Üstüne bastın traducir francés
338 traducción paralela
Sezar'ın hakkı Sezar'a bebeğim, neredeyse tam üstüne bastın.
Je dois avouer que vous avez mis en plein dans le mille.
Tam üstüne bastın.
C'est ça.
Tam üstüne bastın, on puan.
Gagné. Un point pour vous.
Tam üstüne bastın Clever.
Tu l'as dit, Clever.
- Tam üstüne bastın.
- Exactement.
Tam üstüne bastın...
Vous avez raison.
Tam üstüne bastınız. Çok ciddi bir suç, bir cinayet.
Malheureusement oui, un crime très grave.
Tam üstüne bastınız, Bayan Simpson.
Exactement, Mlle Simpson. Bien dit.
Tam üstüne bastın.
Ah... Ouf...
- Tam üstüne bastın.
- C'est exactement ça!
Tam üstüne bastın!
En plein dans le mille!
Pirinçlerin üstüne bastın.
On pourra plus rien attraper!
- Tam üstüne bastınız.
- Vous tombez juste.
Tam üstüne bastın.
- Tu as vu juste!
Tam üstüne bastın!
Exactement, Freddie!
- Tam üstüne bastın dostum.
- Vous avez tout dit.
- Yüzerek mi? - Tam üstüne bastın.
- Échouer sur le rivage?
- Tam üstüne bastın, o tabelada. Gördüğün gibi ortadan ikiye bölünmüş.
On a dû me décrocher la pancarte.
- Eşcinsel misin? - Tam üstüne bastın dostum.
- Je dois bien l'avouer, vieux pédé.
Evan? Sanırım tam üstüne bastın. Bu bir gerçek.
Evan, je crois que tu as trouvé la raison... c'est la vérité... nous n'avons pas assez nourri ce négro.
İşte bu kez tam üstüne bastın.
Cette fois, t'as mis le pied dedans!
Yıldızımın üstüne bastın!
Tu as marché sur mon étoile!
Tam üstüne bastın çünkü karım,... işte yalan söyledim ve yalan söylemeyi beceremediğim için.
Enfin, j'ai menti. Je sais pas mentir. Ah bon?
- Tam üstüne bastın!
T'aimes les jets? - À la folie.
Tam üstüne bastın, evet!
Exactement.
- Tam üstüne bastınız.
- Celui-là même.
Tam üstüne bastınız, müfettiş.
Wordsworth, Inspecteur.
Tam üstüne bastın, çünkü borum var.
Ça tombe bien, parce que | des tuyaux, j'en ai!
Tam üstüne bastın.
- En plein dans le mille.
- Tam üstüne bastın.
- Comme tu as raison.
Tam üstüne bastın.
Comme tu as raison.
Tam üstüne bastın.
Vous avez tout compris.
Tam üstüne bastın.
Exact.
- Tam üstüne bastın, onu buldum.
- Bien sûr que je l'ai.
- Clay soygunu ile aynı zaman. - Tam üstüne bastın.
À l'heure du vol de Clay...
- Tam üstüne bastın.
Une Alouette grise? - Bingo.
Tam üstüne bastınız.
C'est ça!
Tam üstüne bastınız.
En plein dans le mille.
Tam üstüne bastın.
- T'as deviné.
- Tam da üstüne bastın!
Mais c'est bien sûr!
Tam üstüne bastın.
On met dans le mille.
Tam üstüne bastın.
Ça vient à point.
- Yılanın üstüne mi bastın?
Vous vous en êtes tirée?
Atın üstüne koydu ve bu özengiye ayağını bastığında kendini kaktüslerin üzerine oturmuş bulur.
Il est pressé, enfourche son cheval et se retrouve assis sur des cactus.
Tam üstüne bastınız!
C'est ça.
Tam üstüne bastın.
Tu sais tout.
Tıpkı üstüne bastığınızda tahtanın yaptığı gibi.
Comme les morceaux de bois sur lesquels vous sautez.
Affedersiniz salyalarınızın üstüne bastım.
Je vais pas vous rouler une pelle, vous savez.
( Tam üstüne ) Ayakkabıya bastın!
- J'en suis chaus-sûr!
Kar küreğin üstüne bastığımda karların içinde gömülü dururken, bir çok yıldız görmüştüm.
C'est quand j'ai regardé ces étoiles, après avoir marché sur la pelle que Bud avait laissé dans la neige.
Biliyor musun, tam üstüne bastın.
Très juste.
üstünde 26
üstüne 19
üstüne alınma 28
üstüne üstlük 16
üstünü ört 16
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
üstünü giy 19
üstüne 19
üstüne alınma 28
üstüne üstlük 16
üstünü ört 16
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
üstünü giy 19