English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zorluklarla

Zorluklarla traducir francés

242 traducción paralela
Ama yolu zorluklarla dolu.
Mais sa route est semée d'embûches.
Bu zorluklarla başa çıkamayanlar süresiz olarak uzaklaştırılacak hak iddiası olmadan.
Ceux qui ne sauront pas relever le défi seront éliminés... sans solde.
Zatı alinizin, güçlerimizin şuanda ne büyük zorluklarla.. .. uğraştığının bilincinde olmadığı aşikar.
M. le ministre, vous ne semblez pas comprendre les difficultés inextricables dans lesquelles la police se débat.
Onu yakaladılar efendim ve hayatı tehlikede. Buraya çok zorluklarla geldim.
C'est notre chance de tester notre nouveau Gaz de Paix.
- Pekala. - Zorluklarla karşılaşacağız.
Nous pensons que vous devriez le voir.
Hayatım zorluklarla doluydu.
J'ai pas toujours été très heureuse.
Belki Sir Guy, zorluklarla yüzleşme fikrinden hoşlanmıyordur.
Peut-être Sir Guy craint-il les épreuves?
Johnny ile gerçekten mutlu olmak istiyorsanız, zorluklarla yüzleşip, bunu hak etmelisiniz.
Et si tu espère le vrai bonheur pour Johnny et toi, il faut faire face aux épreuves et gagner votre paradis.
Zorluklarla nehirden buraya getirttiğin, tozunu alacağın ve karıncaların yiyemeyeceği bir şey.
Amené par la rivière avec difficulté, pour qu'il soit poussiéreux, et que les termites ne le mangent pas.
Zorluklarla nasıl baş edebildiklerini anladım :
Je comprends qu'elles cherchent à fuir la misère.
Hepimiz, zaman bazı zorluklarla karşılaşırız.
On se décourage tous à un moment ou à un autre.
Texas'ta hayat çok zor. Zorluklarla dolu.
La vie sera rude au Texas.
İhtiyaçlarınızın elinizin altında olmadığı bu yerde zorluklarla karşılaşacağınızı biliyorum.
Ce sera dur, dans cet endroit perdu... où l'on manque de l'essentiel.
Ama bir gün ; bir hafta, bir ay, bir yıl sonra olsun o gün geldiğinde, inşallah, hepimiz evlerimize döneceğiz işte o zaman, burada büyük zorluklarla başardığınız bu işten hepiniz gurur duyacaksınız.
Mais un jour, dans une semaine, un mois, un an... lorsque nous rentrerons chez nous, si Dieu le veut... vous serez très fiers de l'oeuvre que vous avez réalisée ici... face à une telle adversité.
O piliçleri büyük zorluklarla özel hazırlanmıış yiyeceklerle beslemiştim.
Je lui enverrai une paire de coqs comme cadeaux de Noel. Bien, c'est tout ce qu'il y a à dire.
Halkın zorluklarla kazandığı paralarını umursamazca çöpe attınız!
3 milliards d'impôts gaspillés!
Parnell Bevis, İngiliz parlamenter yerel yönetim için aşılmaz zorluklarla mücadele etti. Daha yakın bir geçmişten Topçu Lou Bevis.
Parnell Bevis, un député britannique qui s'est battu pour l'indépendance des citoyens.
Biz sürekli zorluklarla mücadele etmeye alışığız.
Nous sommes fatigués des combats incessants et des privations.
Bir takım zorluklarla karşılaştık, bu yüzden kumar oynayamadım.
Et je n'ai pas le temps, en plus. Je ne fréquente plus les tables.
Zorluklarla kazandığım bilgimi ve onca ihtimam ve samimiyetimi... kalpsiz bir sokak kızına harcadığım için aptallığıma lanet olsun!
Je suis fou d'avoir prodigué les trésors de mon savoir et de mon cœur pour une petite garce comme vous!
3 bin metre yüksekliğinde olsa da Georg her zaman zorluklarla "boy ölçüşmeyi" sever.
George veut toujours "être à la hauteur".
Zorluklarla dolu dünyada verdiğimiz savaşların sonunda yalnızız.
Il doit lutter pour traverser sans plier, seul, ce monde brutal.
Başlangıçta zorluklarla karşılaşabilirsin. Finansal anlamda, demek istiyorum.
Les débuts seront peut-être difficiles, sur le plan financier.
Yani, görüldüğü üzere... bütün ihtişamına rağmen hayatları tehlike ve zorluklarla doluydu.
Ainsi, on le verra, leur vie... malgré sa splendeur, n'était pas sans danger et sans difficultés.
O kadar zorluklarla bulduğumuz bedeni, kabul etmeme gibi bir saçmalığı nasıl rapor edeceğimi düşünemiyorum bile.
Que vous répondre, c'est ridicule de refuser un corps que nous avons eu un mal extrême à trouver.
Büyük zorluklarla, onunla... evinde röportaj yapmayı başardık.
Nous avons réussi, non sans difficulté, à l'interviewer chez elle.
Sydney'den, yıllar boyunca edindiği tecrübeyi... karşılıksız olarak size sunmasını bekleyemezsiniz... Zorluklarla edindiği bilgi birikimini... Sanki o aptal seminer hala devam ediyormuş gibi.
