Aayan traducir portugués
71 traducción paralela
Aavan... Başın sağolsun.
Aayan, lamento.
Aayan.
Aayan?
- Aayan!
- Aayan!
Sen Aayan Ibrahim'sin.
Tu és o Aayan Ibrahim.
Aayan, düğünde Amerikalıların bombalayarak öldürdüğü kişiler senin akrabalarındı değil mi?
Aayan, os teus parentes foram mortos no casamento que os americanos bombardearam, não foram?
Aayan, insanlar ne düşündüğünü bilmek istiyor.
Aayan, as pessoas querem saber o que pensas.
Aayan...
Aayan.
- Aayan?
- Aayan?
Aayan, insanlar ne düşündüğünü bilmek istiyor.
Aayan, as pessoas querem saber o que pensas. Os americanos são assassinos, está bem?
Aayan, düğünde Amerikalılar tarafından öldürülenler akrabalarındı. Amerikalılar katil tamam mı?
Aayan, eram os teus parentes mortos no casamento bombardeado.
- Başın belada Aayan. - Sen kimsin?
Estás em sarilhos.
İlaçlar kimin içindi Aayan?
Para quem são os medicamentos, Aayan?
Aayan.
Aayan.
- Bunun kolpa bir iş olduğunu biliyordum.
Sabia que não era verdade. Aayan.
Neler oluyor Aayan?
O que se passa, Aayan?
Aayan nerede?
Onde está o Aayan?
Onu Aayan Ibrahim'le medreseden çıkarken gördüm.
Vi-o a sair de uma Madrasa, com o Aayan Ibrahim.
Yanında Aayan mı vardı?
Ele estava com o Aayan?
- Peki ya Aayan?
- E o Aayan?
- Aayan dönecektir.
O Aayan vai voltar.
- Aayan'ın gelme ihtimaline karşı sen burada kal.
Espera aqui caso o Aayan apareça. - Está bem.
Amcasına ulaşabilmek için Aayan'ın arkasına saklanacağız.
Vamos esconder-nos atrás do Aayan até encontrarmos o tio.
Aayan, içeri gel.
Aayan, entra.
- Aayan, burada güvendesin.
- Aayan... Estás seguro aqui.
Ne oldu Aayan?
O que foi, Aayan?
Aayan, Amerikalıların bombaladığı düğünde ölenler akrabalarındı.
Aayan, eram os teus parentes mortos no casamento bombardeado, por americanos.
Merhaba Aayan.
Olá, Aayan.
Aayan, bu Fara Sassani. Sana bahsettiğim Londra'dan gelen gazeteci.
Aayan, esta é Fara Sassani, a jornalista de Londres que te falei.
Aayan lütfen.
Aayan, por favor.
Başın belada Aayan.
Estás em sarilhos, Aayan.
Dinle Aayan.
Ouve, Aayan.
Çünkü seni koruyabilirim Aayan.
Porque eu posso proteger-te, Aayan.
Belli ki ölmemiş çünkü onu Aayan Ibrahim'le medreseden çıkarken gördüm. Aayan yanında mıydı?
Não, acabei de o ver a sair de uma madraça com o Aayan Ibrahim.
- Aayan'ı takip ettin ve Haqqani'yi gördün.
Seguiste o Aayan e avistaste o Haqqani. - Sim.
Aayan ne yapıyorsun?
- Aayan, o que estás a fazer?
- Bu işler bazen çirkinleşebilir. - Aayan'la ilgili plan bu mu?
Às vezes fica feio.
Aayan ve Haqqani ile birlikteydi.
Ele estava com o Aayan e o Haqqani.
Aayan Ibrahim, birinci görüşme.
Aayan Ibrahim, entrevista um.
Aayan?
Aayan?
Hayır Aayan.
Não, Aayan, eu...
- Ama Aayan...
- Mas, Aayan...
Aayan'ın pasaportunda takip çipi var.
O que se passa? O passaporte do Aayan tem um.
Aayan'la ilgili konuda ne olduğunu sordum sadece.
Só perguntei o que se passou com o Aayan.
Aayan'ı ben takip ettim ve Haqqani'nin hayatta olduğunu ben keşfettim o yüzden bana düşmanmışım gibi davranma.
Eu segui o Aayan, descobri que o Haqqani está vivo, então, não me trates como uma inimiga.
Aayan Ibrahim.
- Aayan Ibrahim.
Çünkü seni koruyabilirim Aayan.
Porque posso proteger-te, Aayan.
- Aayan.
- Aayan.
- Aayan lütfen.
- Aayan, por favor.
Aayan, durumunu anla biraz.
Ouve, desculpa, não posso ficar.
Sen bir halk figürüsün.
Aayan, é o seguinte.
- Ne?
- É esse o plano com o Aayan?