Şanslıyız ki traducir francés
236 traducción paralela
Şanslıyız ki, giysileri tamamen eriyip gitmemiş.
Une chance qu'ils n'aient pas été entièrement dévorés.
Vadimizde altın denilen bir madenden bolca var. Çok şanslıyız ki dış dünyada bu çok değerli bir şey.
Notre vallée est très riche en ce métal appelé or, qui, pour notre chance à nous, est très généreusement valorisé chez vous.
Gerçekten şanslıyız ki seni bulan Tarzan'dı. O, bizim ülkemizin sırlarını bilir ve bu sırrı iyi korur.
C'est une grande chance que ce soit Tarzan qui t'aie trouvée, car il connaît le secret de notre pays caché et il ne l'a jamais dévoilé.
Şanslıyız ki, bize göz kulak olmak için Çocuk yanımızda.
Heureusement que Boy veille sur nous.
Şanslıyız ki İngiltere'de eğitimin hiçbir etkinliği yoktur.
Perdre un parent peut être considéré comme un malheur.
Şanslıyız ki biz ölmedik.
Heureusement qu'on est rentrés vivants.
Şanslıyız ki bugün hava yine kapalı. Hava bulutlu olduğunda bizi o kadar kolay bombalayamazlar.
Heureusement, aujourd'hui le ciel est couvert et dans ce cas, c'est rare qu'ils bombardent.
Şanslıyız ki kurtuluşumuzu sağlayacak gemi bizi bekliyor.
Heureusement, le bateau qui nous conduira en sécurité nous attend déjà.
Pit alanında muazzam bir hareketlilik var ve şanslıyız ki harika bir hava var.
C'est une journée magnifique.
Şanslıyız ki, kötü ruhların yiyeceğe ihtiyaçları yok.
Heureusement que les démons n'ont pas besoin de se nourrir.
- Şanslıyız ki avlanmış.
- Ça nous a sauvés.
Şanslıyız ki, hayal gücü gemimiz bizi uzay ve zamanda her yere götürebilir.
Heureusement, notre vaisseau de l'imaginaire peut nous emmener partout dans l'espace.... et le temps.
Şanslıyız ki, 150 milyon kilometre uzakta....... güvenli bir yerdeyiz.
Heureusement... il se trouve à 1 50 millions de kilomètres de nous.
Şanslıyız ki sevgili denizcim Paco bu tekila şişesini bırakmış.
Heureusement que mon petit marin Paco... m'a laissé cette bouteille de tequila.
- Aslında şanslıyız ki elimizdeki biletler...
- Eh bien, en fait... nous sommes déjà assez chanceux d'avoir des billets pour le...
Şanslıyız ki bu dökümana sahibiz.
Nous avons par bonheur, un très précieux document.
Şanslıyız ki bazı dürüst insanlar bu ifadeleri bana yolladılar.
Heureusement des honnêtes gens me les ont envoyées.
Ne şanslıyız ki, oraya ilk ben vardım.
Mais je suis arrivé le premier.
Orada pek çok kaza olmuştur. Şanslıyız ki, orada yaşayan köylüler üreme konusunda gayet iyiler.
Il y a tant d'accidents là-bas heureusement qu'on est prolifique dans la région
Şanslıyız ki, Jem'Hadar bizi Kuruculara teslim etti.
Les Jem'Hadar nous ont livrés aux Fondateurs.
Şanslıyız ki olmamış. Ancak tetikte olmalıyız ve Cennet'te hiç sorun olmaması için dua etmeliyiz.
Heureusement, mais nous devons rester vigilants et supplier Dieu qu'il n'en tombe aucun sur le Paradis.
Şanslıyız ki Alfalfa, stüdyonun yetimhaneden aldığı bir çocuktu.
Heureusement, c'était un orphelin appartenant au studio.
Şanslıyız ki, burada harika bir Radyoaktif Serpinti Çocuğumuz var.
Par chance, nous avons ici quelqu'un qui ferait un excellent Atomic Boy.
Şanslıyız ki hayalet diye bir şey yok.
Heureusement, les fantômes n'existent pas.
