English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zindanda

Zindanda traducir francés

170 traducción paralela
Kendini zindanda gibi hissediyorsan, zincirlerini kırman gerekir.
Il faut sortir et affronter le monde.
Zindanda. Babamla beraber.
En Enfer, avec mon père.
Bombayı zindanda bir yere koyun.
Mettez la bombe quelque part, dans un cachot.
Zindanda geçen bunca aya rağmen... güzelliğin hiç bozulmamış...
Même après ces mois dans ce donjon, vous êtes toujours aussi belle.
Cephanelikte ve zindanda bulundun.
Tu es déjà allée dans la salle d'armes et le donjon.
Ben Paris'e varana kadar zindanda kalacak.
Enfermez-le jusqu'à mon arrivée à Paris.
Sen burada yukarıdasın, biz zindanda ter döküyoruz.
Vous ici. Nous on transpire dans une cellule.
Henry, sonsuza kadar onları zindanda tutamazsın.
Henri, tu ne peux jamais les libérer.
Yapacak hiçbir şey olmadan bu zindanda 30 gün.
Trente jours dans ce cachot sans rien faire.
Ben olsam, Kent Sarayı ya da daha iyisi, Oxy Kulesi'ne yerleşirdim... Yani o zindanda oturmak yerine...
Moi, j'aurais au moins choisi la tour la plus haute... pas votre cage à mouches.
Ama zindanda insanın eğilimleri değişebiliyor.
Mais en prison... on voit tout sous un autre angle.
Zindanda bişeyler olmuş Dikkat etseniz iyi olur Ayrılırken,
La main de Xing-hu, la tête du gouverneur, le manuel.
Onu saklayacağım! Ama zindanda.
Je vais le mettre dans mon garde-manger.
Zindanda mı çürümek istiyorsun?
Tu veux qu'on te jette au cachot? Tu veux...
Kısrağı bulduk... -... zindanda, yaşıyor.
On a trouvé la jument, elle est vivante, dans le cachot.
Roninle beraber zindanda.
Dans l'enceinte. Que fait-on?
Yoksa hala zindanda çürüyor olurdun.
Sinon tu serais en train de pourir en tôle.
Bir zindanda yaşıyormuşum gibi üşüdüm... ve ne yazdığımın önemi yok, kuru, sert, karanlık.
Aussi glacé que si je vivais dans un donjon, et qu'importe ce que j'écris, cela reste sec, dur, sombre.
İş, ders, geceleri zindanda dört saat uyku.
Le boulot, les études, les nuits de quatre heures dans un donjon.
Zindanda ne bulunursa otele aittir. Değeri ne olursa olsun.
Tout ce qui sera trouvé ici appartient à l'hôtel!
Delikte, zindanda. On yıldan fazla bir süredir ;
Au trou, au cachot... au long d'une peine de dix ans.
Belki siz bana Henri Young'ın zindanda neden 1000 günden fazla kaldığını söyleyebilirsiniz?
Pouvez-vous m'expliquer pourquoi Young a passé mille jours au cachot?
Henri Young'ın zindanda olduğu 1000 günden fazla zaman zarfında yirmi dört gün geldiniz, 3,5 yıl boyunca.
24 déplacements en trois ans et demi. Henri, lui, a passé plus de mille jours au cachot.
Zindanda 3,5 yıl boyunca ölüme terk edilen bir adam hakkında hiçbir şey bilmiyordunuz.
Vous ignoriez qu'on avait abandonné un homme à son sort au cachot.
Ama kapana kısılmıştı. Ayın hiç doğmadığı bir zindanda kapana kısılmıştı.
Mais elle était prise au piège dans une prison où la Lune ne pouvait entrer.
Her yerde olabilir. Kodeste, zindanda eziyet ediliyor olabilir! Ah!
Elle pourrait être aux oubliettes, dans le donjon, sur le gril!
Şimdi kardeşlerinden biri zindanda. - Kule kapısını açın.
