Öğrenecek traducir francés
1,842 traducción paralela
İnsanlar, alkol ve hidroklorik asidin karıştırılmayacağını ne zaman öğrenecek?
Quand les gens retiendront-ils que alcool et acide ne se mélangent pas?
Senden satranç öğrenecek değilim, çocuk.
J'ai pas besoin que tu m'apprennes à jouer aux échecs, gamin.
Icka ağzıyla içmeyi öğrenecek!
Icka a appris a boire de l'eau.
Yakında öğrenecek.
Elle apprendra vite.
Ve bunları bilen birinden öğrenecek. Senden daha iyi bir öğretmeni olamazdı, Zeddicus.
De la part de quelqu'un qui le sait, il n'aura pas de meilleur professeur que toi.
Tüm bildiğimiz, Gormogon'un öldüğü ve bunu öğrenecek insanlar listesinde değiliz.
D'après ce qu'on sait, Gormogon est mort et on n'est pas sur la liste de ceux qui doivent le savoir.
Bunu diğer insanların da öğrenecek olması sadece an meselesi.
Andy, et bientôt, tout le monde le saura.
Kukla'nın yurttaşlık haklarını ihlal ettiğini öğrenecek olursam...
Si j'apprends que vous avez violé les droits de Puppet...
Nasıl adam olunacağını öğrenecek.
Il doit apprendre à être un homme.
Bu insanlar dikkat çekmemeyi ne zaman öğrenecek?
Bon sang, quand les gens vont-ils aprendre à profiler?
Miguel de öğrenecek.
Au tour de Miguel.
Ama çok yakında, belki de yarın, Miguel tam olarak nasıl hissettiğimi öğrenecek.
Mais bientôt, peut-être demain, je ferai savoir à Miguel ce que je ressens.
Uzlaşma için bunu koz olarak kullanmamız gerek. Üstelik Pezuela kutunun sende olduğunu öğrenecek.
Si le proc te met dans le coup, ça peut ralentir tes poursuites.
Artık ayağımın kıçına girdiğini öğrenecek.
Maintenant, il va le sentir passer.
-... öğrenecek. - Böyle söyleme.
Ne dis pas ça.
Senin gibi Beyaz gönüllüler kalemlerimizi dağıtacak ve klan bir şekilde okullarımızın yerini öğrenecek.
Des volontaires blanches comme vous viennent distribuer des crayons et soudain, le Ku Klux Klan connaît - l'emplacement de nos écoles.
- Nereden öğrenecek?
Comment le saurait-il?
"Ben asla" oyununu oynayamıyorum sonradan herkes bana yaptığın o garip şeyleri öğrenecek diye.
Je peux pas jouer à "j'ai jamais" parce que tout le monde saurait alors tous les trucs bizarres que je te laisse faire.
- Öğrenecek.
Elle va l'être.
Öğrenecek çok şeyimiz var, Ziva.
On a beaucoup à apprendre, Ziva.
İşte bizim nasıl sörf yapılanacağını öğrenecek olma nedenimiz.
C'est pour ça qu'on va apprendre a surfer.
Deneyimsiz olduğunu bende biliyorum, ama öğrenecek.
Je sais qu'elle n'a pas d'expérience, mais elle apprendra sur le terrain.
Hatta şimdi öğrenecek, çünkü oraya girmiyorsun.
Vous savez quoi? Il va l'apprendre, car tu n'entreras pas dans cette salle.
Bu hayatın bir parçası, eninde sonunda zaten öğrenecek.
Elle va finir par le découvrir.
Bak, Patrick tamamen kontrolüm altında, Letitia şeytanın ta kendisi ve kız arkadaşın Karen, tam bir ruh hastası, ve öğrenecek olurlarsa.
Regarde, patrick dépend déjà complètement de moi, Letitia est un démon et votre petite amie karen est, vous le savez, est en partie psychopathe et s'ils le découvrent...
