Çekim traducir francés
3,285 traducción paralela
Kaç saat çekim yaptın sen?
T'as combien d'heures?
Çekim saat dörtte baylar bayanlar.
Les papiers pour 4h, mesdames et messieurs.
Sistemler teorisine göre doğal dünya dokusu insan biyolojisinden biyosfere, yeryüzünde canlıların yaşadığı her yere ve güneş sisteminin çekim gücüne kadar sinerjik olarak tamamen birbirine bağlı muhteşem bir sistemdir...
La théorie des systèmes établit que la structure du monde naturel, de la biologie humaine à la biosphère terrestre, en passant par la force gravitationnelle du système solaire lui-même, est un énorme système synergétiquement connecté - entièrement interconnecté.
Sadece o kozmik çekim yoktu.
Mais c'était pas... le grand amour.
Kozmik çekim yoktu.
Pas le grand amour.
Başkanla ilgili olan çekim mi?
Celui du maire?
Louisiana'da 3 ay boyunca çekim yaptık. Tüm evin içinde dans ettim Ve bir gerilim filmi.
Je me suis assis et je vous ai écouté.
Aramızda karşı koyulmaz bir cinsel çekim gücü vardı.
Nous avions des grands sentiments l'un pour l'autre.
Şimdi, sıradaki çekim, dış alanı kapsayan güvenlik kameralarından.
La prochaine séquence provient des caméras de sécurité qui couvrent l'extérieur.
Pekala, Susan, aralıksız hayallerin olduğu bir ara çekim için sadece birkaç hareketli sahne istiyorum.
Il me faut juste des réactions à entrecouper avec le rêve.
Pucks ilk bölüm 14.sahne, 2.çekim.
Palets! Pilote, scène 14, 2e prise.
Gözlere yakın çekim yaptığından emin ol Scotty.
Prends les yeux en gros-plan.
Sanırım Brody bir çekim gücü oluşturdu.
Brody est une vraie attraction.
Üç yıllık yazım, bir yıllık çekim dört yıllık tekrar çekim ve iki yıllık düzenleme sürecinden sonra sonunda filmimi tamamladım.
Mais tout a une péremption, je dois manger et remplacer tout ce qui va expirer. Ça m'évite de prévoir mes repas. - Ces tomates ont huit ans.
Bayan Stearns, genç bir bayan hakkında bazı fotoğraflara sahip. Gizli çekim. Uyuşturucu alırken fahişelik yaparken çekilmiş fotoğraflar var...
Mme Stearns a en sa possession des photos d'une jeune femme, prenant de la drogue, se prostituant,
Astronotlarda özellikle sıfır yer çekim ortamında uzun süre kaldıklarında.. .. kemik yoğunluğunda ciddi kayıplar olabiliyor. Bu da osteoporozun bulgularını taklit eder.
Les astronautes subissent une baisse de densité osseuse après des périodes prolongées en apesanteur, imitant les symptômes de l'ostéoporose.
Bir, kesin bir çekim programı yapmalıyız.
Un, nous devons définir un planning précis.
Burada çekim yapmak yok.
On ne filme pas ici.
İşte çekim böyle bir şey.
Voilà à quoi ressemble un tournage.
Çok fazla yakın çekim yaparız.
On fait pas mal de gros plans.
Yerel haberlerden birileri Dr. Steiner'la çekim yapmak üzereler. Hartley davası hakkında.
Un journal local s'apprête à interviewer le Dr Steiner sur l'affaire Hartley.
Vücuduma mesaj yolladım. O da bana bu gece biraz daha çekim yapacağımızı söyledi.
Mon ami va en filmer, ce soir.
Amber'in çekim yaptığı bütün fotoğrafçıların bir listesini alalım.
Je veux la liste des photographes avec qui Amber a travaillé.
Peki çekim kiminleymiş?
- Qui a fait les photos?
Çekim çoktan başladı.
La caméra tourne.
Görmezden gelemediği bir çekim olmuş aralarında.
Il y avait une alchimie évidente.
Hayır ama biri Dünya'nın kendi ekseni etrafında dönmesiyle diğeri de Ay'ın çekim kuvvetiyle oluyor.