Un de ses frères est donc emprisonné.
Sizin sayenizde kardeşimiz zindanda. Bendeniz utanç içinde, soylular hor görülmekte iken iki gün önce beş para etmeyecek soysuzları soylulaştırmak için her gün büyük payeler dağıtılıyor.
Notre frère est en prison par vos manœuvres, moi-même en disgrâce et la noblesse tenue en mépris, tandis que chaque jour, on anoblit ceux qui, deux jours avant, valaient moins d'un noble!
Sana söyledim, o zindanda çünkü onun ait olduğu yer orası.
Sa place est au cachot.
Ağabeyciğim soğuk zindanda dertlisin diye duydum.
Très cher frère... il paraît que tu as le blues.
Sunnydale Lisesi'nde büyük olaylar olurken üçünüzün zindanda takıIıyor olmanız şaşırtıcı değil.
Et bien sûr, vous êtes au donjon quand il se passe quelque chose d'important.
O kadar özelseniz, neden buraya bakıyorsunuz? Loveless adamları zindanda çalıştırıyor.
Si vous êtes spécial, que faites-vous ici... alors que les savants sont dans le donjon?
Oyunun adı zindanda kilitli.
Elle s'appelle "Dans le cachot".
Zır delilerin kapatıldığı alt zindanda herkesin sevgilisi.
que chérissaient les malades enfermés pour folie meurtrière.
Vincennes'deki bir zindanda altı ay geçirdikten sonra bir fahişenin tenini bir jiletle yaralamış ve yaralara sıcak mum dökmüş.
Après 6 mois à Vincennes, il a mutilé une prostituée... tailladant sa chair au rasoir... et la cautérisant avec de la cire brûlante.
Fry zindanda.
Fry est dans le cachot.
Zindanda troll var!
Un troll... dans les cachots!
Eskiden zindanda parmaklardan asılarak ceza verilirdi.
On vous suspendait par les pouces, dans un cachot.
Herkes zindanda koşuşup dururken, o beni yakalamak için 3. kata çıktı.
Tandis que tous couraient aux cachots, il m'a devancé au 3ème.
Zeyna Şehirdeki zindanda birilerini öldürmüş olabilirsin.
Xena, tu aurais pu tuer quelqu'un dans ce cachot.
Ya da sonsuza kadar mistik bir zindanda tutmanı, işkence etmeni.
Ou m'enfermer à tout jamais dans un donjon mystique ou... me torturer.
Islak ve karanlık zindanda bir kaç ay kalınca eminim ki ihtiyar Chris, dünyanın ucundan düşmüş olmayı dilemiştir.
Après quelques mois au donjon froid, humide et sale, je parie que le vieux Chris regrettait de ne pas être tombé de la terre.
Zindanda o kadar çok zincir kullanmadım demek istedim.
Je veux dire que je n'ai pas mis autant de poisson dans mon assiette.
Büyük, çirkin, karanlık bir zindanda. Şartlı salıverme şansı falan da olmaz.
Dans un affreux cachot lugubre... sans espoir de conditionnelle, la taule!
Zindanda kılıcımı çektim... ve tek başıma oradaki herkesi katlettim ve tek bir altın para düşürmeden. Hub'ı kurtardım.
Dans le donjon, je sortais mon épée... et massacrais tout le monde à moi tout seul il libérais Hub sans faire tomber une seule pièce d'or.
- Zindanda yirmi yıl.
- 20 ans de donjon!
Belki de zindanda kalmayı sevmiyordu.
Peut-être que même le plus petit pas vers un retour à la mortalité valait cela quelque part.
Bir zindanda uyanıyorum.
Je me réveille dans ce donjon.
Uzun süre zindanda kalması sonucunda gücünü yitirdi ve dinlenmek istiyor.
Que signifie : "incarcération"? La prison.
Zindanda kalmak da ne demek?
Bien, Halsey... C'est un nom de Blanc, pas vrai?
Zindanda bişeyler oldu.
Les portes sont fermées?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]