Üniversitede traducir francés
1,138 traducción paralela
Bugün üniversitede büyük bir sempozyum düzenleyecekler.
Ils ont leur colloque à l'université McKenzie King.
- Elbette teknik üniversitede!
La polytechnique!
Ama, üniversitede bir olay oldu. Sapık bir çocuk peşime düştü.
J'ai eu des problèmes à la fac, avec un type malsain...
Bir üniversitede öğretim görevlisiyim.
J'enseigne à l'université.
En küçük kızımız üniversitede.
Notre dernière est à la fac.
Seni uyarıyorum sadece, eser hırsızlığı üniversitede çok ciddi bir olaydır.
- On ne plaisante pas avec ça.
Senin gittiğin üniversitede o da mı öğrenci?
- Il est étudiant, lui aussi?
Biliyor musun, sanırım üniversitede en çok sevdiğim şeylerden biri bu dev boyuttaki sınırsız şekerli mısır gevrekleri.
C'est ce que je préfère à la fac : les grands bols de céréales à volonté.
Yani üniversitede olmak böyle birinin okuttuğu dersi alabilmek demek ki...
Vraiment. Et c'est la vérité absolue.
Aziz Peter aşkına, ben üniversitede hocayım, ders veririm, sınıflara girerim.
Je suis professeur de fac, bon sang. - Je donne des cours, des notes.
- Hayatım, kız üniversitede.
Chérie, elle est en fac.
Gerald'la üniversitede tanıştım, bunu bilmiyordum. Ne oldu sonra?
Gerald ne m'en avait jamais parlé, que s'est-il passé?
Bir zencinin üniversitede ne işi olur?
Un Black fait quoi à la fac?
Asla ne bulacağını bilmezsin. Bunu üniversitede buldum.
J'ai trouvé ça dans la piscine de l'Université.
Bir kere de üniversitede, aşk ısırığıyla bir meme ucunu, alıp götürmüştüm.
J'ai blessé des tétons à la fac. Dans ma fougue... j'ai croqué dedans.
Onlar üniversitede, sen değilsin.
Ils vont à la faculté.
Üniversitenin en güzel yanı edindiğin arkadaşlar olmalı çünkü inanılmaz arkadaşlar ediniyorsun üniversitede.
Ce que j'aime à la fac, c'est qu'on se fait de super amis.
Peki, senin için üniversitede olmak nasıl bir his?
C'est comment la vie à la fac?
Sevgili Sally üniversitede fark ettiğim şeylerden biri de milletin hayatı gözlerinin önünde cereyan ediyor.
Chère Sally. L'une des choses qui m'a frappée, à la fac, c'est que la vie des gens se déroule devant soi.
Ve üniversitede de öyleydi.
Et à la fac.
Biliyor musun, Rothman üniversitede iki kere dekatlon şampiyonu olmuştu.
Au collège, Rothman a été deux fois champion de décathlon, vous le saviez?
Senden gerçekten hoşlanıyorum, Fez. Fakat o üniversitede ve biz hala sadığız.
Je t'aime bien, mais il est étudiant et on est toujours fidèles.
Baba bu üniversitede değil miydi?
Mais c'est pas en fac qu'on apprend ça?
Ben de üniversitede bir biyoloji profesörüyüm.
Je suis aussi professeur de biologie à l'université.
Onu üniversitede bıraktım.
Je viens de la conduire à la fac.
Çocuklarını üniversitede okuttun diye bir anda saygın biri olduğunu mı sanıyorsun?
Tu crois que l'éducation de tes gosses... a effacé toutes tes magouilles?
Sonunda başka bir üniversitede alt kademeden başlayacağı bir iş bulur.
Et trouve un boulot de débutant dans une autre université.
Bak, üniversitede benden neden ayrıldığını biliyorum... ve adil olmadığından değil... ama senin yanında olmalıydım.
Je sais pourquoi tu m'as larguée à la fac. Notre relation n'était pas facile, mais j'aurais dû être là pour toi.
