Çoy traducir francés
67 traducción paralela
Ok-çoy Yi-iy İkir-foy, An-yay.
Bonne-hey id-hey, An-hey.
Bu lahana, tatlı patates, havuç, çoy.
Salade, courge, patates douces, carottes, pak choi.
- Çoy?
- Pak choi?
Çoy da nedir?
C'est quoi ça?
- Coy.
Coy!
- Joe, Kid Coy'u tanıyorsun.
Tu connais Kid Coy?
Takvim kızımız yalnızca ilham veriyor Coy kardeşim.
Notre pin-up est une inspiration, frère Coy.
Kendini kandırıyorsun Coy.
Tu te fais des idées.
Umarım başarırsın Coy.
Bonne chance, Coy.
Coy, Spencer ile şu molozu boşaltın. Şuraya geri dökün.
Coy et Spencer, videz la terre là-bas.
Spencer, sen ve Coy biraz elektrik kablosu sökün.
Dénudez ce fil électrique.
Coy! Miller'ın kim olduğunu biliyoruz ve onu daha önce buradan atmıştık.
Oui, nous avions éliminé Miller.
Coy Cavendish.
Coy Cavendish.
- Coy.
- Coy.
Coy.
Coy.
Ondan çok dah öteye ulaşmak istiyorum.
Je veux aller plus loin que ca. Pas vrai, Coy?
Ya ben? - Coy.
Et moi?
Söylesenize, Coy'u ne zaman asacaksınız?
Dites-moi, quand allez-vous pendre Coy?
Pekala, Coy. İşte sana fırsat.
Coy, c'est a toi de jouer.
Ama Coy?
Mais Coy?
Bobby McCoy, Billy Schaffer.
Bobby Mc Coy, Billy Schaffer.
Mc Coy, biri bende, diğerini kaçıracağım.
Écoutez. McCoy, je vais en prendre un, et l'autre va se tailler.
İhtiyar Coy LaHood çok güçlü biridir.
Le vieux Coy est un homme puissant.
Vaiz Efendi, ben Coy LaHood.
Pasteur, je m'appelle Coy LaHood.
Orada olduğunu biliyorum Coy!
Je sais que tu es là, Coy!
Ben Coy'la konuşmak istiyorum.
C'est à Coy que je veux parler.
Utangaç sazanlar söyledi
On a voulu me parler, coy koi
John McCloy, Biocyte Eczacılık Başkanı.
John Mc Coy, PDG de Biocyte.
- Hayır, Phones Mc Coy!
Mais non! C'est Dom.
- Böcekler Coy'u aldı!
- Les Cafards ont eu Coy!
Coy Awnee başlama vuruşunu yapıyor ve topu sol tarafa gönderiyor. Yakın taraftan kolayca sıyrıldı ve güzel bir koşu yapıyor.
Coy Awnee ramène le kickoff * pour Westerby, et remonte sur la gauche, il s'échappe et entame une superbe course.
Kovboy'un da bir eve ihtiyacı olabilir.
Aider ce coy-bow à rentrer chez lui.
- Seni neden seviyorum biliyor musun Danny Mc Coy?
- Tu sais pourquoi je t'aime Danny McCoy? - Pourquoi?
Şunu söylemek isterim ki, Mike'ın sahip olmadığı şey sende olan Danny Mc Coy çekiciliği.
Et te dire que la seule chose que Mike n'a pas et que tu as très clairement, c'est le mojo de Danny McCoy.
Baksana, Danny Mc Coy'u buralarda gördün mü?
Écoute, tu n'as pas vu Danny McCoy par hasard?
Bay Mc Coy?
M. McCoy?
Bugün kilisede yoktun. Coy'la beraber şimdi oraya gidiyoruz.
- T'étais pas à l'église.
Erkek arkadaşı Coy'la, vakit öldürmediği zamanlarda evde çok yardımcı olur
D'une grande aide quand elle n'est pas avec lui.
Coy iyidir ama, Teddy lanet olası bir suçludur.
Coy, ça va, mais Teddy est un voyou.
Onun tek göreceği şey itmeye uğraştığı Coy'un eli olacak.
Elle verra les mains de Coy tout en le repoussant.
Coy, yukarı çıkar onu!
Coy, emmène-la!
Belki ben Coy'larda yiyebilirim anne, faydası olursa.
Je peux manger plus souvent chez Coy, ça aiderait.
- Coy?
- Coy?
Coy'da bir kaç yıl ceza aldı.
Coy écopa de 2 ans.
Hayır. Asıl Danny McCoy yapmaz böyle bir hatayı. Ama anlaşılan Mike Cannon yapıyor.
Non, Danny Mc Coy ne fait pas ce genre d'erreur, mais apparemment Mike Cannon si!
Sizi tanımadığımızı mı sanıyorsunuz, Bay McCoy?
Vous pensez que nous ignorons qui vous êtes, Monsieur Mc Coy?
Sizi dinliyorum, Bay McCoy.
Je vous écoute, Monsieur Mc Coy.
Bebeğimizin bir adı olmalı. Ve o ad da McCoy olmalı.
Notre bébé devrait porter le nom Mc Coy.
McCoy, orada mısın?
Mac Coy, tu es là?
McCoy!
Mac Coy!
Coy ve ben şirin bir şekilde tanışmalıydık ama biraz iğrenç oldu.
Au lieu d'être charmante, notre rencontre a été sordide.