English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ö ] / Özen

Özen traducir francés

695 traducción paralela
İyi bir bakım ve özen.
Les soins et l'attention appropriés.
Kendine biraz daha özen göstermelisin.
Tu devrais te raser.
Onlara çok özen gösteriyorum...
Je prends soin d'eux, de la bonne nourriture, de l'exercice
Hiç kimsenin sizi rahatsız etmemesine özen gösteririm efendim.
J'y veillerai monsieur.
Gelecekteki acil durumlarda daha adil bir şekilde davranmaya özen gösterin.
Tâchez de vous en montrer digne.
Ona gerçekten özen gösterdim.
C'est la chose à laquelle je tiens le plus.
Lütfen sıkı çalışmaya özen göster ve iyi bir oyuncu ol.
Ne me remerciez pas. Permettez-moi d'ajouter encore un mot.
Bugün çok nezih misafirlerimiz var. Bir kaç tanesi de oyuncu. Bu yüzden babanın oğluna yaraşır biçimde davranmaya özen göster.
Aujourd'hui, nous recevons de nombreuses personnalités... et de grands acteurs.
Alexandra ile aralarına girmemeye devamlı özen göstermeye çalıştım.
J'ai toujours evite de m'ingerer dans la vie d'Alexandra.
Özen gösterildiğini öğrenmek için, keşke Berlin'e telgraf çekseydim.
J'aimerais télégraphier à mes amis à Berlin pour qu'il soit bien accueilli.
Temiz olmaya da özen gösterir.
Et il tient plus que tout à la propreté.
George Rennit'ten bahsetmemeye çok özen gösterdiniz.
Et vous vous gardez bien de parler de Rennit!
Sıhhatime özen gösteririm. Çok yazık!
Je crains les courants d'air, je tiens à ma santé.
Ama lekeleri analiz edemeyecekleri kadar iyi temizlememeye özen göster.
N'en faites pas trop, sinon ils ne pourront pas analyser le sang.
Evin düzeni konusunda çok özen gösterirdi.
Elle était très à cheval sur l'ordre.
- Evet. Bay Oxly noktalama işaretlerimden şikâyetçiydi. O yüzden sabah dokuzdan önce burada olmaya özen gösteriyorum.
M. Oxly s'est plaint de ma ponctuation, alors je m'efforce d'arriver avant 9 h.
Dengeni korumaya özen göstermelisin.
L'équilibre doit être parfait.
Astarın lekesiz olmasına özen gösterdik.
Mais soyez certain que les murs en dessous sont immaculés.
- Üzülmeyin. - Biz de Estella'ya özen gösteririz.
On s'occupera de Juanito et d'Estella.
- Ona özen göster.
Je vous la confie.
İyi, Bob'la Phil'e bu akşamki gösteriye gelmek için özen göstermedin diyeceğim.
- Je m'y refuse! Je dirai a Bob et Phil que le spectacle ne vous interesse pas.
Kasabadaki herkesin kanunlara senin kadar özen göstermemesi çok kötü.
Dommage que les autres soient moins respectueux des lois.
Başımı, Majestelerinden yukarıda tutmamaya özen gösteririm ama yerlerde sürünemem.
J'essaierai de ne pas garder ma tête au-dessus de la vôtre, sire. Mais je ne peux pas me traîner par terre...
Ama başının benimkinden yukarı olmamasına özen göstereceksin.
Mais ne garde pas tête plus haut que mienne.
O oldukça özen göstermişti. Bunu iyi hatırlıyorum.
Je me la rappelle si bien.
O halde ayaklarını yerden kesmemeye özen göster, hm?
Alors, faites attention à ne pas la déstabiliser.
Bay Biegler'la tanığı arasına girmemeye özen gösterir misiniz?
Voulez-vous prendre soin de ne pas vous interposer entre M. Biegler et son témoin?
Lütfen bombaya büyük özen gösterin. Dikkatli olun!
Attention, elle est fragile.
Umarım bu gizliliğe siz de özen gösterirsiniz. - Elbette.
- J'espère que cela restera confidentiel.
Kaptan Towns'a buna özellikle özen göstermesini isteyeceğim.
Je le redemanderai au Cdt Towns.
İnsanın kıyafetine özen göstermesinde sakınca var mı?
Y'a pas de mal à faire attention à sa tenue.
Buna özen gösterin.
Occupe-toi de ça.
Matt'in işini ve tasarımlarını her zaman kullanmaya özen gösterdi.
Lieutenant Reed, j'écoute. Qu'est-ce qui se passe?
Alma kır yerinin yalnızlığına alışır ve hastasına büyük özen gösterir.
Alma apprécie la solitude de la campagne et prend grand soin de sa patiente.
Morris, bir ata bu denli özen gösteren başka er tanımadığını söyledi.
Morris a dit qu'il n'a jamais vu une recrue s'occuper aussi bien des chevaux.
Şu diğer küçük kuşların... kuluçkanızdan uçmamasına özen gösterin.
Vous n'aurez pas le Bouc dans les bois.
Evcil hayvanlarına özen göstermezsen onları bir daha alamazsın.
Si tu ne prends pas soin de tes animaux, inutile d'en avoir.
Yarıştan sonra arabasına özen gösterir mi?
Il ne prend pas soin de sa voiture après une course?
cenazeye özen göstereceğim.
Qui s'occupe de l'enterrement?
Bu adam hakkında konuşurken kelimelerimi dikkatli seçmeye özen gösterirdim.
Je n'emploierais pas cette expression, surtout en parlant de cet homme.
Şimdiye kadar çoktan kurmuştuk, ama Robbie ishal oldu... bu hafta onu fazla çalıştırmamaya özen gösterdik.
On voulait le faire, mais Robbie a eu la courante, alors, on l'a laissé se reposer.
Bu konuya zaten özen gösterildi.
C'est déjà réglé.
- Karına özen göster.
- Prends soin de la tienne.
Onu pohpohlamak, ona özen göstermek istiyorum.
Je veux la dorloter, la gâter.
Ne büyük bir özen. Ne büyük bir çalışma aşkı.
QUE D'AMOUR ET DE SOIN.
Enzino, biraz özen göster, İstiyormusun?
Enzino, fait un peu attention, D'accord?
Ve sağ kalmanız için özen gösterirler.
Votre vie leur sera donc précieuse.
Mülküne bir zarar gelmemesi için özen gösterecektir. Mülküne mi?
Son bien...!
Sabırlı olmaya özen gösteriyoruz.
On essaie d'être patients.
Geberebilirsin, bir de özen gösterdim.
Vous pouvez tomber raide mort, je me en moque.
Lütfen özen göster.
Ça devrait suffire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]