K, bana üniversitede oynadığınız oyundan bahsetti.
K m'a raconté vos petits ébats sexuels au collège.
Erkek olsaydım üniversitede kimlerle düşüp kalktığım kimseyi ilgilendirmeyecekti, bir erkeği ilgilendirmiyorsa, kadın için de aynı şey söz konusu olacaktı.
Si j'étais un homme, personne ne s'en ferai... de combien de partenaires sexuels j'ai eu au collège. Et si çà n'a pas d'incidence pour un homme, çà n'a pas d'incidence pour une femme.
İşler öyle yürümüyor. Evden ayrılabilirsin evlenebilirsin, çocuğun olabilir. Hatta üniversitede fizik profesörü olabilirsin.
Ça parait amusant, et ça l'est, mais il y a d'autres métiers qui paraissent aussi amusants.
Ve bu üniversitede müzik dersi vermek istiyorsun.
Et vous voulez qu'on vous donne la chance de l'enseigner ici.
Agnieska Maryniarczyk üniversitede.
" Agnieska Maryniarczyk est en faculté.
Şimdi üniversitede, işletme okuyor.
Il est en fac, et fait des études de commerce. "
Yarın üniversitede şiir okuyacak.
Ça aura lieu demain à l'université.
Remy üniversitede hem okutman, hem de kütüphaneciymiş.
Rémy était interne à la fac. Il était aussi bibliothéquaire.
Srinagar TV'nin müdürü üniversitede yıI sonu gösterisinin şeref konuğuydu.
Le directeur de la chaîne Srinagar présidait ma réunion universitaire.
Londra'da Eric, üniversitede Alan.
Eric à Londres, Alan à la fac.
- Lisede ve üniversitede.
- Au lycée et à la fac.
Hey, üniversitede spor takımına girmek istiyorum.
" Hé, je veux être dans l'équipe de l'université!
Bayan Schweiber'la üniversitede tanıştık. Ve o harika bir kadın. Evi çok güzel idare ediyor.
J'ai rencontré Mme Schweiber à la fac et c'est une femme merveilleuse, et elle sait tenir un foyer...
Sanırım beni yetiştirmek üniversitede öğrendikleri şeylerden biri değildi.
Mais je crois que... m'élever ne faisait pas partie de ce qu'ils ont appris à la fac.
Neyseki, üniversitede eskrim takımındaydım yoksa şimdiye kadar Lucinda Lester ile evlenmiştim.
Heureusement, je faisais de l'escrime à la fac, sinon, j'aurais épousé Lucinda Lester.
Lorelai bugün üniversitede ticaret dersi alıyormuş bizi görmek için uğrayayım demiş.
Lorelai avait un cours de commerce à l'université aujourd'hui et elle est passée nous voir.
Yaş farkını biliyorum. Ama üniversitede tanıdığım birçok kızdan daha olgun.
Je sais mais elle est plus mûre que la plupart des filles de la fac.
Evet ama aslında onunla üniversitede tanışmıştı. Onu tanıyordu.
Mais en fait, elle l'a rencontré en deuxième année.
Sence bütün bu sevimli gençler hâlâ üniversitede olabilir mi?
Tu crois que ces jolis garçons sont encore à la fac?
Bir üniversitede öğretmen değil miydi? Hatırlamıyorum.
- N'est-il pas professeur d'université?
Sana söylemiştim, bunu sadece bir kez üniversitede yaptım. Ve sadece Halston marka bir eteği ödünç alabilmek içindi.
Je te l'ai déjà dit, j'ai seulement fait ça une fois à la fac, et c'était juste pour pouvoir lui emprunter sa jupe Halston.
Karına bununla bir araba al. Çocukları üniversitede okut.
Paie un monospace à ta femme, des études aux gamins...
İkimiz için de en iyisini istiyorum. Annem üniversitede okumanı isterdi.
Je veux ce qu'il y a de mieux pour nous deux.