Non, la rotation de la Terre s'en charge.
Sahiden öyle olduğumuzu mu sandın? İkimizin arasındaki derin, doğal bir çekim mi?
Tu pensais qu'il y avait une profonde et naturelle affinité entre nous?
Brokeback Mountain, çekim bir.
OK, Brokeback Mountain, take one.
Evet, çocukların filmlerde çalışma süreleri oldukça kısıtlı bu yüzden arka çekim alırken genellikle cüceler kullanılır.
Les enfants ne peuvent travailler qu'un nombre limité d'heures par jour s'ils filment un plan dos à l'enfant, ils prennent souvent des nains.
Helena Bonham Carter'la boktan bir ücrete çekim yapıp kötü bir aktör olduğun için repliklerini sakallı şişkolara söyletmelerini ister misin?
" pour gagner peanuts pendant qu'un gros type lit tes répliques tellement t'as un jeu merdique?
Yani klip için şarkıları kaydedecek, sahne çalışacak ve çekim yapacaksınız. Bunu yaparken de uzman bir ekip size eşlik edecek...
Vous travaillerez avec des experts... en particulier avec Zach Woodlee, le chorégraphe de Glee, et la productrice Nikki Anders.
İkinci kamera için hastalardan biriyle çekim alalım. O olur mu?
Il me faut des plans de toi avec un patient.
Marshall, bana çekim bitmeden bir gün gelip film çekimini gözlemleyebileceğimi söylediğini hatırlıyor musun?
Marshall, vous vous souvenez quand vous aviez dit qu'un jour je pouvais observer le tournage avant qu'il ne soit terminé?
Önümüzdeki haftaya kadar çekim bitmez.
Le tournage ne sera pas terminée avant la semaine prochaine.
Çekim ve kayıt formum da hazır.
J'ai mon chèque. Et mon formulaire d'inscription.
Çekim yapmak yok, onu aşağı indir.
Pas de caméra, éteins-la.
Neden kameraların çekim yapmasını istemedin?
Pourquoi tu voulais pas les caméras?
Finansman, çekim ve dağıtım açısından sinema sanayisinin bazı sorunlarını çözmeyi denememiz denebilir buna.
C'est notre tentative pour rénover et corriger certains problèmes de l'industrie cinématographique en termes d'innovation dans le financement, la prise de vue et la distribution.
İmaj hakları sorun olmamalı, formları çekim sırasında doldurtuyoruz.
Le droit des images ne devrait pas être un souci, nous faisons signer les formulaires lorsque nous filmons.
Kameralar yakın çekim girdiğinde, derin sıkı görünsün diye mi?
Pour avoir une belle peau devant les caméras.
Arka plan... Çekim...
La mise en scène...
İyi bir çekim olduğunu söylediler.
Apparemment, la photo est bonne.
Ama Melissa'nın çığlığını duyduktan sonra her şey ağır çekim ilerliyor gibiydi.
Mais après avoir entendu Melissa crier... C'était comme si tout était au ralenti.
Demek istediğim işe yeni başladığımda benimde bir sürü kira çekim karşılıksız çıktı.
J'ai fait beaucoup de chèques en bois quand j'ai commencé.
Carlton'la bir bardaydım ve onu izlemek için gizlice gidip arabama kaçmıştım çünkü çekim seviyesinden gerilmiştim. Aniden ona hem duygusal hem de fiziksel olarak aşık olmuştum.
J'étais dans un bar avec Carlton et je suis partie furtivement jusqu'à ma voiture pour l'observer, parce que ressentir une telle attraction émotionnelle et physique m'a rendue nerveuse.
Selam. Benim bir hediye çekim var da...
J'ai reçu un coupon pour un entrainement...
Özel egzersiz çekim var, eğitmenimi bulsam iyi olur.
J'ai un entrainement privé, Donc il faudrait que je trouve mon entraîneur.
Helena'nın etrafından çekim alalım ve Danny'nin dublörünü de getirin. Çocuk dublörüyüm.
Je suis la doublure d'un enfant.
Yakın çekim için hazır mısın?
Prêt pour le gros plan?
Çekim nerede? Çekim nerede?
Mon chèque!