Ünüm traducir francés
112 traducción paralela
Biz ilerlerken, ünüm benden önce yayıldı. Mısırlıların bilmediği uzak diyarlara kadar.. artık ünlü bir doktordum.
Au fil de nos voyages, ma réputation s'étendit à des contrées qui ignoraient jusqu'à la médecine.
Böyle bir ünüm olsun istemezdim.
Comme le type qui l'a coffré.
Bir ünüm var. Bu noktaya gelmişken mahvetmek istemiyorum.
Eddie, j'ai une réputation.
Size bunu yapmaktan nefret ediyorum Yargıç ama benim de bir ünüm var.
Ça m'ennuie de vous faire ça mais j'ai une réputation à maintenir. - Et voilà.
Bu konuda benim de benzer ünüm vardır!
Koestler, vous connaissez?
Sana bir şey ifade etmeyebilir, ama bu kasabada bir ünüm var...
J'ai une réputation ici.
Doğru olmasaydı, asla bir ünüm olmazdı!
C'est à mon kung-fu que je dois ma réputation.
Bir ünüm var benim.
J'ai une réputation, moi!
Richie, Benim endişelenecek bir ünüm var
Faut que je pense à ma réputation.
Dikkate değer bir ünüm var.
Il faut que je pense à ma réputation.
Bu iyi g.ünüm bile değil.
Ça doit pas être mon jour!
Benim düşünmem gereken bir ünüm var.
Et ma réputation?
Belki biliyorsunuzdur, çok kötü bir ünüm var.
Vous connaissez mon odieuse réputation.
Kötü bir ünüm var!
C'est comme ça qu'on se fait une réputation.
Benim öz-saygım ve ünüm tehlikede, bu tek çıkar yol.
Mon amour propre et ma réputation sont en jeu.
Sadece ünüm içindi.
C'était... ma réputation, tu comprends.
- Bu civarda ünüm arttı.
Maintenant ici je suis une célébrité.
Bu serseriler yüzünden ünüm lekelendi.
Il a ruiné notre réputation.
Benim bir ünüm mü var?
J'ai une réputation?
Gençliğim, enerjim, ünüm... ölçülemeyecek zenginliğim vardı.
J'étais jeune, vigoureux, célèbre... J'avais une fortune immense.
Tanrım, Horatio, anlasana ne berbat bir ünüm kalır dünyada benim her şeyi anlatacak kimse olmasa geride.
Quel nom blessé, si les choses restent ignorées, vivra après moi!
Evet, lir çalıyorum. Bütün kasabada bunun reklam etme. Korumam gereken bir ünüm var.
Oui, mais inutile de le crier sur les toits.
Korumam gereken bir ünüm var.
J'ai une réputation à défendre.
Benim bir ünüm var!
Ma réputation!
Bu konuda şehir çapında bir ünüm var.
Je suis médaillé régional d'athlétisme.
Gördüğünüz gibi, şundan dolayı... Onu gösterişsiz tutmayı denesem de, şu şekilde bir ünüm var....
Voilà, malgré ma discrétion, je passe pour...
- Huh? Hırsızların Kralı olan ünüm tekrar eski haline gelmeyecek... eğer sen şu chakramını etrafta fırlatır ve insanları kılıçlarla dürtersen.
Je sauverai pas ma réputation à coups de chakram et d'épées!
Yer yüzündeki en zengin adamlara ve kadınlara satış yapıyorum... bu yüzden beni affedin ama eğer benim ünüm sadece en iyi malzemeleri pazarladığımdan ötürüyse, bir hırsızın sözüyle risk almak çok fazla olur.
Mes clients sont très riches. Je tiens trop à ma réputation de marchande sérieuse pour croire un voleur sur parole.
Powers adım, Powers ünüm. Felicity Shagwell, ClA.
Powers par le nom, Powers par réputation.
Shagwell adım... shag-very-well ( düz-çok-iyi ) ünüm.
Félicity Bonnebez, CIA. Bonnebez par le nom... très bonne baise par réputation.
Sorun ünüm mü? Bizi buraya getiren, Namtar, zaten senin ünündü.
C'est votre réputation qui nous a conduit à vous rendre visite.
Nerede şan ve ünüm?
Et mes louanges?
Eğer T-shirt'ünüm üzerindeki yazıyı tahmin edeceksen "Bu seni ilgilendirmez" yazıyor.
Maintenant si vous devinez mon poids vous gagnerez un T-shirt qui dit, "C'est vraiment pas vos affaires"
İyi ki böyle bir ünüm varmış. Aksi halde kimse beni yalancı çıkartamazdı.
Heureusement que j'ai une réputation, sinon, comment pourrait-elle être salie?
Sosyeteye girdikten sonra öyle görünüyor ki benim ünüm sosyal bir güvensizlik halini aldı.
Après son entrée dans le monde, ma réputation est devenue un handicap pour elle.
Korumam gereken bir ünüm var.
Je dois protéger ma réputation.
Okulda iyi bir ünüm var...
J'ai une bonne réputation à l'école...
Eğer ben öldürülürsem benim ünüm ve kısmetim artacak senin olmayacak.
Si je suis tué, ce sera pour MA gloire et fortune, pas la TIENNE.
Tamam, bak, o lanet makaleyi okudum, fakat kimseye söyleme... çünkü okuduğum duyulursa, ünüm- - cehenneme gider.
Oui, j'ai lu cet article, mais ne le dis à personne. Si on apprend que je sais lire, ma réputation... est foutue.
Korumam gereken bir ünüm var.
Ce que je sais, c'est que j'ai une réputation à défendre.
Şimdi, senin için, ünüm artık dedikodudan gelmiyor.
Maintenant, ma réputation, c'est pas commérage.
Ona ne yapacağımı sana göstereyim... ve ünüm senin için şimdi gerçek.
Je vous montre ce que je fais à lui... et ma réputation, c'est fait.
Bizi buraya davet ettiren o ünüm.
C'est elle qui nous vaut d'etre ici.
Benim bir ünüm var.
J'ai une réputation à préserver.
Biliyorsun Smallville'deki ünüm benim için önemli değil ama seninki bu senin geçim kaynağın şerif.
Ma réputation à Smallville n'a... aucune importance pour moi... mais la vôtre... Elle représente toute votre vie.
Yoksa ünüm mahvolur.
Ca ruinerait ma réputation.
Korumam gereken bir ünüm var. - Elbette, okul.
J'ai une réputation pour protéger.
Evet, kendini tehlikeli durumların, maceraların içine atan ve başını belaya sokan... bir film yapımcısı olarak bir ünüm var.
C'est vrai, j'ai la réputation d'être un réalisateur qui se retrouve toujours dans des situations dangereuses, aventureuses ou chiantes.
Takım elbiseli biriyle gezdiğim için bütün ünüm mahvolacak.
Cela va ruiner ma réputation d'être vu avec un mec en costume.
Burada ünüm var.
J'ai ma réputation.
- Korumam gereken bir ünüm var.
- J'ai une réputation.