Ölmüyorum traducir francés
113 traducción paralela
Ölmüyorum, fakat hayatımı veriyorum.
Je ne meurs pas, j'abandonne ma vie.
- Ben ölmüyorum!
- Je ne vais pas mourir.
Milyoner değilim elbette ama açlıktan da ölmüyorum.
Et bien, je ne suis pas millionnaire, certes, mais je ne meurs pas de faim.
Ben açlıktan ölmüyorum, önümde uzun bir hayat var, neden acele edeyim?
Je ne meurs pas de faim, toute la vie devant moi, à quoi bon me presser?
- Starbuck, ben ölmüyorum.
- Je ne vais pas mourir.
Rusya'daki hayal ölüyor olabilir ama ben ölmüyorum.
Le voyage sera difficile.
Hep siz ölüyorsunuz. Hiç ben ölmüyorum. Sen ölemezsin.
Vous deux, vous mourez toujours.
Asla yaşlanmıyorum ve asla ölmüyorum.
Je ne vieillirai jamais et je ne mourrai jamais.
Kanamadan ölmüyorum, merak etme.
Je ne vide pas de mon sang!
Köprüden atlıyorum. Ölmüyorum.
Je saute du haut d'un pont, Je survis!
Yorgun değilim, ölmüyorum işin gerçeği, harika bir kadın için de fazla yaşlıyım yani burada olsam da olur.
Je ne suis ni fatigué, ni en train de mourir, et je suis trop vieux pour les jolies femmes. Je suis donc très bien où je suis.
Haberimi yapana kadar ölmüyorum.
Pas avant mon reportage.
Gelmem gereken noktadayım... " ... ve açlıktan ölmüyorum!"
Je suis en harmonie avec le monde... et je ne suis pas morte de faim. "
- Açlıktan ölmüyorum.
- Ça va, je mourrai pas de faim -...
Başka birinin hayatıyla ilgilendiğimde, insanlar ölüyor olmam gerektiğini mi düşünüyor? Ölmüyorum. Neden?
Pas du tout.
Ölmüyorum.
Je ne suis pas mourant...
Tamam, dinle. Ölmüyorum. Zamana ihtiyacım var.
Ok... écoute voir, je ne suis pas sur le point de mourir... mais j'ai besoin de temps.
- Ölmüyorum.
- Je vais pas crever.
- Ölüyor musun? - Hayır, ölmüyorum.
- Tu vas mourir?
- Ally, daha ölmüyorum.
Je ne vais pas mourir.
- Ölmüyorum.
- Je ne meurs pas?
Gözde nasıl öleceğimi gördüm, böyle ölmüyorum.
J'ai vu ma mort dans cet œil. Ça ne se passe pas comme ça.
Ölmüyorum. Yeni bir hayata başlıyorum Ölmüyorum.
Je ne meurs pas, j'entre dans la vie
Ölmüyorum.
Je ne meurs pas.
Açlıktan ölmüyorum. Neden yardım etmeyeyim?
Je meurs pas de faim, je peux aider.
Söyle bana neler oluyor. Nasıl oluyorda ölmüyorum?
Expliquez-moi... pourquoi je ne suis pas mort?
Ben ölmüyorum Robert.
était mourant. Je ne suis pas mourante, Robert.
Gerçek şu ki ölmüyorum.
En fait, je ne peux pas mourir.
Ben ölmüyorum.
Je ne peux pas mourir.
Niçin ölmüyorum ki?
Pourquoi je ne meurs pas?
Ölmüyorum ki.
Je ne - - Je ne suis pas mourant.
Ben ölmüyorum.
Je ne suis pas mort.
Merak etme. Ölmüyorum.
Je ne vais pas mourir.
Beni atladı nasıl olsa. Benim için bitti. Ben ölmüyorum.
Pour moi, c'est fini, je ne mourrai pas.
Dupree, ben ölmüyorum ki.
Hé, Dupree, je ne suis pas en train de mourir.
- Kevin, ölmüyorum.
Je ne vais pas clamser.
- Ohhh. Bende ölmüyorum. Eeee.
Et bien, moi non plus, alors quel est le problème?
Ben ölmüyorum.
Je ne meurs pas.
Ben ölmüyorum.
Je ne meurs pas, OK?
Tabi sevmezsin, artık ölmüyorum.
Bien sur, maintenant que je ne vais pas mourir.
Ölmüyorum.
je ne meurs pas.
- Hayır, şimdi ölmüyorum ama...
- Pas encore.
Ama ölmüyorum.
Mais je ne meurs pas.
Ben ölmüyorum.
Je ne suis pas mourant.
Ama henüz ölmüyorum!
- Mais je ne vais pas mourir!
Aslında ölmüyorum.
Enfin, je ne meurs pas vraiment.
Ben ölmüyorum.
Pas moi.
Bu tüberküloz ve ölmüyorum.
C'est la TB, je ne suis pas mourant.
Ben ölmüyorum!
Je ne mourrai pas!
Ölmüyorum.
Je vais pas mourir. Il est pas en forme.
- Hayır, ölmüyorum.
Non, je ne suis pas mourante.