- Şanslıyız ki, eldiven kullanmamış. - Evet.
Coup de pot, il ne portait pas de gants.
Şanslıyız ki, görsel teşhis yapma ustasıyım.
Dieu merci, je suis le roi des diagnostics à l'oeil nu.
Şanslıyız ki, biz de... bir zaman makinesi geliştirdik... seni altmışlara geri göndermek için.
Heureusement, nous aussi... avons inventé une machine à voyager dans le temps... pour vous ramener dans les sixties.
Şanslıyız ki o seni tanımadı.
Heureusement qu'il ne t'a pas reconnu.
Şanslıyız ki Zapp Brannigan yakınlarda.
Heureusement que Zapp n'est pas loin.
- Şanslıyız ki, burbon dolu bir barın var.
Heureusement, tu as du bourbon.
Şanslıyız ki olay mahallinde onu yakalayabildik.
Heureusement, on l'a arrêté en flagrant délit.
Çok şanslıyız ki, bu sömestr dersimizde özel bir konuğumuz var, ve bu kişi Borg'un kitabını yazmış olan
Ce semestre, nous avons la chance d'accueillir un grand professeur. La femme qui a écrit le livre sur les Borgs.
Şanslıyız ki içerken filtreyi ıslatanlardan. Üzerine düşeni yaptın.
- Heureusement pour nous, il fumait les lèvres humides.
Şanslıyız ki, X serilerinin çoğu dünyaya dağıldı.
Heureusement, la plupart des séries X ont été déployées dans le monde entier.
Şanslıyız ki, bizi böyle biyolojik etkenlere karşı bizi dirençli yaptılar.
Quelle veine qu'on soit immunisés contre tes agents de guerre biologiques.
- Şanslıyız ki bizi dava etmeyecek. İlk kez evimizde değerli hiçbir şey olmaması işe yaradı.
Tu peux nous remercier de ne rien posséder.
Şanslıyız ki, akşam yemeği ile birlikte biraz da kan verdi bize.
du sang dans son dîner. Assure-toi d'avoir un bon de commande signé.
Şanslıyız ki İngiltere'de eğitimin hiçbir etkinliği yoktur.
Heureusement, en Angleterre, l'éducation reste sans effet.
Şanslıyız ki homo çocuklarla dolu bir gemi tarafından kurtarıldık.
Heureusement, c'est un bateau d'homosexuels.
Şanslıyız ki polisler alarmı duyar duymaz geleceklerdir
Heureusement la police viendra après l'alerte.
Ne şanslıyız ki bütün akşam için izin aldım.
Heureusement... que j'ai pris mon après-midi.
Neyse ki şanslıyız.
Tu as de la chance!
Ülkeniz İngiltere hakkında o kadar az şey biliyorum ki... tabii dünyanın en cesur milleti olduğunuz dışında. Böyle müttefiklerimiz olduğu için çok şanslıyız.
Je sais si peu de choses sur votre Angleterre... sauf que c'est la plus brave des nations... et que nous avons de la chance d'avoir de tels alliés.
Başımıza öyle bir uğursuzluk sardı ki atlatabilirsek şanslıyız.
Elle nous a jeté un sort qui risque de nous poursuivre longtemps!
Ama ortalıkta öylesine büyük bir öfke var ki bunu hafifletmeye yarayacak filmler olduğu için çok şanslıyız.
Je vais te dire : encore heureux que ces films servent de soupape de sûreté.
Şanslıyız ki, bu konuda deneyimim var.
Heureusement, je m'y connais!
Ama neyse ki şanslıyız, elimizde son kayıtları var. Ve muhteşemler.
Heureusement, on a les derniers disques qu'il a faits et... ils sont superbes.
Görülüyor ki şanslıyız.
Apparemment, c'est notre jour de chance.
Şanslıyız ki ciddi değildi.
Heureusement, il n'y a rien eu de grave.
Şanslıyım ki kız ortadan kaybolmadan önce birkaç şey almama izin verdi.
Heureusement, elle m'en a laissé avant de disparaître.
Şanslıyız ki, o esmer birisi.
Les follicules stockent les toxines.