English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ö ] / Ödünç aldım

Ödünç aldım traducir francés

709 traducción paralela
İğne ipliğini ödünç aldım.
Je vous ai pris du fil et une aiguille.
Halandan broşunu ödünç aldım.
Vos tantes me l'ont prêtée.
- Donanmadan senin için ödünç aldım.
- Je l'ai emprunté à la marine.
- Hayır, bir arkadaşımınkini ödünç aldım.
- Non, je le rode pour un ami.
Ben de bayanı eve bırakmak için arabasını ödünç aldım.
Je pris son fiacre pour la ramener chez elle.
- Daha neler! Birinden ödünç aldım.
Bien sûr que non, j'en ai emprunté un.
Bunları ödünç aldım.
J'ai emprunté ça.
Sanırım kendine at arıyordu, Ben onunkini ödünç aldım.
Il cherche un cheval. J'ai pris le sien.
Sizin için ödünç aldım.
Je l'ai caché pour vous.
- Duldan ödünç aldım.
- Je l'ai emprunté à la veuve.
Onun kaşkolunu ödünç aldım.
Je lui ai emprunté cette écharpe que je porte.
Jiroskoplu denkleyicinizden de birkaç sarmal bobin ödünç aldım.
Oui, commandant. J'ai emprunte des solenoides de vos gyro-stabilisateurs.
Evet. Eşimin. Ondan ödünç aldım.
C'est à la mienne, je l'ai empruntée.
Bunları ödünç aldım.
Je les ai empruntés.
Senin için polis akademisinden ödünç aldım.
Je l'ai emprunté à l'école de police.
- Götürmedim. Ödünç aldım.
Je l'ai juste emprunté.
Geçmişte ondan çok şey ödünç aldım.
Elle a largement fait ses preuves.
Eskiden çıktığım bir cadıdan ödünç aldım.
C'est celui d'une vieille sorcière que je fréquentais.
Gömleğe ihtiyacım vardı ben de ödünç aldım.
C'est une chemise sale, mais pas à moi.
Atı Kızılderili bir kızdan ödünç aldım.
J'ai pris ce cheval à une Indienne.
İğne yastığını ödünç aldım. Umarım kızmazsın.
J'ai emprunté votre tambour, vous ne m'en voulez pas?
- Sadece ödünç aldım. Yatarken bırakırım.
Je le lui rapporterai en allant me coucher.
Teyzemin evini ödünç aldım.
Ma tante me prête son appartement.
Ödünç aldım.
Euh... c'est un prêt.
Ödünç aldım, efendim.
Emprunté seulement ma chère!
- Sadece ödünç aldım.
- Seulement emprunté.
Gemi kütüphanesinden ödünç aldım.
je l'ai emprunté à la bibliothèque du bateau.
Bunu Bay Summers'dan ödünç aldım.
je l'ai emprunté à M. Summers.
Ev sahibimin bahçıvanından arabasını ödünç aldım.
On m'a prêté une voiture.
Ödünç aldım ve geri vermeyi unuttum. Nasıl olduğunu bilirsiniz.
Il me l'a prêtée et j'ai oublié de la lui rendre.
Evet, anahtarı ödünç aldım.
Oui, je... j'ai pris la liberté de vous emprunter votre clef.
Sadece gizli bir şekilde ödünç aldım.
Je l'ai juste emprunté. Je vais...
- Buyurun, Bay Bulaşkan? Şu şehir dışında olduğunu söylediğim arkadaşım... eminim arabasını ödünç almama aldırmaz.
Ce type qui est absent, je pourrais emprunter sa voiture.
Az önce ödünç aldım.
Je viens de vous l'emprunter.
Bay Lombard'dan ödünç aldığım ve sonra onun basamakta bulduğu silahtan atılan kurşunla öldürüldüm.
Tué par l'arme que j'avais empeinté à M. Lombard. Qu'il a ensuite retrouvée dans les escaliers.
Ödünç aldığı. ... tartışmalı ekstra 20 saatte aşık oldu mu, olmadı mı?
20 heures en question ou non?
Ben de ödünç aldım...
Et Il dit :
Geçen yıl biri çiftlik almam için beni ikna etti, ben de ödünç para aldım.
L'année dernière, on m'a vendu un ranch alors j'ai emprunté á la banque.
Telefon edecektim ama ödünç aldığım tabakları getirmek istedim.
J'aurais appelé, mais je tenais à te rendre ta vaisselle.
Benim yerlerimden ödünç aldığın 50 doları bana verebilirsin.
Rends-moi les 50 dollars que tu m'as empruntés.
- Ödünç aldığımı söyledim ya.
- Disons que j'ai eu une avance.
Rica ederim. - Ödünç aldığım 5 dolar.
Je paie mes dettes.
Ödünç aldığım kitabı geri vereyim dedim.
Je te rends le livre.
Ödünç bir araba aldım.
J'ai emprunté une bagnole.
Bu iki tele çarpınca devre tamamlanacak. Ve buradaki bütün plastik patlayıcılarımı ve ödünç aldığım bu küçük parçayı ateşleyecek.
Alors, il touchera ces deux câbles et on aura un contact... qui fera sauter tous mes explosifs... plus cette petite chose-là... que j'ai trouvée ici.
Botlarımı Johnny ödünç aldı.
C'est lui qui a mes bottes.
Parayı yalnızca soruşturma için ödünç aldım. - En başta bunu niye hâlletmedin?
Je l'ai emprunté pour mon enquête.
Bir çocuğu ödünç aldık. Yaptığımız bu.
Nous avons juste emprunté un enfant.
Ona bir çocuk ödünç aldığımızı mı... O kelimeden hoşlanmıyorsun, değil mi?
"Nous avons emprunté un enf..." C'est vrai, tu n'aimes pas ce mot.
Ödünç aldığım notlar.
Je te rends tes notes et croquis.
Bu 3 ryoyu Tamekichi'nin para kesesinden ödünç aldım.
dans la bourse de Tamekichi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]