Ölene kadar traducir francés
1,855 traducción paralela
Beş yıl önce karım ölene kadar, 21 yıllık evliydim.
J'ai été marié pendant 21 ans jusqu'à la mort de ma femme, il y a cinq ans.
Siz ölene kadar da durmayacak.
Et il ne s'arrêtera pas... avant de vous avoir consumés.
Sen ölene kadar durmayacak!
Ça ne s'arrêtera pas jusqu'à votre mort!
Ölene kadar ben mi beslicem onu?
Dites-moi, je suis là pour m'occuper de lui toute ma vie?
Bu kadınlar ölene kadar olmayacaksın.
Ça va changer quand on retrouvera les cadavres.
Serbest bıraktığım her mahkûm geri dönene kadar ya da ölene kadar olmaz.
Pas avant d'avoir renvoyé tous les prisonniers que j'ai libérés. Ou de les avoir détruits.
Ölene kadar ağrı daha da artacak.
La souffrance va s'accroître jusqu'à ce qu'il meure.
Babam "Ölene kadar bilemezsin" derdi.
Mon père disait toujours : "C'est en mourant qu'on le sait."
Ya yaralarınız mikrop kapacak ya da vücudunuz yaralarınızı artık kapatamayacak ve ölene kadar kan kaybedeceksiniz.
Vos plaies s'infecteront ou votre corps ne pourra pas coaguler toutes les plaies, et vous vous viderez de votre sang.
Jens Christian Hauge, 1945 yılında, Savunma Bakanlığına atanan en genç kişi oldu. 2006 yılında ölene kadar işçi hareketinin önde gelen üyelerinden biri oldu.
Jens Christian Hauge devint ministre de la Défense en 1945, ainsi qu'un membre proéminent du Parti des travailleurs, jusqu'à sa mort en 2006.
Kolbein Lauring, savaştan sonra Max Manus'un ofis araçları satan şirketinde çalıştı ve 1987 yılında ölene kadar gözden uzak ailesiyle birlikte yaşadı.
Kolbein Lauring entra dans l'entreprise de Manus après la guerre et vécut une vie paisible jusqu'à sa mort en 1987.
Artık ölene kadar burada çalışmaya hazırım.
Et maintenant, je suis prêt à travailler ici jusqu'à ce que je meure.
Hatırlıyorsun, gördün mü? Enrahah'ı ölene kadar unutmayacaksın ve ben de işimi yapmış olacağım.
Vous retiendrez Enraha jusqu'à votre mort.
# Diğer bir deyişle ölene kadar
In other words Until I die
Sen ölene kadar. "
Rien, à part ta mort. "
Ve ben ölene kadar yalnız kalıcam
- Moi, je pouvais que me branler.
Ya da ben ölene kadar, tabii, sonrasında büyü, bir nevi, kendi kendini söyler.
Ou jusqu'à ce que je meurs. Alors, il se prononcera plus ou moins tout seul.
Kendi başıma ölene kadar bile içemiyorum.
Je ne peux même pas me tuer en me soûlant.
Pişmanlıklarını biriktirip eski bir yara gibi ölene kadar üzerinde taşıyacaksın.
Tu accumules les regrets et ils te collent comme des plaies.
Herrmann ölene kadar senden başka kimseyle sahneyi paylaşmadı.
Herrmann et ceux qui étaient sur scène sont morts, à part vous.
Mcquoddy ailesi ölene kadar ya da Güneş, Dünya'yı alevleriyle yakıp hepimizi öldürene kadar Nora'yla deniz fenerinin sorumlusu ve koruyucusu olarak anlaştım.
J'ai désigné un intendant pour le phare et un gardien chez les McQuoddy jusqu'à ce que la lignée meure ou que le Soleil avale la Terre dans des flammes, nous tuant tous.
Ve ölene kadar sana anlatmayacaktım ama orayı bu kadar sevdiğini görünce...
Je voulais en parler qu'après ma mort, mais puisque tu as adoré la visite, aujourd'hui...
Bu seyi görünce ölene kadar üstüne bosaltiyorsunuz.
Quand vous verrez ce serpent, tirez jusqu'à ce qu'il arrête de bouger.
oyununuza geri dönün yoksa, sizi içeri çeker ve sizi ölene kadar Val Doonican dinlemeye zorlarım!
