Ölebilirdi traducir francés
313 traducción paralela
- Eğer terk etmeseydi ölebilirdi.
S'il était resté, il aurait pu mourir.
Herr Davos daha çok işbirliği yapıp çok daha önce ölebilirdi.
Il aurait quand même pu mourir plus loin.
Ölebilirdi. Onu kurtardın.
Elle aurait pu mourir.
O ölebilirdi, biliyorsun.
Elle risque de mourir, vous savez.
Tabii! Evi savaş alanına döner ve o da ölebilirdi.
Bien sûr, dans la confusion, elle serait morte avec nous.
Mesela tarihöncesi insan güneş tutulmasında korkudan ölebilirdi.
L'homme préhistorique mourait d'effroi aux éclipses.
Birileri ölebilirdi. Çeneni dağıtmak gerek ama bunu ben yapmayacağım!
Vous avez failli tuer un homme, et vous méritez un bon coup de poing bien centré, mais je ne le ferai pas.
Söylemeliyim, tökezlediğinde... onu yakalamasaydın, ölebilirdi.
Mais je dois dire que lorsqu'elle a trébuché... Elle aurait pu se tuer, si vous ne l'aviez pas rattrapée.
Adamlarımdan biri ölebilirdi. Ya da kuzeniniz.
Un de mes hommes aurait pu être tué, ou votre cousin.
İslam alemi, bu gerçeğe inanmak istemedi böyle bir adam nasıl ölebilirdi?
De nombreux fidèles ne purent y croire. Comment un tel homme pouvait-il mourir?
Balıklar ölebilirdi.
Les poissons auraient pu mourir.
Sen olmasaydın, Mary korkunç bir şekilde ölebilirdi.
Sans vous, sa mort aurait été atroce.
- Biliyorsun, ölebilirdi.
Vous auriez pu le tuer, vous savez.
Hepsi benim yüzümden ölebilirdi.
Ils auraient tous pu être tués.
Burada biri ölebilirdi.
Bordel. Quelqu'un va se tuer, ici.
- Neredeyse ölebilirdi.
- Elle aurait pu mourir.
Çatıdan attığımız şu çocuk. Ölebilirdi.
Le gars qu'on a balancé du toit... il risque d'y passer.
- Ölebilirdi.
- Il ferait mieux.
Bizim gibi biri olsaydı ölebilirdi.
Oui, s'il était comme vous et moi
Kızkardeşin yanıp ölebilirdi.
Ta sœur aurait brûlé vive... sans moi!
Birileri ölebilirdi!
On aurait pu tuer quelqu'un.
- Ölebilirdi.
- Il serait mort.
Gerçekten ölebilirdi.
Il pourrait vraiment mourir!
Ölebilirdi Helen.
Il y serait passé, Helen.
- Ölebilirdi.
Il peut mourir.
- Thomas ölebilirdi, Milo! Evet, Milo.
- Thomas aurait pu se tuer!
Ama Rosenberg zaten ölebilirdi.
Rosenberg serait mort de maladie.
Kızım o sokakta ölebilirdi.
Elle aurait pu mourir.
Senin adamını kurtarırken çok güç kaybetti, kendiside ölebilirdi!
Il a perdu de l'énergie pour sauver cet homme. Il aurait pu mourir.
La Mole bizim için ölebilirdi! - Biz mi?
M. De La Môle est prêt à donner sa vie pour nous sortir encore de cette prison!
- Bizim için ölebilirdi!
- Nous? Il est prêt à donner sa vie pour nous.
Sizinle bir gece için ölebilirdi.
M. De La Môle donnerait peut-être sa vie pour une autre nuit avec vous.
Ölebilirdi.
Elle risque de mourir.
Biri ölebilirdi.
Elle aurait pu se tuer.
Büyük Tom öldüğünde Callahan Auto onunla ölebilirdi.
Quand Tom est mort, son entreprise est morte avec lui.
Ölebilirdi.
Il aurait pu mourir.
Eğer İngilizler o fotoğrafları meydana çıkarmasaydı binlerce insan ölebilirdi.
Ca m'a fait ca! Des milliers de gens auraient pu perir a cause de ce photographe.
Ölebilirdi.
II aurait pu être tué.
Babası ölebilirdi.
Son père aurait pu mourir.
- Derek ölebilirdi.
Derek a failli y passer. Mais ce n'est pas le cas.
Bugün burada birileri ölebilirdi. Vicdanın sızlamayacak mıydı?
Tu aurais pu avoir un mort sur la conscience.
- Çocuk kanamadan ölebilirdi.
- Il risquait une hémorragie.
Ölebilirdi.
II aurait pu se faire tuer!
Şu kadarını söyleyeyim Homer, eğer baban olmasaydı bir düzine adam ölebilirdi.
Une douzaine d'hommes seraient morts sans l'intervention de ton père.
Ona danışmadın. Ölebilirdi!
Il pourrait se faire tuer!
Eşim ölebilirdi.
Ma femme aurait pu etre tuée.
Ölebilirdi.
Elle aurait pu mourir!
O da ölebilirdi.
Elle pouvait mourir.
Yani Jane de ölebilirdi.
T'as jamais pensé à ça?
- Ölebilirdi.
- Pourquoi?
O ölebilirdi. Anlıyor musun?
- Son coeur est très fragile.