- Ne? - Ve öğrenecek çok şeyim olduğunu.
Et que j'avais beaucoup à apprendre.
Disiplinsiz, anlaşılmaz, saygı konusunda daha öğrenecek çok şeyleri olan kişiler.
Ils sont indisciplinés, s'expriment mal, et ont beaucoup à apprendre sur le respect.
- Diğer öğrenciler gibi Blair de kaderini baharda öğrenecek.
Comme tous les autres étudiants avec ses qualifications, elle connaîtra son sort au printemps.
Birisi öğrenecek değil ya.
C'est pas comme si ça allait se savoir.
Dr. Marsh kızının katilini öğrenecek.
Et elle va savoir qui a tué sa fille.
Arthur bir gün büyük bir kral olacak ama yardımıma ihtiyacı olacak. Bu yüzden güçlerim olduğunu biri öğrenecek olursa onların iyiliği için Camelot'u terk etmek zorunda kalırım.
Un jour, Arthur sera un grand roi, mais il a besoin de moi, et si un jour, quelqu'un sait pour mes pouvoirs, je devrai quitter Camelot.
Arthur öğrenecek yaşa geldi.
Le garçon a l'âge de savoir.
Öğrenecek miyiz?
On ouvre, pour voir?
Her öğrenci Edward Sexby'nin adını öğrenecek.
Tous les écoliers connaîtront le nom d'Edward Sexby.
Gerçekliği senden öğrenecek değilim dostum.
Je me passerais bien de tes leçons là-dessus.
Burada bulunan herkes çalışacak, öğrenecek, gelecek için bu topluma katkıda bulunacak...
Tandis que toi, et tout le monde ici, a la volonté de travailler, d'apprendre et d'aider la communauté, pour notre avenir.
Patron öğrenecek olursa, şikayette bulunur. İşimi kaybederim.
Si mon chef me colle un rapport, je perds ma place.
Endişelenme, tüm dünya bunları öğrenecek.
Ne vous inquiétez pas, le monde entier sera informé.
Yapma şimdi, korece öğrenecek kadar zeki değilsin.
T'es pas assez intelligent pour apprendre le coréen.
Ailenin tek çocuğu olarak öğrenecek çok şeyin var.
Enfant unique, tu as beaucoup à apprendre.
Ne olursa olsun kabullenmeyi öğrenecek.
Elle apprendra à accepter les choses telles qu'elles sont.
Çok ciddiyim. Eğer biri bunu öğrenecek olursa, çok çok kötü olur.
Si quelqu'un l'apprenait, ce serait très, très grave.
Bilirsin, cinayet işlemeyi öğrenecek. Selam.
Une école de tueurs, bien sûr.
Neler olup bittiğini öğrenecek kadar büyüdüm.
Je suis assez vieille. Tu dois me dire la vérité.
Acınası bir hanım evladısın ve bu akşam bunu herkes öğrenecek kardeşim!
Tu n'es qu'un pauvre gars pathétique. Et après ce soir, tout le monde le saura.
Ve birlikte büyüdüğün insanlar en iyileridir. Evet, ama öyle bir şey olsaydı, öğrenecek ilk kişi sen olurdun.
- Non, mais si oui, je le partagerais avec toi.
Vampirlerle ilgili öğreneceğimiz hâlâ birçok şey varken sayelerinde kendimizle ilgili de öğrenecek birçok şey olduğunun farkına varmış bulunuyoruz.
- Le superviseur du script s'est tourné et m'a dit : "Ils ne sont même pas proches de leurs répliques." Et j'ai dis, "c'est bon". C'est totalement correct.
Bir ailem var. Öğrenecek olursa...
S'il le découvre...
- Eğer Nick öğrenecek olursa- -
Si Nick apprend...
Ne? Er ya da geç öğrenecek, değil mi?
Elle l'aurait découvert tôt ou tard, n'est-ce pas?
Daha öğrenecek çok şeyin var.
Tu as beaucoup à apprendre.