Iyıyım traducir francés
305,071 traducción paralela
Evlat, ben yaşlıyım.
Ma fille, je suis âgée.
Tatlım, Becky gelecek.
Eh bien, y aura des Becky.
Baktım.
J'y vais.
Merhaba, Denise'in arkadaşıyım.
Salut. Je suis le pote de Denise.
22 tane MemeUcuveAyakParmağı olmasına şaşırdım.
Et il y a 22 autres NichonsEtOrteils?
Ben bakarım.
Je vais y aller.
Bunu arkadaşım Lucrezzia'ya hediye olarak almalıyım.
Je devrais en offrir un à mon amie Lucrezzia.
Sonsuza kadar kalsak olmaz mı?
On peut y rester pour toujours?
Onunla pinpon masamızda düzüştüğüne inanamıyorum! Yıl dönümümüzde almıştım!
Tu l'as baisé sur la table de ping-pong que je nous ai offerte!
Çıkalım buradan.
Allons-y.
Acaba iyi bir köri insanı benimle gitmek ister mi?
Y a-t-il une gentille personne curry qui voudrait m'y accompagner?
TAMAM. İYİ BİR HİNT BENİMLE GİTMEK İSTER Mİ?
Y A-T-IL UN GENTIL INDIEN POUR M'Y ACCOMPAGNER?
Ne yaptı? Mum var mıydı?
Il s'y est pris comment?
Bazı erkekler "Pino'm burada serbest kalıp harika vakit geçirecek!" der.
Il y en a qui pensent : "J'aurai le pino à l'air, ça va être super!"
Ben de "Sakin olalım." derim.
Et moi : "Vas-y mollo."
Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
Mais je m'y prends comment?
Bugün ağırdan alacağım.
Je veux y aller mollo, ce soir.
Gitmem lazım. Arkadaşımın yoga stüdyosunda yıl dönümü partisi var, mutlaka gel.
Je dois filer, mais viens à la fête du studio de yoga de mon amie.
Nasıl bir kızla olmalıyım?
Je devrais être avec quel genre de fille?
Gitmem lazım.
Je dois y aller.
Yakında buradan gideceğime inanamıyorum.
Je pars bientôt et j'ai du mal à m'y faire.
Aramızda bir şeyler var sandım.
J'ai cru qu'il y avait un truc entre nous.
Gitsek olmaz mı?
On peut y aller?
Şöyle ki... ben sana âşığım. Ve sen nişanlısın.
Il y a que... je suis amoureux de toi, et tu es fiancée.
Pino'ylayken onun yerinde senin olmanı istiyorum ama değilsin, onunla nişanlıyım.
Quand je suis avec Pino, je voudrais qu'il soit toi, mais c'est pas le cas.
Aniden işi bırakmanın bir nedeni var mı?
Il y a une raison à ton départ si soudain?
Ben heyecanlıyım.
Je suis à donf.
- Ben çok heyecanlıyım. - Evet.
Je suis tout excitée.
Başrollerde de ben ve dostum Dev Shah var.
On m'y retrouve avec mon pote Dev Shah, que voilà.
Farkında mısın, bilmiyorum ama internette seni cinsel açıdan uygunsuz tutumla suçlayan 14 kadın var.
Êtes-vous au courant? Il y a désormais 14 femmes sur Internet qui vous accusent de comportement sexuel déplacé.
Konuklarımız arasında, tutucuların ihtilafı var ve aylardır harekete geçilmesini talep ediyorlar.
Il y a une faction dure parmi nos hôtes et... ils demandaient une action depuis des mois.
Ilımlı uzaylılar mı var?
Il y a des aliens modérés?
Ama oraya gitmek için senin kıyılarından geçmek zorundayım.
Mais je dois longer ta côte.
Yapmamaya kesin kararlıyım.
Je refuse.
Onunla Lagertha'yı öldüreceğim.
Je m'en servirai pour tuer Lagertha.
İnan bana krallığımıza yapılacak her saldırıya karşı gayet hazırlıklıyız.
Je t'en fais la promesse, nous sommes bien protégés de toute incursion dans le royaume.
Ne yapacaklarını biliyorum. Tamamen hazırlıklıyız.
Je sais à quoi m'attendre et nous sommes parfaitement préparés.
Hepimiz ayrım olmaksızın Ragnar'ın oğullarıyız ama savaşta eşit değiliz.
Nous sommes tous également fils de Ragnar, mais nous ne sommes pas égaux dans la bataille.
Tanrı biliyor ya, kıyılarımıza çıkanların Ragnar'ın oğulları olmasını umuyorum.
Dieu sait, j'espère que c'est les fils de Ragnar qui ont débarqué sur nos côtes.
Çıkalım.
Allons-y.
Bu arada, onunla birlikte yaşadığınız için tebriklerimi sunmalıyım, Grayson.
Au fait, félicitations pour ta future cohabitation, Grayson.
Belki de ben de olmalıyım.
Je devrais peut-être aussi.
Neredeyse bin yıldır düşmanımın kanıyla yıkandım ve esrarengiz bir şekilde bana ölümsüzlüğü bahşetti.
Depuis près d'un millénaire, je me baigne dans le sang de mes ennemis et pour une raison mystérieuse, ça m'a rendu immortel.
Terra için biraz ağırdan alacağım.
Je vais y aller doucement avec toi, Terra.
Titanlar'ı yenmek için ihtiyacım olan bilgileri ele geçirmem bir yılımı aldı.
Il m'a fallu un an pour avoir l'info dont j'ai besoin pour vaincre les Titans.
Hiçbir şeyi kaçırmadığımızdan emin olmalıyız.
Pour être sûrs de n'avoir rien raté.
Tamam mısın?
Ça y est?
Seni iki dakika yalnız bırakamayacak mıyım?
Je peux pas vous laisser deux minutes?
Daha fazla ücret almalıyım.
J'aurais dû demander plus.
Bu konu hakkında konuşmak istemediğinizi biliyorum, ama sormalıyım.
Écoute, je sais que t'es pas censé en parler, mais je dois te poser la question.
Eğer ilk yılımda olmasaydım...
Si j'étais pas dans ma première année...