English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zorlamalar

Zorlamalar traducir francés

57 traducción paralela
Annemi belgeleri imzalamaya zorlamalar. Sence de...
Vous forcez ma mère à signer un papier.
Belki beni kardeşimle yatmaya zorlamaları ya da onun gibi bir şey mi?
Comme m'obliger à coucher avec mon frère? Ou quelque chose comme ça?
Çok geç olmadan seni Glassman Klinik'e gönderecek zorlamalar.
Celle qui t'enverra à la clinique Glassman avant qu'il soit trop tard.
Ve... Hepsinden öte yaptığınız ahlaksız zorlamalarınız.. Hepsi en az sizin kadar..
Et surtout votre obstination perverse à les rendre aussi froids et tyranniques que vous.
Ortaçağa ait güvenlik zorlamaları... içten yanmalı sistem ölümcül oranda karbon monoksit üretmekte. Hmm.
Ceintures de sécurité moyenâgeuses, système de combustion dégageant trop de monoxyde de carbone.
Pekala şimdi nemi yapacağız? Bu insanlara baskı yapacak ve bu adamları sendikayla anlaşmaya zorlamalarını sağlayacağız.
Ce qu'on doit faire... c'est faire pression sur eux pour que les propriétaires emploient des sociétés syndiquées.
Barış Muhafızı zorlamalarını bırak Aeryn.
Ne fais pas ta Pacificatrice version dure, Aeryn.
Cordelia, bu işte zorlamalar var.
Des Forces agissent, ici.
Ed Deline'nın usulsüz zorlamaları olmadan mı?
Sans coercition exagérée de la part d'Ed Deline?
Zorlamalarını ve herkesin geçmesini istediğin o aptal psikolojik testlerini anlamıyor.
- Bien sûr. - C'est ma cage. - Ils t'ont mis dix buts.
Bunun gibi bir skandal, beni şirketten atmaya zorlamaları ve yeniden iktidar olmaları için, onlara son kozlarını oynama şansını verecektir.
Un tel scandale leur donnerait le pouvoir de me faire tomber... - et de reprendre le contrôle...
Tüm zorlamaları, baskıları bir yana bırakalım tam istediğin gibi bir eğitimin içinde olacaksın.
Ne prenons pas en compte toute la pression, la formation que tu dois subir pour être aussi bon.
Hayır. Zorlamalar gibi.
Comme des irritations.
Kendisine en iyi şekilde davranılmalı. Zorlamalar, kötü muameleler skandallar yok. Sonrasında hakkında yazabileceği hiçbir şey olmamalı.
Mais bon traitement, pas d'abus, pas de chicanes, pas de scandales... rien sur quoi il puisse écrire plus tard.
Yarı beslenilenlerin büyük bir kısmının zaten öldüğünü biliyoruz. ... vücuttaki zorlamaların komplikasyonları sonucunda.
Nous savons qu'un grand pourcentage de ceux qui survivent à une alimentation partielle meurent de toute façon... des suites de complications systémiques.
Ölüm-kalım ciddiyetinde zorlamalar mı?
Compulsion signifie littéralement la vie ou la mort?
Engizisyonun zorlamaları karşısında tarikat üyeleri yer altına çekildiler.
Sous l'Inquisition, ses adeptes passèrent à la clandestinité.
Tüm zorlamalarına gerçekten minnettarım ama... bence mesafenin geri kalanını kendi yolumdan gitmeliyim... kendi yürüyüşümle, kendi başıma.
J'apprécie que tu aies tant insisté, mais... je dois parcourir le reste du chemin tout seul. A mon propre rythme. Tout seul.
Seni zorlamalarına izin verme.
Ne les laisse pas te malmener. Maman, personne ne la malmène.
Sence, tüm bu zorlamalar ve takıntılar altında...
- vous devez... - Wendell, arrêtez. Vous devez chercher d'autres explications pour ce qui s'est passé entre Brennan et vous.
Bunu başarmaları için, banka soyguncularının kuantum fiziğinin sınırlarını zorlamaları gerekir. Bu teknolojinin maliyetinin bir düzine bankadan ancak sağlanabileceğini söylememe gerek bile yok.
Pour accomplir ceci, vos braqueurs devraient avoir des connaissances pointues en physique quantique, sans parler la technologie qui coûterait plus que les coffres d'une dizaine de banques.
Beni aptal gibi görünmeye zorlamalarına izin vermeyeceğim.
Ils me forceront pas à passer pour un con à nouveau.
Ve senden vazgeçmem için beni zorlamalarına izin verdiğim için çok üzgünüm, fakat babam ve annem birbirlerine bir çift kızgın boğa gibi bakarken ne yapabilirdim ki?
Et je m'excuse d'avoir cédé et de vous avoir abandonné, mais que pouvais-je faire avec papa et votre mère qui se dévisageaient comme des taureaux en colère?
Beni zorlamalarına izin vermeyecektim.
Je n'allais pas me laisser faire.
Düne kadar yasa dışı olanların inançlarına, gelenek ve göreneklerine bizi zorlamaları hoşumuza nasıl gitsin ki?
Comment pouvons nous les apprécier, alors qu'ils nous gavent de croyances et des coutumes de gens qui jusqu'à présent étaient hors-la-loi?
Bunlar günü geçmiş, antika zorlamalar. "Antika"?
Ce ne sont que de prudes obligations.
Senelerce babamın zorlamalarına maruz kaldım.
