English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ A ] / Add

Add traducir portugués

67 traducción paralela
Taş Ormanı çölde kuruyup taşlaşmış ağaçlara verilen addır.
A Floresta Petrificada são árvores mortas transformadas em pedra.
Aşk, en olağan biyolojik, ya da "kimyasal" da diyebiliriz... süreçler için verilmiş romantik bir addır.
O amor é uma designação romântica para um comum e biológico, ou deveríamos dizer "químico", processo.
Belki de Smith adı Doktor V'nin birçok müşterisinin kullandığı addır.
Provavelmente Smith é o nome da maioria dos clientes do Dr. V. Esse é o retrato dele?
Eski ve güçlü bir addı bu.
Um antigo e poderoso nome.
Hurafe cahilin, cahilliklerine verdiği addır.
Superstição é o nome que os ignorantes dão à sua ignorância.
Bir ad yalnızca bir addır.
Um nome é apenas um nome.
Gergi kayışı çok uygun bir addı.
O "bearing rein" é afamado.
- Küçük Nicky ile şu ADD meselesi?
- E a deficiência de atenção do Nick?
Ayrıca muhtemelen Anthony'de D.E.B. var.
E é muito provável que o Anthony sofra de ADD.
D.E.B mi?
ADD?
D.E.B. tartışmalı bir konu.
O ADD é uma questão controversa.
D.E.B. ciddiyse, Anthony'yi özel eğitime tabi tutacaklar.
Se o ADD é um caso sério, porão o Anthony num ensino especial.
"D.E.B.'li çocukların % 50'si özel öğretmenlerden yardım alır."
"Cerca de 50 % das crianças a quem foi diagnosticado ADD receberam ajuda de professores de educação especial."
Şu D.E.B. meselesi.
Essa coisa do ADD.
Anthony'de D.E.B. olup olmadığına gelince sonuçlar ilginç.
Quanto a se o Anthony tem ADD, os resultados foram interessantes.
Standart, dokuz olası D.E.B. semptomundan altısının görülmesidir.
Segundo a APA, o sujeito tem de manifestar seis de nove possíveis sintomas de ADD.
Derin uzay o zamanlar yıdızlara verilen addı.
Isso era quando inter galáctico significava a estrela próxima.
"Ananı Trene Nasıl Atarım," "Kahire'nin Mor Başı" ve...
Add Mama to the Train, The Purple Head of Cairo e, uh...
Biraz ritm ekleyin.
" Add some rhythm
Ve hiçbir zaman var olmadı da. Bourbaki aslında 20.yüzyıl matematiğinin tutarlı bir hesabın yapmaya karar veren Andre Weil liderliğindeki fransız matematikçilerin kullandığı takma addı.
Bourbaki é de facto um pseudónimo de um grupo de matemáticos franceses liderado por André Weil, que decidiram escrever um relato coerente da matemática do século XX.
Öğrenme bozukluğum var. ADD deniyor.
Tenho um problema de aprendizagem, A.D.D.
Benim adım Abernathy Darwin Dunlap. Ama A.D.D. diyebilirsin. Çünkü bende A.D.D. var.
Abernathy Darwin Dunlap, mas podem chamar-me ADD, porque eu sofro de hiperactividade.
Ben sikik ADD değilim.
Eu não sou nenhum retardado, caralho.
- ADD'nin nesi yanlış?
- O que há de errado com "retardado"?
Yetişkin ADD'si olabilir.
Pode ser TDAH. - Fale com o seu médico. - Pergunte ao seu médico.
O. Henry ne tür bir addır?
Que tipo de nome é O. Henry?
ADD'de olanlar hakkında bir kaç soru sormak istiyordum. - Herald Tribune'den geliyorum.
Posso fazer-lhe umas perguntas sobre o que aconteceu no IDT?
FBI ayrıca, Ralf Coleman'ın silahlı saldırıda bulunmasının olası nedenlerini anlamaya çalışıyor, ancak şu ana kadar çok az ilerleme kaydedilebildi.
O F.B.I continua também a investigar os motivos que levaram ao enlouquecimento de Ralf Coleman na ADD, mas até ao momento só fizeram pequenos progressos.
O, ADD ekibinin değerli ve itibarlı bir üyesi.
Ela é um valioso e estimado membro da nossa equipa.
Belki bir çeşit dikkat eksikliği hastalığı vardır.
Pode ser um ADD.
Shamus'un sağlık sorunları olduğunu bilmiyordum.
Não sabia que o Shamus tinha ADD ( Deficit de Atenção ).
Add?
Add?
İyi, değiştirmişsiniz. Çünkü "Add" berbattı.
Ah, bom, alteraste-o, porque "Add" não valia nada.
Dikkat eksikliği teşhisi koyuldu.
Fui diagnosticada como tendo ADD.
Eğer bütün bu şeylerin normal açıklaması ise, ADD kancadan çıkmış olacak, doğru mu?
Se houver uma explicação normal para tudo isto, o DA pode estar safo, certo?
Eğer kalçalarının sallanışını izlersen ; bu, rüyalarına renk katar.
If you look at her hips sway, it will add colour to your dreams.
Hoş geldin, Add-Man.
Bem-vindo, Add-Man.
Ahh. Şikayet ettiğimden değil, çünkü biz şikayet eden tipler değiliz ama merak ediyordum da Add'e tam olarak neden burada ihtiyacınız var?
Não quero queixar-me, porque não nos queixamos, mas tinha curiosidade... para que precisam aqui do Add, exactamente?
- Add-Man.
- Add-Man.
Add'in dalgalardan başka bir şeyi yok.
O Add só tem as ondas.
Hey, Add?
Ei, Add?
Addington? - Yoo-hoo! - Hey, Add?
Ei, Add?
- Hey, Add.
- Ei, Add.
İmzalama. Tekrar hapse girmeyi tercih ederim, Add.
Não assines... prefiro voltar para a prisão, Add.
FAS, ADD, depresyon, kuruntulu megalomani, sonuçları tahmin edememe, ciddi sağduyu eksikliği, sosyal açıdan olgunlaşmamış.
Síndrome alcoólica fetal, défice de atenção, depressão, megalomania, incapaz de prever consequências, séria ausência de bom senso, imaturidade social.
Ayrıca, hepsinde ADD var ve ne ben, ne de kocam kızıl saçlı olmadığı halde, hepsi havuç kafa.
E, apesar de nem eu nem o meu marido sermos ruivos... são os três uns ruivinhos arrepiantes.
"Add a bit and it'll get to be an oodle" - "Every jot and tittle adds to the pot" - " Gotta pick it up.
Tens de pegar nele!
ADD'ye binlerce kez söyledim.
Já disse milhares de vezes à associação, não sei nada de dentes.
Veya kısaca ADD..
Provavelmente não é o melhor acrónimo.
O kadar uzun süreyse, ADD yi çalıştırmadan evvel anomali buraya gelmiş.
Uma semana, um mês.
Ben biraz daha patlayıcı bir şey istiyorum.
Mensagem : Add voltou.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]