English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ş ] / Şaddam

Şaddam traducir francés

618 traducción paralela
Sayonara, Saddam.
Sayonara, Saddam.
Galip gelme diğer ayakta gibi görünüyor Saddam.
La main passe dans l'autre sabot, Saddam!
- Sadece şeytanın ustası, Saddam.
- Le Maître des Enfers, Saddam!
Saddam'ın evinin üstünde dolaşmak için. Nasıl ama?
Survoler la maison de Saddam, comme...
Farzet ki Saddam Hüseyin 1944'e bir yolculuk finanse etti.
Saddam Hussein retourne en 1944.
Bu Saddam Hüseyin, diktatör olan.
Saddam Hussein, le dictateur!
Saddam Hüseyin olabilir. Emin değiliz. Ama İngiliz aksanı vardı.
C'était peut-être Saddam Hussein, mais il avait un accent anglais.
şimdi de Saddam diye birini buldular ellerindeki her şeyle onu vuracaklar. Söylediklerimi bir yere yaz.
Ils ont dégoté Saddam, ils vont lui en foutre plein la gueule!
- Ya da Saddam'ın adamlarından biri. Beni sorumlu tutmak için geri dönmüş.
- Ou alors un soldat irakien, qui revient pour se venger.
Saddamı'ı Kuveyt'ten çıkarmak için, başka seçenekleri yoktu.
Nous sommes contraints de chasser Saddam Hussein du Koweit, par la force.
Tüfekçi Saddam'a taze bir acı vermek için hazır.
- Tourelle, prêt à dérouiller Saddam Obscène.
Saddam'ın Gulf Körfezi'nde kullandığını.
Saddam l'a utilisé dans le Golfe. Vous voulez dire...
Bunlar, Saddam Hüseyin'in Cumhuriyet Muhafız alayları..... onları kuzeye kaydırıyor.
Voici les deux divisions que Saddam a déployées au Nord.
Size anlatmak üzere olduğum hikaye, 90'ların başında geçiyor. Tam da Saddam ve Irak ile olan çatışmaların başladığı dönemde.
L'histoire que je vais vous raconter s'est déroulée au début des années 90, à l'époque du conflit avec Saddam et les Irakiens.
Saddam!
Saddam
Saddam Hüseyin, bizi bombalıyor!
Saddam nous bombarde!
Şu anda Saddam'ın Cumhuriyet Muhafızları'nda bir albay.
Il est maintenant colonel de la Garde Républicaine de Saddam.
Saddam'ın Cumhuriyet Muhafızları'nda, konuştuğumuz gibi, gizli çalışan bir adam.
Un homme qui, à l'heure où on parle, est infiltré dans la garde de Saddam.
Çünkü operasyonda yer aldı. Saddam Hüseyin'i yok etme operasyonunda benim yanımdaydı.
Il faisait partie de mon opération pour déstabiliser Saddam Hussein, ça te va?
Şeyh Saddam'ı devirmemize yardım edecekti.
Le Cheikh allait nous aider à renverser Saddam.
Saddam Hüseyin diye biri yok.
Saddam Hussein n'existe pas.
Saddam Hüseyin'in bir hükümet yalanı olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?
Saddam est une invention du gouvernement?
Bomba yağmuru başladığı sırada, bir vurucu timle birlikte Saddam'ın sarayındaymışsın.
Vous étiez dans le palais de Saddam avec un commando lors du bombardement,
Ben eski dostun Saddam Hüseyin. Saddam Hüseyin mi?
Je suis ton pote, Saddam Hussein.
SADDAM HÜSEYİN'İN GİZLİ KARARGÂHI
Q.G. De Saddam Hussein au Canada : 16h03.
SADDAM HÜSEYİN'İN GİZLİ KARARGÂHI 16 : 03 Hey Saddam, Terrance ve Phillip'ten kurtulmama yardım ettin teşekkürler Ama neden tüm Kanada'ya resmin olan bayrağı astın?
Merci de m'avoir débarrassé de Terrance et Phillip, mais pourquoi y a-t-il votre portrait partout?
SADDAM HÜSEYİN'İN GİZLİ KARARGÂHI H.Q
Q.G. De Saddam Hussein au Canada : 16h05.
SADDAM HÜSEYİN'İN GİZLİ KARARGÂHI H.Q 16 : 05 Bay Hüseyin, Birleşmiş Milletler hükümeti endişeli.
M. Hussein, le gouvernement US est inquiet.
— Saddam, Terrance ve Phillip Kanada'ya dönmüş.
Terrance et Phillip sont revenus. Vraiment?
Ve bir başka haber. Saddam Hüseyin sonunda Birleşmiş Milletler denetçilerinin askeri operasyonları denetlemesiyle ilgili anlaşmayı kabul edecek gibi görünüyor.
Saddam Hussein a signé un nouvel accord autorisant l'O.N.U. À inspecter ses sites militaires.
— Kapa çeneni ve dinle. Siz Kanada'daki canavarların elinden kurtuldunuz ve ondan sadece siz kurtulabilirsiniz.
C'est votre faute si Saddam est ici, à vous de l'arrêter.
! ? Selam, adım Saddam.
Salut, je suis Saddam, un fan de polo.
Gülümseyen Saddam mı diyorsun? Televizyonda gördük.
Saddam qui fouette, on l'a vu à la télé.
Yarın Saddam Kanada'yı ele geçirme işini tamamlayacak.
Demain, Saddam parachèvera sa domination du Canada pendant le match de foot.
Bunu kendinize bağlayıp maçta kendinizi feda ederek Saddam'ın planını engellemelisiniz.
Attachez-la sur vous, et sacrifiez vos vies pour tuer Saddam et sa clique.
Nasıl yani? Bu kokuşmuş Saddam Hüseyin kimyasal ve biyolojik silah kullanmıyor mu?
Saddam Hussein utilise des armes chimiques, non?
Devre arası şovu için, Saddam ve Elektrikli Iraklılar, ve karşınızda düşmanca ele geçirme.
Saddam et le groupe Jam Iraqui dans une ode à l'occupation hostile.
Saddam'ın sığınaklarının 10 sayfalık haritasını mı?
Un atlas des bunkers de Saddam?
Bunlar Saddam'ın sığınakları olmalı. Kerbela ile Nazarya arasında.
Les bunkers de Saddam sont entre Karbala et Nazaria.
Kuveyt, Arapların Beverly Hills'i gibiydi. Saddam herşeyi çaldı.
Le Koweït, c'est Beverly Hills, Saddam s'est servi.
Saddam bunu şeyhlerden çaldı.
Saddam l'a volé aux cheiks.
Saddam'dan çalmak dert olmaz.
Ça me gêne pas de le voler à Saddam.
Saddam'dan nefret ediyor.
Haïr Saddam!
- Saddam'ın Ordusuna ölüm. - Neden taş atıyorsunuz.
A bas l'armée de Saddam!
Bush, insanlara "Saddam'a karşı ayaklanın." dedi.
Bush leur a dit de se soulever contre Saddam.
Saddam'ın askerleri isyanı bastırmak zorunda.
La nécessité, pour l'armée de Saddam, c'est d'étouffer l'insurrection.
Bunlar Saddam'a ait.
Tout ça appartient à Saddam.
Saddam daha çok isyancılara ilgileniyor.
Il se soucie plus des rebelles.
Saddam'ın.
C'est à Saddam!
- Saddam'da kalamaz mı?
- Saddam ne peut pas garder?
- Hayır, Saddam'da kalamaz.
- Non, il ne peut pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]