni tutan bu zincirler değil, Quasimodo.
Comme ça? Tu t'enchaînes toi-même.
Altın zincirler, bilezikler ve madeni pullarla tamamen kaplanmıştı ve yüzü bir maske gibiydi.
Un visage comme un masque.
Zincirler işe yaramıyor.
Les chaînes ne m'aident pas.
Zincirler!
Les chaînes!
"ZİNCİRLER"
"CHAÎNES"
Zincirler oldukça kalındır.
Les chaînes sont trop grosses.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]