Zıva traducir francés
57,121 traducción paralela
Hatamızı düzelteceğiz.
On va arranger ça.
- Hatamızı düzelteceğiz.
On va arranger ça.
Onu ne yapacağız?
Que va-t-on faire de lui?
Kızını sana getirecek.
Il va ramener votre fille.
Seni buradan çıkaracağız.
On va vous sortir de là.
Az sonra işkenceye başlayacağız herhalde.
Parce que ça va finir en torture à ce rythme.
Buradan çıkacağız.
On va partir d'ici.
Bunu atlatacağız.
On va s'en sortir.
- Bunu sahiden yapacak mıyız?
- On va faire ça?
Ne yapacakmışız?
Que va-t-on faire?
Seni özgürlüğüne kavuşturacağız baba.
On va te libérer, papa.
Bakuto'nun icabına Colleen'le birlikte bakacağız.
On va s'occuper de Bakuto, avec Colleen.
Hadi dans etmeyen bir tek biz varız.
Viens, on va leur apprendre à danser.
Canım, bu hayatımızı kurtaracak resmen teşekkür ederim.
Ça va nous sauver la vie!
Pekala, millet sıradan birini bulacağız
Très bien. On va localiser un quidam.
Amiş olmayacağız anne bir uçak kazasında öldüğü zaman uçağı bırakamzsın onları güvenli hale getirirsin Mae, Mae en azından bundan kaçınabiliriz.
On va devenir des amish, quand même. On renonce pas à l'avion après un crash, on renforce la sécurité. Mae-Mae, attends encore un peu.
Burayı yeniden yaratacağız.
On va rebâtir The Circle.
Bir yolunu bulmazsam hepimiz fena hâlde boka batacağız.
On va tous être dans la mouise si je ne trouve pas de solution.
Evet, buradan birlikte çıkacağız, değil mi?
On va sortir d'ici, tous les deux.
O atları bulup zamanında yola çıkacağız.
On va les retrouver et revenir à temps.
Biliyorsun ki belli bir noktada New York konusunu konuşmamız gerekecek.
Tu sais qu'on va devoir parler de New York.
Böyle koşturup durmaya devam edersen yakalanacağız.
- Bouge pas! Tu vas nous faire repérer. - On va mourir!
- Özür diledik ya! - Eva'yı nasıl bulacağız şimdi?
Comment on va retrouver Eva?
Oy hakkını bu sayede kazanacağız.
C'est comme ça qu'on va pouvoir voter.
- Onu cepheye bırakacağız.
On va la déposer sur le front!
Bunu sırtımıza alacağız. Ben işaret verince kaldıracağız.
On va mettre ce truc sur notre dos et quand je dis go,
Ne yapacağız?
Qu'est-ce qu'on va faire?
Önce yakalarız sonra da neden saf değiştirdiğini öğreniriz.
Eh bien, tout d'abord, nous allons l'attraper et de lui demander ensuite - pourquoi il est retourné. - Ça ne va pas être facile.
Bay Hiç Kimse dedi ki Dom'u yakalama konusunda bir şansımız varsa inanılmaz hızlı olmamız gerekiyormuş.
Que si on veut avoir une chance d'attraper Dom... Il va falloir être sacrément rapide. Peut-être que cela pourrait aider.
Rus yapımı denizaltıları, nükleer kodlar kulağa ne yaparsak yapalım bacaklarımız kopacakmış gibi geliyor.
Sous-marins russes, arme nucléaire, on dirait que tout ce que nous faisons on va se faire bombardés au large.
Daha büyük bir kamyonete ihtiyacımız var.
On va avoir besoin d'un plus gros camion.
Hayır, bununla savaşacağız.
On va contester.
Bunu yapacağız!
On va réussir.
Tekeri değiştir yoksa geç kalacağız.
Change ce putain de pneu ou on va être en retard.
Merak etme, gittiğimiz gibi 911'i arayacağız.
- T'en fais pas. On va appeler la police dès qu'on aura décampé.
Ayak parmağınız bu sabah nasıl?
Comment va l'orteil, ce matin?
Kraliyete karşı işlenen suçun araçları olarak kanuni muameleye tabi tutulmanız mevzubahis.
Et en tant que complices pour un crime contre la Couronne, il va y avoir une procédure.
Sizi Paris'e götürecek bir adamım var. Bu iş bitinceye kadar orada kalırsınız.
Un de mes hommes va vous emmener à Paris et vous y resterez jusqu'à ce que les choses s'arrangent ici.
Gerçekten kazara olduğu için de olası zararımızı, hatta daha fazlasını karşılayacak.
Laquelle, vu que c'était un accident, va couvrir notre perte, voir même plus.
Anneye, kızının er ya da geç döneceğini söylemesini söyledim.
Je lui ai dit de dire à la mère que sa fille va éventuellement finir par se radiner.
Bu Angela'nın kulağına giderse kız delirir.
Angela va devenir dingue quand elle va avoir vent de ça.
- Buradan başlayacağız.
- Voici ce qu'on va faire.
Gerisini koalisyon ortaklarımızdan alacağız.
On va demander le reste à la coalition.
Nasılsınız?
Ça va?
Peki, o şerefsizleri başka nereye koyacağız?
On va les mettre où, tous ces connards?
Ve bu operasyonla kararlılığımız tam anlamıyla sınanacak.
Cette opération va mettre notre ténacité à l'épreuve.
İsterseniz din işleri subayımız bize bir dua okusun.
L'aumônier va dire une prière.
Dinleyin. Çatıya çıkıp ne olup bittiğini anlayacağız.
On va monter sur le toit pour reconnaître le terrain.
İyi olduğundan emin olmamız gerekmiyor mu?
On lui demande pas si elle va bien?
Teselli ödülüne gelirsek, dediklerin hakkında büyük bir kavgaya tutuşacağız. Ed... - Ama bu gece değil.
Puisque que je suis le lot de consolation, on va avoir une grosse engueulade, mais pas ce soir.
Biz de öyle yapacağız sanırım.
Alors c'est ce qu'on va faire.