Ce n'est pas bien de demander à Sidney le fruit de ses années d'expérience, son savoir durement acquis, sans rien en retour, comme si son stupide cours n'était pas terminé.
Konu ulusal güvenlik olunca, Ruslar, bizim sistemimizdeki zorluklarla uğraşmıyor.
Les Russes n'ont pas ces problèmes de sécurité nationale.
Böyle bir kanun dahi olmasaydı, ki var maalesef gerçek tehlikelerle dolu bir girişimi onaylama konusunda büyük zorluklarla karşılaşırım, ki bunun böyle bir girişim olduğunu düşünüyorum.
Même s'il ne s'agissait pas d'une loi, et c'en est une, il m'aurait paru difficile de donner mon aval à un projet aussi lourd d'authentiques menaces que me semble celui-ci.
Hepimiz, olgun bir yetişkin gibi zorluklarla baş etmeyi öğrenmek zorundayız.
Chacun de nous doit, a sa maniere, affronter l'adversité avec courage et determination.
Belki o çocuğun korkunç kötülüklerle yüzleştiğinde içindeki cesaretin birazı, ben hayatta zorluklarla karşılaştığımda bana geçer diye. Korkaklarla, sığ görüşlülerle yüzleştiğimde. İsimsiz telefonların ardına saklanan, nefret ve zehrini kusan öfkeli yobazlarla.
Le courage de ce petit garçon devant le mal qu'il affrontait... peut m'aider à faire face aux vicissitudes de ma vie... à faire face aux esprits bornés, lâches, sectaires... et intolérants qui se cachent derrière des appels anonymes... pleins de haine et de mépris.
Ne zorluklarla çektim ben o fotoğrafları biliyor musun?
Impossible. J'ai eu trop de mal à prendre ces photos.
Muhasebe zorluklarla doludur.
la comptabilité, c'est un métier... qui exige des sacrifices.
Artık bizim kadar başarılı olamamış olanlarla, zorluklarla kazandıklarımızı paylaşmanın zamanı.
A présent est venu le moment où nous pouvons partager nos acquis durement conquis avec ceux qui on moins de réussite que nous.
Bu dünya zorluklarla dolu ama kimi zaman da şansın yaver gider.
Le monde est dur à vivre, mais on a parfois de la chance.
Bu yüzden, araştırmamız sırasında bazı zorluklarla karşılaşıyoruz
On a donc rencontré quelques difficultés pendant notre enquête
zorluklarla ilgili olacak, öncülerin, yerlilerle mücadeleleri, sevdikleri toprakları kurtarmak için yaptıkları.
Parle-moi de ce roman. Ça se passe au Texas.
Sen ve yoldaşın muayyen zorluklarla karşı karşıya kalacaksınız.
Toi et tes compagnons devrez faire face à de grandes difficultés.
Eğer aşağıdaki ekip zorluklarla karşılaşırsa, onları buraya ışınlayamayız.
Si l'équipe au sol a des problèmes, on ne pourra pas les téléporter.
Yarı-tanrılar zorluklarla savaştı Ve rezil oldu.
Les demi-dieux furent à la mode, mais ne méritaient que moqueries.
Dağları yıkabilecek zorluklarla karşı karşıya.
Il affronte des calamités qui détruiraient une montagne.
Psişik ameliyat her zaman zorluklarla karşılaşmıştır.
La chirurgie psychique a toujours dû faire face à une certaine adversité.
Frank Grimes ya da Grimey, çağırılmak istediği gibi. Bize bir adamın ne zorluklarla büyük başarılar elde edebileceğini öğretti.
Frank Grimes ou Grimey, comme il aimait être appelé nous a appris qu'un homme peut triompher de l'adversité.
İç sensörleri ayarlamak istediğimde benzer zorluklarla karşılaştım.
J'ai éprouvé les mêmes difficultés avec les détecteurs.
evet ama, büyük zorluklarla.
Oui, mais non sans peine.
Vücutlarımız da hayatta yeni zorluklarla karşılaşır ve herbiriyle uğraşmak için çalışırız.
Notre corps doit lui aussi faire face à plusieurs défi et nous nous métamorphosons pour y faire face.
Manken Öğrenciler. Üç genç kadının bir modellik okulundaki zorluklarla boğuşmalarının anlatıldığı etkileyici bir drama.
Ecole Top model, l'histoire dramatique de trois jeunes femmes confrontées au stress d'une école de top model.
Avukat olduğum zamanlarda, Davalar ve zorluklarla geçen uzun bir günün sonunda, tek zeytinli sek bir votka martini için hep beraber "MacSwaggin's" a giderdik.
Quand j'étais avocat, après une journée de procès et de tribulations, on allait se prendre une Vodka Martini chez McSwaggins.
Sıkıntılarla, zorluklarla yüzleşmek erkekliktir.
La virilité, c'est affronter les problèmes, la vérité.
Ama siz yürekli olun. Tek başınayken zorluklarla başetmek daha güçtür,
Mais ne vous en faites pas, s'en sortir seul, dans la vie, c'est un sacré problème.
Zorluklarla başa çıkamayacaksak bize kadın demezler.
Depuis quand on aime les choses faciles?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]