Şefim traducir francés
504 traducción paralela
Ama sen, şefim - Beni yaralayacak bir boğa daha doğmadı.
Le taureau qui me tuera n'est pas encore né.
- Şefim, bir şeyin kızının...
Mon chef pense que la fille d'un...
Gerçekten mi? Çok sağ olun Şefim.
- Merci bon maître.
Tamam, şefim.
D'accord, capitaine.
- İyi günler, şefim.
- Bonsoir, capitaine.
- İyi geceler, şefim.
- Bonne nuit, capitaine.
Şefim, lütfen.
Monsieur le directeur!
Şefim dikkat!
Prenez garde!
- Şefim.
Seigneur le Cid.
Kendi adamlarından biri tarafından ihanete uğradın Büyük Şefim...
Vous avez été trahi par l'un des vôtres.
Senin olsun. - Teşekkürler Şefim.
Merci, Cid.
Nereye gidersen git, bütün yardım elleri seninle beraber olsun Şefim.
Que des mains secourables t'assistent partout, Cid.
- Hayır Şefim.
Pas encore.
Affet beni Şefim.
Pardon, Cid.
- Ben şefim.
- Je suis le chef. J'ai été choisi.
Ben şefim.
Je suis le chef.
Şimdi bana bak,... Orville, evlat... Bir kopya televizyon yapımcım için, bir tane orkestra şefim için, bir tane de aranjörüm için ve bir tane de ajanstaki çocuklar için istiyorum.
Orville, mon petit, il me faut une copie pour mon producteur... et une pour mon chef d'orchestre et mon manager... et pour les gars de l'agence.
Ben, şefim.
- C'est moi Maître... - Et où vous croyez-vous?
Artık seni ben bekliyorum, sayın şefim.
Et maintenant, Herr Kaptain Master..
Lütfen iter misiniz şefim?
VOILA.. Ca j'aime mieux ça!
Sayın şefim, bu kez ben şeflik edeceğim!
Herr Kaptain Master.. Cette fois, c'est moi qui tient la "baguette"!
Polis şefim...
monsieur le commissaire... Je ne suis pas commissaire!
Neyse, bölüm şefim Macferson bana ilginç olmayan bir şey dedi.
Mon chef Macferson m'a parlé d'une chose sans intérêt.
- Şefim olabilir.
- Cela pourrait être mon chef.
Şefim ararsa, 9.15'e kadar Walliston karakolunda... Müfettiş Mendel'in yanında olacağımı ona söyleyebilir misiniz lütfen?
Si mon chef appelle, voulez-vous bien lui dire que je serai au commissariat de Walliston avec l'inspecteur Mendel jusqu'à 9 h 15.
Şefim Vercingetorige'in silahlarını Sezar'ın ayaklarına attığı gibi bende silahımı... senin ayaklarına atıyorum.
Je jette mon arme à tes pieds, centurion. Comme le fit notre chef, Vercingétorix, à ton maître, César! Alors, quoi?
- Kutler, güvenlik şefim.
- Kutler, le chef de la sécurité.
Güvenlik şefim kasayı boşaltıyor.
La sécurité fait dégager la chambre.
Güvenlik Şefim, yönetmeliklere göre ip ölümden beş dakika sonrasına kadar gevşetilemez.
Est-ce réglementaire? Je suis ici pour donner l'ordre.
Neden gerektiği gibi ölemedin? Güvenlik Şefim!
Cet homme est peut-être R, mais ce n'est pas le R qui a commis le crime et admis sa faute.
Birlikte bir sürü hoş sohbetimiz oldu! - Eğitim Şefim. - Beni anladın!
Vous voulez dire que le véritable R n'est pas ici, que tout ce qu'il pourra admettre ne comptera pas vraiment,
Seni almaya geldiler. Eğitim Şefim, bugünlerde neler yapıyorsunuz?
Tu t'es levé à 6 h 20, tu as pris ton petit déjeuner.
Eğitim Şefim, görüşmeyeli yıllar oldu. İyi misiniz?
Voilà, c'est comme ça que tu as fait.
- Güvenlik Şefim, başlayalım.
Persuadez-le.
Onları kurtarabileceğini biliyordum, şefim.
Je savais que tu les sauverais.
O arkadaşımdır. Şefim Joe McMahon'la konuştu. Joe'ya tarzımı ve poliçeyi ne kadar iyi pazarladığımı anlatmış.
C'est un de mes amis, et il a dit à mon supérieur, Joe McMann, à quel point il appréciait ma façon de vendre, et selon lui, ça a fait peur à Joe, comme si je travaillais trop bien.
Jim'le tanış, New York'taki güvenlik şefim.
Jim, le responsable de la sécurité.
Şefim, Bay Pivert'i danışmaya çağırıyorlar.
M. Le divisionnaire. On demande Pivert en questiom au bureau de renseignements.
Evet, benim güvenlik şefim. Yusuf?
C'est mon chef de la sécurité.
Neden bana bir Ulaşım Şefim olduğu söylenmedi.
Pourquoi je ne sais pas qu'on a un chef des transports?
Kapamalıyım. Şefim geliyor.
Il faut raccrocher, parce que l'inspectrice rôde dans les parages.
Merak ederim, şimdilik bir istisna yapar mısınız? İzin verin ve Li Xunhuan şaolin Tapınağına gitsin çünkü şefim, Li Xunhuan'ın
Afin d'éclaircir cette affaire, puis-je emmener Li Xun-huan au monastère?
Sen şimdi bana güvenlik şefim olarak şunu mu diyorsun? Yirmi yılımızı ve milyonlarca dolarımızı harcadığımız bu proje kimsenin aldırmadığı yaşlı bir Yahudi yüzünden son mu bulacak?
Est-ce que mon honorable chef de la sécurité est en train de me dire qu'un projet de 20 ans qui a coûté des millions doit être abandonné à cause d'un Juif insignifiant et insolent?
Şefim bana bu çıkışı korumamı söyledi.
Mon chef m'a dit de défendre ce passage.
- Şefim tatilde olduğumu sanıyor.
- Mon chef me croit en vacances.
Serseri çetesi şefim.
- On a semé des loubards.
Buradayız şefim. Geldik, değil mi?
On vient juste d'arriver, chef.
Güneştendir şefim. - Evet güneşten.
C'est le soleil, chef.
Terliyorum şefim.
- La transpiration.
Şefim, şömine içinde yanmış bir ceset bulduk!
On a trouvé un cadavre brûlé dans le fourneau!
Operada şefim.
Maître