English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ş ] / Şimşek

Şimşek traducir francés

1,162 traducción paralela
Ne dediğini duydun Şimşek.
Fais ce qu'elle t'a demandé, Lightning Boy.
Merak etme Şimşek, ölüp başına kalmam.
T'en fais pas, Lightning, Je vais pas tomber raide mort ce soir.
Üzgünüm Şimşek Çocuk ama bana çok saçma geldi.
J'aime pas te dire ça, Lightning Boy Mais tout ça me paraît complètement bidon.
Şimşek Çocuk geldi ona ve kız arkadaşına yol verirseniz birlikte burayı yıkarız.
Lightning Boy est arrivé Et si vous avez la gentillesse de le laisser passer, avec sa copine on va faire sauter le toit de ce taudis.
Şimşek Çocuk nasıl ama?
Comment va Lightning Boy?
Kör Köpek, Şimşek Çocuk.
Blind Dog, Lightning Boy, qui relancent le blues.
Sen ne istiyorsun Şimşek?
Tu sais ce que tu veux, Lightning?
Şimşek Çocuğa benim için sarıl, olur mu?
Fais un câlin à Lightning Boy pour moi, Ok?
Bir şey yapmam lazım Şimşek.
J'ai quelque chose à régler, Lightning.
- Yapma dedim Şimşek.
- Je t'ai dit de ne pas le faire, Lightning.
Al bunu Şimşek.
Prends-le, Lightning.
- Biliyor musun Şimşek?
- tu sais quoi?
Neden korktu? Gök gürültüsü ve şimşek mi?
Mais bon sang, de quoi a-t-il peur?
Şimşek canını yakamaz, tatlım.
Les éclairs ne te feront aucun mal, mon chou.
Dikkatli olun beyefendi, yoksa kemerimi çıkartırım ve şimşek hakkı için, pantolonum yere düşer!
Attention, si j'ôte ma ceinture, par le démon, j'vas perdre ma culotte!
Thor, yüce şimşek tanrısı.
Ô Thor, Dieu du Tonnerre.
Sean şimşek çakınca canavarlar gelir diyor.
Sean dit que la foudre attire les monstres.
Şimşek eve çarpar mı? Hayır.
La foudre va tomber sur nous?
Bizim Genç Kurt'umuz sadece şimşek gibi yumruklar atmıyor. Şarkı da söylüyor..
Non seulement notre loup-garou frappe comme l'éclair, mais il sait aussi chanter.
Darien! Şimşek çaktı.
Darien, la foudre a frappé!
Komo'nun rahibi! Şimşek kadar güçlüsün!
J'implore l'arbre tutélaire du N'Tomo.
" Geceyi yaran ani şimşek sesi
" Un coup de tonnerre déchire la nuit...
Ama bir şimşek sayesinde Klistronun gücünü arttırabilirsek... güneş sistemini aşabilecek kadar güçlü bir sinyal gönderebiliriz.
Mais si on augmente la puissance du Klystron avec la foudre, le signal peut devenir assez puissant pour quitter le système solaire.
Ama ya şimşek çakmazsa?
Mais s'il n'y a pas d'éclairs?
Şimşek işini biz hallederiz.
Nous nous occupons des éclairs.
400 megavat ve şimşek galaksi ötesine gitmek için yeterli değil.
400 mégawatts et la foudre ne suffisent pas, pour sortir de la galaxie.
Başkan şimşek işini ayarlar.
Puis, le Conseil envoie la foudre.
Şimşek.
Des éclairs.
Tek eksiğimiz şimşek.
Il ne manque plus que la foudre.
Ben şimşek kraliçesiyim, geliyorum.
Je suis la reine de la foudre, me voici.
Savrulan kum tepeleri ve şimşek.
Du sable et des éclairs.
Sürüye şimşek isabet ediyor! Sür onları!
Attention aux éclairs!
Daha şimşek mevsimi değil.
Ce n'est pas la saison des tempêtes.
Çok yağmur yağacak. Rüzgar, gökgürültüsü ve şimşek.
des éclairs.
Meteoroloji yetkilileri yağmur yağdığını şimşek olmadığını söylüyorlar.
La météo a relevé de la pluie mais pas d'éclairs.
Daire, haç, şimşek işareti.
Le cercle, la croix, l'éclair.
- Şey, şimşek işte.
- Ce sont des éclairs en couches.
- Hiç böyle bir şimşek görmemiştim.
- Je n'ai jamais rien vu de tel.
" Şimşek gibi gürleyen kalbi sarar
Comme je pleure votre absence!
* Şimşek yağmurla coşar.... *
Le tonnerre gronde sous la pluie.
sözümden dönersem... beni şimşek çarpsın!
Si je romps ma promesse, je serai foudroyé!
Kafamda bir şimşek çaktı.
J'ai eu un éclair de génie... dans la tete.
Kardeşim alet edavatını toplayıp şimşek gibi fırladı evden.
Il prend ses outils et part en quatrième vitesse.
Tek bir dileğim daha olacak. İçinde bir şimşek var, bir de...
Je reviendrai avec une demande, concernant la foudre et :
"Ağrı ile gelen şimşek çarpmaları var mı, peki?"
La douleur déclenche-t-elle des éclairs? "
Ne zaman bir şeyleri yürümek için ufacık bir şans olsa kafamda bir şimşek çakıyor. Belki de yazar olduğum için.
Dès qu'il y a un défi et peu de chance que ça marche ou des obstacles, il y a un déclic dans mon esprit d'écrivain.
- Ve böylelikle çocuk şimşek gibi fırladı.
tant il était désireux de...
Kime şimşek çarptı?
- Qui a été tué par la foudre? - On est tous là.
- Bu doğru değil. Bir gün çalışıyorduk, şimşek çarptı. O andan itibaren de, kendi aklı oldu.
En fait, on travaillait sur lui quand il a été frappé par la foudre. A partir de ce moment... il a eu son propre esprit.
Şimşek!
L'éclair!
- "Şimşek!"
- "Éclair"!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]