Éteignez-moi ce barouf, ou je vous embarque et je vous mets Val Doonican en boucle jusqu'au suicide.
Anlamı, kendinden geçmemiş ve ölene kadar haşlanmamış.
- Qu'il ne s'est pas évanoui et n'a pas bouilli tout seul.
Öyleyse ölene kadar birlikte yaşamaya ne dersin?
Et si nous y vivions ensemble pendant toute notre vie?
Ölene kadar, sanırım.
Pour toujours, je crois.
Sen ölene kadar olmaz.
Pas avant que tu sois mort.
Ölene kadar bundan bahsederdik.
On en parlerait pendant des années.
- Jill Button mükemmel bir şekilde ölene kadar.
Et votre mannequin, Jill Button, est parfaitement morte.
Ölene kadar hatırlayacağım şeyler.
Je m'en souviendrai jusqu'à ma mort.
Eskiden kurayla birini seçer ve ölene kadar taşlardık.
Autrefois, on tirait quelqu'un au sort et on le lapidait à mort.
Evet, biri düşüp ölene kadar komiktir tabii.
Ouais, c'est drôle jusqu'à ce que quelqu'un fasse une chute mortelle.
Ölene kadar bununla uğraşamam, ama annen anlarsa sen ve Courtney'nin birbirinizle görüştüğünüzü, ve bunu ondan sakladığımı düşünse, onun ne yapacağını bilemem, muhtemelen düğünü iptal eder.
Je ne veux pas dramatiser mais si ta mère apprend pour toi et Courtney, elle va penser que je le lui ai caché. Je sais quelle sera sa réaction, sûrement l'annulation du mariage.
Ölene kadar Alamo Freeze'de çalışacağım.
Je vais bosser chez Alamo Freeze jusqu'à ma mort.
Ben ölene kadar uğraşıp duracaklar
Ils continueront de venir jusqu'à ce que je sois mort.
* Ölene kadar süper eğlence zamanı istiyorum. *
Je veux passer un super bon moment jusqu'à ce que je crève!
Fabrikanın dışında onu ölene kadar sürükledi.
On l'a traîné sur la route qui borde la scierie jusqu'à ce qu'il y passe.
Kelepçeler çıkınca karşı koyarsan, ölene kadar dayak yersin.
Si vous vous débattez, les gardes vous tueront.
Bunları ölene kadar tutup duruyorum. İşe yaramazlar. Götür bunları.
J'attends qu'elles meurent, mais ça ne vient pas.
Ölene kadar sürecek diye korkutuyor.
Cela m'effrayait à mort.
Hem Carli senden pek hoşlanmıyor. Bu yüzden onu bekleyecek olursan ölene kadar bekleyeceksin.
Carli t'aime pas vraiment, alors si tu veux être dépucelé par elle t'attendras jusqu'à ta mort.
En azından Cheney ölene kadar, ki o zamana kadar da çok var.
Enfin, tant que Cheney est vivant, ce qui risque de durer.
Bu kurallar ile, ancak ölene kadar, onu seyretmekle yükümlüyüz. Tamam.
Le protocole stipule qu'on doit le soigner jusqu'à ce qu'il meure.
Biz ölene kadar dışarıdaki o salak herif cahil zırvalarını bize dayatmak zorunda mı?
Dès qu'on arrête de nous tirer dessus, cet enculé vient nous emmerder avec ses conneries d'illettré.
Eğer intihar olduğunu kanıtlayamazsanız ölene kadar Geoffrey Thorne'un katili olarak anılacağım.
Sans preuve que c'est un suicide, je vais passer le reste de ma vie comme l'assassin de Geoffrey Thorne.
"Ölene kadar tecavüz" dizisini üstlenmeni istiyorum!
"Baise-moi à mort"
Danny ölene kadar.
- Jusqu'à ce que Danny soit tué.
Ölene kadar heavy metal, her halde!
Le metal jusqu'à ma mort!
Ölene kadar dayanağım olun.
Je me raccrocherai à vous toute la vie.
Her bir insan ölene soyunuz tükenene kadar sizi avlayacaklar.
Ils vous chasseront jusqu'au dernier et ce sera votre extinction.