Bien sûr. Depuis toujours, je subis la tyrannie de mon père.
Rüyalarım, zorlamalar. Mitchell Slocumb'un beni kullanıp başka bir bina patlatmasıyla ilgisi yokmuş.
À travers ces rêves et ces pulsions, Mitchell n'essayait pas de me faire sauter un palais de justice.
Aşık iki insanın aile olmaları şerefine, insanları dans etmeye zorlamalarıdır.
C'est pas un problème, c'est un mariage. Deux personnes qui s'aiment obligeant leurs amis, à danser sur "On est une famille".
Zorlamalarıma karşı direnen birisini görmeyeli uzun zaman olmuştu.
Ça fait un moment que personne n'a résisté à ma contrainte.
Zorlamalarıma karşı direnen birisini görmeyeli uzun zaman olmuştu.
Ça fait un moment que personne n'a résisté à ma...
Federal hükümetinin zorlamaları ne kadar güçlü olsa da bizler adalet için zorbalığa karşı mücadele edeceğiz.
Même face au gouvernement fédéral tout entier, nous combattrons la tyrannie au nom de la justice!
Kendilerini zorlamalarını bekliyorum. İnsanların çoğu gibi, onlar da sınırlarından haberdar olduğunu sanıyor.
Je pense que mon but aujourd'hui est de leur montrer qu'ils peuvent en faire plus.
Bu kadar zorlamaları çok fena.
C'est pire quand ils font du zèle.
- Seni buna zorlamalarına izin veremezsin.
- Ils peuvent pas t'y forcer.
Başlıklılar'ın saldırıları sadece finans sektöründeki kişileri silah zoruyla Glades'deki mal varlığını dağıtmaya zorlamalarıyla sınırlıydı.
Les agressions des Capuches ne concernaient que les membres du secteur financier afin de redistribuer les richesses aux Glades l'arme au point.
Ve başarılı insanları birleştiren şey idealleri için kapasitelerini zorlamalarıdır.
Ce qui fait un grand homme, c'est qu'il tente toujours l'impossible.
Eğer herhangi bir miras bırakacaksak... Umarım bu miras, bizden sonra gelenlerin ; keşfetmeleri, sorular sormaları sınırları zorlamaları, gerçekten zor soruların cevaplarını aramaları için ilham kaynağı olmamız olur.
Et donc si nous avons un quelconque héritage, je souhaiterais que ce soit le fait que nous aurons inspiré ceux qui viennent après nous, à continuer à explorer, à continuer à se questionner, à continuer à repousser les frontières,
Ailelerinin çocuklarını öyle olmaya zorlamalarıyla derdim var.
Ce qui me gène ce sont les parents qui forcent leurs gosses à être comme eux.
Bize bodrumumuzda minyatür şehirler yapmaya zorlamalarıda adil değil.
Nous forcer à construire des villes miniatures à la cave.
Seni zorlamalarına izin verme.
Ne les laisse pas t'obliger.
Senin zorlamalarının dışında, Fae'ler bir Fae'yi yemezler.
Bien que tu les y force, les Fae ne se nourrissent généralement pas de Fae.
Olmadığımız kimselere bizi zorlamalarıyla birbirimize bağlandık.
On s'est rapproché sur des choses qui ne nous ressemblaient pas.
Başlıklılar'ın saldırıları sadece finans sektöründeki kişileri silah zoruyla Glades'deki mal varlığını dağıtmaya zorlamalarıyla sınırlıydı.
Leurs attaques se limitent au secteur financier. Ils essaient d'envoyer de l'argent dans les Glades.
Sendika olarak, eyaletin buraya gelip zorlamalar yapması ve en kötüsü de istasyonları kapatmasını konuşalım.
Parlons du fait que nous, en tant que syndicat, avons laissé l'État intervenir dans nos effectifs, et pire, fermer des casernes.
Onun kırbacına köle olmanın ne demek olduğunu biliriz. Zorlamaları boktan yevmiyeleri dayanılmaz geri zekalılığı...
Nous savons ce que c'est que d'être soumis à ses caprices, sa violence, sa paie merdique sa stupidité intolérable.
Bu sorunlarla başa çıkmak için fazla genciz ama onlar, sorunları üzerimize fırlatmaktan vazgeçmiyorlar bir çözüm bulmak için bizi düşünmeye zorlamalarına dek.
Nous sommes beaucoup trop jeune pour faire face à ces problèmes... mais ils continuent d'arriver sur nous... jusqu'à ce que, finalement, nous soyons obligés de réfléchir à une solution.
Çalışanlarımı sınırları zorlamaları konusunda teşvik ederim. Yeni ve denenmemiş formüller denemelerini desteklerim.
J'encourage mon équipe à repousser les limites, à tester de nouvelles formules.
Çocuğu kendi annesiyle evlenmesi için zorlamaları hoşuma gitmiyor gerçi.
Je déteste qu'il soit obligé d'épouser sa mère.
Geçen seneki zorlamalarımızdan sonra, inanıyorum ki, okul müzikali için nasıl söylesem daha az tartışma yaratacak bir şovun telif hakkını almalıyız.
Reste avec moi et je t'aiderai à te faire ta place.
... ve bu şans aslında, seni bir sanatçı yapabilir. Üzerime gelme sebebin, bütün bu zorlamaların sınıfta bu potansiyeli bir tek bende gördüğün için miydi? Tanrım.
Oh.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]