Üzüleceksin traducir francés
119 traducción paralela
Yarın üzüleceksin.
Demain, vous le regretterez.
- Sen ne diye üzüleceksin ki?
- Pourquoi es-tu en colère?
Eğer benimle gelmen konusunda seninle konuşmazsa... Çok üzüleceksin.
Si elle ne peut pas te convaincre de venir avec moi.... tu vas le regretter.
- Daha da çok üzüleceksin.
- Vous pourriez l'être davantage.
Bana bu söylediklerine bir gün üzüleceksin.
Un jour, tu te repentiras de ce que tu m'as dit.
- Güle güle. - Çok üzüleceksin, görürsün.
- Tu verras, tu le regretteras.
Yoksa üzüleceksin...
Tu serais désolé...
Ne bulduğunu gördüm, bunu yaptığına üzüleceksin.
Tu regretteras de l'avoir trouvé.
Kaybolacaksın ve üzüleceksin
Tu seras perdu Et tu auras des regrets
Bence benim bir şey yapmadığımı anladığında gerçekten üzüleceksin.
Tu seras désolé quand tu comprendras que je n'ai rien fait.
Gerçekten üzüleceksin. Devam et.
Vraiment désolé.
Çok üzüleceksin
Tu seras triste de me voir
O serseri için neredeyse üzüleceksin, değil mi?
On a presque pitié de ce petit salaud, n'est-ce pas?
Oyunu bırakıp yemezsen üzüleceksin.
Arrête de faire ce gâchis et mange.
O tüy yumağı birilerini daha öldürünce çok üzüleceksin.
Vous allez le regretter si cette touffe frisée tue une autre fois.
Yap şunu yoksa üzüleceksin Hemen dönerim, söz veriyorum
Fais-le ou tu le regretteras. Je reviens, promis.
Bak, onlar taşaklarını kesip kulaklarına tıktığında çok üzüleceksin adamım.
Tu verras quand on te pendra tes couilles aux oreilles. Largue la came.
Eğer oraya geri dönmezsen, çok üzüleceksin. Tüm yaşamın boyunca pişmanlık duyacaksın, ne dediğimi anlıyor musun?
Si tu n'y retournes pas, tu le regretteras, tu te le reprocheras toute ta vie.
Durduk yere üzüleceksin.
J'avais peur que tu sois troublée pour rien.
- Çok üzüleceksin, dostum.
- Dites-donc, vous!
Oturup üzüleceksin. - Üzülmem.
Tu feras la gueule.
Şu silahı başka tarafa çevir, yoksa üzüleceksin.
Tournez votre pistolet de l'autre côté ou vous le regretterez!
- Eski sevgilin için mi üzüleceksin?
- Tu vas te morfondre sur ton ex?
Sandığından daha fazla üzüleceksin!
Vous serez plus heureux que vous ne le pensez!
Sen üzüleceksin.
On t'abandonnera tremblant.
Yakında sen de çok üzüleceksin.
Bientôt tu souffriras aussi.
Gittiğinde çok üzüleceksin.
Tu t'en repentiras quand elle sera morte.
Büyük ihtimalle üzüleceksin.
Ça va sûrement te faire un choc.
Evet, çok üzüleceksin..
Ca va beaucoup t'attrister.
- Neden üzüleceksin?
- Il n'y a aucune raison.
Boşandıkları zaman üzüleceksin.
Mais quand ça le fera, ça te rendra triste.
Onun gittiğini görünce eminim çok üzüleceksin.
- Ça va te faire de la peine, qu'elle parte.
- Öldüğümde çok üzüleceksin. - Öyle mi?
- Vous me regretterez après ma mort.
Biraz kendine bakmazsan çok üzüleceksin.
- Tu penses trop au désir de l'autre et tu te bloques- - - C'est pas faux. - Non, c'est vrai!
Tanrım, bu doğruysa gerçekten üzüleceksin.
Tu vas le payer, si c'est vrai.
Görürsün, kendimi öldüreceğim ve sen üzüleceksin...
Je vais me tuer tout de suite et ça te fera quelque chose...
sonra çok üzüleceksin shelly.
J'ai de la peine pour toi, Shelly.
Yüzünde çizgiler olduğunda daha fazla üzüleceksin.
Tu seras encore moins bien avec des rides.
Eğer bir daha üzgün olduğunu söylersen, bu sefer gerçekten üzüleceksin.
Si tu dis que tu es désolé encore une fois, tu vas vraiment l'être.
Evet, zaten tekrar olursa kesinlikle üzüleceksin.
Et bien, si ça se reproduit, tu t'en mordras les doigts
Yapmadığımızı öğrenince sen üzüleceksin.
Ou vous allez être déçus d'apprendre qu'on l'a pas fait.
devam et sen üzüleceksin ama ne yazık ki ben kazanacağım aptal
Tout le meilleur. En réalité, c'est pour ton bébé...
İnat etmeye devam edersen çok üzüleceksin.
Si tu rouspètes encore quand je te parle, tu vas avoir affaire à moi!
Babama söyleyeceğim, o pençelerinle bana değdiğin için üzüleceksin.
Je vais le dire à mon père! Tu vas regretter de m'avoir touché avec tes sales pattes!
Önce biraz üzüleceksin ama sonrası daha iyi olacak.
Je sais que ça va être dur au début, mais c'est un mal pour un bien.
Kendi kaybın için de üzüleceksin.
Et tu seras désolé de ce qui va t'arriver.
Yemin ediyorum çok üzüleceksin.
Je vous le jure, vous ne le regretterez pas.
- Daha da üzüleceksin.
Ben, tu vas être encore plus désolé.
Tatlım, şu anda göreceğin şeye çok şaşıracak ve üzüleceksin.
Chéri, ce que tu vas voir risque de te choquer et de te contrarier.
Hayır gidersen, çok üzüleceksin.
Tu es censé me dire de partir.
Bunu kaçırdığına çok üzüleceksin!
Ça me déçoit.