English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ş ] / Şerif

Şerif traducir francés

9,847 traducción paralela
Vinci Emniyeti'ne girmeden önce, sekiz yıl Los Angeles şerif departmanındaymışsınız.
Après 8 ans de police à Los Angeles, vous avez pris un poste à Vinci.
Şerif Yardımcısı Velcoro, değil mi?
Shérif adjoint Velcoro?
Şerif Departmanı!
Police!
Ilinca, Bezzerides. Ventura Şerif, Suç Araştırma Departmanı.
Ilinca et Bezzerides, de la police criminelle de Ventura.
Şehirde yeni bir şerif var.
Il y a un nouveau shérif en ville.
- Selam, Şerif. Her şey yolunda mı?
- Salut, shérif.
- Olur mu hiç öyle şey, Şerif.
Jamais, shérif.
Merhaba, Şerif.
Salut, shérif.
Affedersiniz, Şerif, son söylediklerinizi duyamadım.
Désolée, shérif. Je n'ai pas entendu la fin.
Az önce çalıntı bir şerif arabası ihbarı aldık.
On vient de nous rapporter une voiture de police volée.
Sadece ihbarı yapan bayan iki çocuğun bir şerif arabası kullandığına eminmiş.
Mais une femme dit avoir vu deux enfants conduire la voiture sur la 110.
Şerif yerine sizinle karşılaştığım için çok mutluyum.
Je suis si heureux de vous voir, les gars, au lieu du shérif.
Merhaba, Bay Şerif.
Monsieur le shérif.
Yani şerif arabasını aramaya geldiğinde ne yapacak mışız?
Donc, quand le shérif arrivera pour venir chercher sa voiture, que ferez-vous? On sera tranquilles.
Şerif, orada mısınız?
Shérif, vous m'entendez?
Şerif, beni duyabiliyor musunuz?
Shérif, vous m'entendez?
Dedektif Potts, şerif departmanındaydı... 87'de ayrıldım ve anladığım kadarıyla rozet bulmuşsun.
Inspecteur Potts a travaillé au Bureau du shérif pendant... J'ai quitté en 1987 et toi, tu as trouvé l'insigne.
Suçu sana atmayacağım, şerif yardımcısı.
Je ne vais pas vous poignarder dans le dos, Adjoint
Eski bir hükümlünün de şerif taklidi yaptığını düşününce bunlar aynı sağlam taşaklar olabilir dedim.
Et quand je pense à un ancien escroc qui devient shérif, je me dis que ça doit être la même paire.
Şerif departmanı!
Département du shérif!
- Şerif, çıkar beni.
- Shérif, fais-moi sortir.
Umarım sorun değildir, Şerif. Biraz inisiyatif kullandım.
J'espère que ça ne te dérange pas, j'ai pris des initiatives.
- Dade County Şerif Departmanı.
- Bureau du shérif de Dade.
- Şerif, onu salacak mısınız? - Hayır.
Vous allez le laisser sortir ou pas?
Pekala, Şerif müvekkilimin hayatını kasten tehlikeye atıyor.
Le shérif veut délibérément mettre la vie de mon client en danger.
Şerif, cidden Bay Proctor'u o psikopata vermeyi düşündüğünü söyleme.
Vous n'envisagez pas sérieusement de livrer M. Proctor à ce psychopathe?
Eminim Şerif bu gibi bir gecede müdahalem olmasaydı öleceğini hatırlar.
Je suis certain que le shérif n'a pas oublié une nuit semblable à celle ci et qu'il serait sans doute mort si je n'étais pas intervenu.
Şerif, Clayton'la konuşmama izin ver.
Shérif, laissez moi parler à Chayton.
Değil mi, Şerif?
D'accord, shérif?
Sadece hala senden daha iyi bir Şerif olacağımı düşünüyorum.
J'allais juste dire que je pense que j'aurais été - un meilleur shérif que toi.
Şerif, benden neden korktuklarını biliyor musun?
Shérif, vous savez pourquoi ils ont peur de moi?
Konu her neyse, şerif, beklemesi gerek.
Peu importe ce que c'est, Shérif, ça doit attendre.
Pazartesi günü yeni şerif olarak ant içeceğim.
Ce lundi, je vais être assermenté en tant que nouveau Shérif.
Buradaki Şerif'i vurmaya çalışırsınız.
Essayer de vous en sortir en tuant le shérif.
Şerif?
Shérif?
Biliyorum her şey boka sardı ama bu kasabanın bir Şerif'e ihtiyacı var, Hood.
Je sais que tout est si merdique, mais... cette ville a besoin d'un shérif, Hood.
Proctor, tutuklamaya karşı geldi ve Şerif'e saldırdı.
Proctor a résisté à son arrestation et a agressé le shérif.
Bu Şerif Hood.
Voici le shérif Hood.
Şerif, biliyorum bu adam sizden birini öldürdü. Bu yüzden ılıman davranıyorum.
Je sais que ce gars a tué une des vôtres et je compatis à cela.
Şerif nerede?
Où est le shérif?
Hoş geldiniz Şerif.
Salut, shérif.
Beacon Eyaleti Şerif Departmanından geliyorum.
C'est le sheriff du comté de Beacon Hills
Şerif, hadi ama. Benim değildi.
Shérif, c'était pas le mien.
Ancak Şerif Hood değil.
Plus le shérif Hood, par contre.
Kendine dikkat et, Şerif.
Faites attention, shérif.
Peki, Ben ve Nick yaşadışı havai fişek aldığımız zaman komik değildi ve sen bizi babana gammazladın,... Şerif, hani kayıt için köprüyü devirmene sebep olan.
C'était pas marrant quand Nick et moi avons acheté ces feux d'artifices illégaux et que tu nous as balancés à ton père, le shérif... et pour info, c'est pour ça qu'on t'a balancé du pont.
John Rayburn, Monroe İlçesi Şerif Departmanı.
John Rayburn, du Bureau du shérif du comté de Monroe.
Gerçekten şerif olmak istiyor musun?
Tu veux vraiment être shérif?
O sana Şerif Hudson.
Pour toi c'est le shérif Hudson.
Eminim şerif onların her birini sorgulayacaktır.
Et je suis sûr que le Shérif va interroger chacun d'entre eux.
Şerif.
Le shérif.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]