Şuradan traducir francés
2,396 traducción paralela
Santos, şu kanı temizleyin şuradan!
Santos, essuie le sang là-bas!
Geçir beni şuradan!
Parlez-moi putain par ce biais.
Pekala, haydi şuradan toz olalım.
Bon, on se tire.
Siktirip gidin şuradan.
Fichez-moi le camp.
Şu yüzüğü de çek şuradan.
Et range cette bague!
Çekil şuradan!
Débarque!
Siktir olup gidelim şuradan!
Foutons le camp d'ici!
- Çık şuradan!
- Sors de là!
- Çık şuradan, Luke.
- Sors-toi de là, Luke!
Çıkın lan şuradan!
Sors de là!
- Çık şuradan!
- Sors-toi de là!
- Çık şuradan!
- Fous le camp.
Şuradan en yakın koltuklardaki iki emniyet kemerini kes.
Coupez les ceintures aussi près du siège que possible.
- Çekil şuradan, ben alırım. Çık dışarı, seni geri zekâlı havlu kafa!
Sors, sale bougnoule!
Şuradan geçmiş, şuraya, şuraya doğru, şuradan buradan ve bu tarafa.
Il est allé là en venant de là, en passant par là, - par là et par là.
Ben şuradan çıktıktan sonra pimi çek.
Quand je serai partie, entre là et retire la goupille.
Bir elinle şuradan tut diğerini de şuradan.
Mettez une main ici et attrapez l'autre côté.
Şuradan!
Par là!
Köye doğru mu kaçıyordu yoksa şuradan aşağıya mı indi?
Tu veux qu'il observe vers le village ou en bas dans le fossé?
Bakın, şuradan, sağ taraftan ateş ediyorlar.
Regarde, ils font feu à notre droite.
Şuradan kaçsam yeter.
Dégageons de là.
- Sıvışalım şuradan.
- Viens par là.
Çıkın şuradan!
Monte là!
Çıkın şuradan.
Remballez.
Sen buradan git, ben de şuradan gideceğim. - Claire dikkatli ol. - Tamam.
Tu vas par là, je vais par ici.
- Şunu şuradan çıkartayım. - Tamam.
Laisse-moi l'atteindre.
Ders programını şuradan alabilirsin.
- Où t'auras ton emploi du temps.
Şuradan girerse kesinlikle öldürür. Kesinlikle.
Si elle pénètre par ici, c'est absolument mortelle.
Şuradan ateş edildi.
Le tir est venu de là.
Şuradan iki kaset seçtim, şuradan iki kaset. Öbür taraftan da iki kaset. Ondan küçük bir parça aldım.
J'ai pris quelques cassettes ici, quelques cassettes là... un bout de ci, un autre bout de ça...
- Bas git şuradan!
- Fous le camp.
Sarışın, siktir ol git şuradan!
Le Blond, barre-toi.
Uzaklaş şuradan, kadın.
- Garde tes distances, femme.
İlk bakışta şuradan düşmüş gibi gözüküyor ama cesedi kayalığın dibinden çok uzakta.
Je dirais qu'il est tombé de là-haut, mais son corps est trop loin.
Şuradan bir penis çıkacak ve sizinle seks yapacak.
" Un pénis va sortir d'ici pour vous faire l'amour.
Gider misin şuradan!
Fous le camp!
Çek git şuradan.
Allez-vous-en.
Şuradan buradan mı duymalıydım?
! Je devais l'apprendre comme ça?
Şuradan aşağıya düşmüşler.
Ils sont tombés de là-haut.
Tek bir darbe, şuradan... buraya kadar kafatasını içeri geçirmiş.
Un coup unique, asséné sur le côté de la tête, le long de la suture squameuse.
Şuradan.
De là-bas.
- Şuradan sağa dön.
Tourne là.
Ziyaretçiler şuradan bakarlar.
Les visiteurs, c'est... ici.
Şuradan sağa döneceksin, Sinyalin geldiği yer orası.
La prochaine à droite, le camion sera là.
Direksiyonu bir saniye tutsana, şuradan...
Tiens-le une seconde.
Defol git şuradan!
Dégage!
Git şuradan be! Defol.
Va-t-en d'ici!
Şuradan.
Il est derrière.
600 dolar şuradan verildi.
Qui monte à 650?
Siz şuradan gidin.
Toi, vas-y, monte voir.
- Şuradan geliyor.
Ça vient de là.