English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ç ] / Çaf

Çaf traducir francés

107 traducción paralela
- Üniversitede okurken çalışıyorsunuz. Üzgünüm ama ben zaten Klik, Pik, Hik, Tik Gaf, Staf, Laf ve Çaf'a üyeyim.
Désolé, mais je suis déjà abonné à Jardins,
Komedyenler beni sıkıyor.
Quand on est dans le caf conc on y reste!
Görüntün, sesin veya bir şeyin yoksa. - Bende de o var işte.
Tu n'espères pas t'échapper du caf conc?
Ziegfeld'e çalışmak için sokak kızı olacağım yani.
Même au caf conc j'étais une bourgeoise.
Müzikholde çalışırken, şarkıcı erkek arkadaşım ondan daha meşhur olduğum için beni ulu orta tokatlardı.
Quand je faisais du caf conc'... Mon ami qui était chanteur de charme... Il me giflait parce que...
Yani diyorsun ki kızın nerde yaşadığını hiç öğrenmedin?
Votre caf é, M. Ritter.
- İşte kahveniz, Herr Ritter. Çok teşekkürler.
Du vrai caf é!
Onları ne zaman nereye istiyorsun? Arka oda...
Dans l'arrière-salle du caf é Kramer?
Aldatan kurban, Vito Cafıero, 24 yaşında bir öğrenci.
C'était la une des journaux. La victime : Vito Cafiero, 24 ans, étudiant.
Şu adi herif yine mi telefon etti yoksa?
L'autre caf, t'a encore téléphoné, c'est ça?
Ve bir fincan kahve elbette.
Et un caf é, naturellement.
Kafeteryada görüşelim mi? - Tamam.
J'ai laissé mon déjeuner dans la voiture, je te retrouve à la caf'.
- Biraz kahve alabilir miyiz?
- Oui? - Caf é. - Tout de suite.
Kahveye bakayım.
Je vais voir si le caf é est prêt.
Üstünde o caf caflı halkalardan olanlarından. O halkalara bayılıyorum.
Ceux avec les jolies bagues.
Ben kahve alayım.
Juste du caf ê.
Kahve.
Du caf ê.
Hayatımda içtiğim en kötü...
C'est le pire caf ê...
Burada kahve var mıdır?
Il y a du caf ê?
Kahve var mı, yok mu?
Il n'y a pas de caf ê?
O sayfa Bay Garibaldi tarafından lekelendi.
c'est une tache de caf ê laissée par M. Garibaldi.
Ben uzun bardakta, kremalı, yarım kafeinli alayım.
Je prendrai un grand cap', un demi caf triple dose.
Uzun bardakta, kremalı, yarım kafeinli mi?
Grand cap, demi caf triple dose.
Okul? Doğru gidin, sola dönün, kasaba merkezini geçin, Yosi's caf'a ulaşana kadar devam edin.. Çatlak teneke gibidir.
Tout droit, à gauche, traversez le centre jusqu'au café de Yosi, ça ressemble à une maison de fous.
Batı tarafı caf caflıdır, ama patron doğu tarafıdır.
Le West Side est cool, c'est l'East Side qui contrôle.
Hayır, doğu tarafı caf caflıdır, ama patron batı tarafıdır.
Non, mec, c'est l'East Side qui est cool. Le West Side contrôle.
- Yarı kafeinli.
- Un semi-caf?
- Yarı kafeinli geliyor.
- Oui. Un semi-caf.
Yarı kafeinliymiş.
Un semi-caf.
Yarı kafeinli kahve içeceğiz.
On va prendre un semi-caf.
- Yarı kafeinli kahveniz.
- Et un semi-caf.
- Bir yarı kafeinli daha.
- Un autre semi-caf.
- Bir tane daha.
- Un autre semi-caf.
- Kahveni çöpe atıyorum.
J'essayais de jeter ton Caf-Pow.
Canına okur.
Caf-pow, Bébé.
Bir fincan kahve içerken dertleşebiliriz. Hayır.
Nous pourrions discuter de nos tristes vies autour d'un caf �.
New York'taki kafelerin... işlerini oldukça arttırmıştık.
'Nous avions consid � rablement augment � le chiffre des caf � s de N.Y.'
Son bir fincan kahve?
Une derni � re tasse de caf �?
George Bush ile öğle yemeği yedim, biraz sonra Madonna ile kahve içeceğim.
J'ai d � jeun � avec George Bush et l � j'ai bu un caf � avec Madonna.
Bu Rişi her şeyi ortada bırakmış.
Caf �? Rishi � tout bu.
Bir şey uydurmam lazım. - soğuk kahve götürmem içeri.
Je dois improviser. - Je n'apporterais pas de caf ‚ froid!
Kahve soğuk olması lazım.
Le caf ‚ doit ˆtre froid.
Ve biraz dinlenmenizi, kendisinin de En kısa zamanda burada olacağını size iletmemi istedi.
En attendant, il a sugg ‚ r ‚ que vous preniez tous un caf ‚ et que vous vous relaxiez.
Kahve soğuk.
Ce caf ‚ est froid!
Size Barda Bir bardak Kahve ısmarlayayım.
Je peux vous offrir un caf ‚ au bar. "
Bana iğrenç kokulu, sanki havaalanınla ayni zamanda yapılmış bir Bar da, iğrenç soğuk bir kahve ikram ediliyor.
Voulez-vous une tasse de caf ‚ froid et d ‚ gueulasse, dont l'odeur rappelle celle d'un pneu br – l ‚?
ve soğuk kahvemle yolcu salonunda Oturuyorum. Birde ne göreyim?
Je suis dans la lounge, mon caf ‚ froid... la main, et que vois-je?
Bir taze kahve alabilir miyim?
Je peux avoir un autre caf ‚?
Edgar, gitmeden bir kahveye ne dersin?
Edgar, Un caf ‚ avant que nous ne commencions?
Bu sizin, köpüksüz Teşekkürler Teşekkürler.
- Demie caf, sans crème, sans lait. Voilà. - Merci.
Kafeinli içeceğim nerede? Makine boşalmıştı.
OK, on a deux questions pour toi : où est mon Caf-Pow?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]