Aidan traducir portugués
965 traducción paralela
Beni de sizin gibi yürüteceğinizi sanıyorsanız aIdanıyorsunuz.
Não pense que pode andar para aí a dar-me ordens.
Papazımız Michael ve eşi Lindy bugün önünüzde, oğulları Aidan ve Reagan ile küçük kızları ve bebek kız kardeşleri Azaria Chantel Loren Chamberlain ile birlikte duruyor.
O nosso pastor, Michael, e mulher dele, Lindy estão diante de vocês com os seus dois filhos, Aidan e Reagan e a sua nova filhinha e irmãzinha Azaria Chantelle Loren Chamberlain que nos entregas-Te, Senhor e estamos aqui hoje para Te dedicar a sua vida.
- Merhaba.
- Este é o Aidan.
- Ne arıyorsun Aidan?
- Do que andas à procura, Aidan?
- Aidan, burada bekle.
Aidan, espera aqui.
Haydi. Bana uyku tulumunun yerini gösterebilirsin tatlım.
Mostra-me onde está o teu saco de dormir, Aidan.
Tamam Aidan.
Está tudo bem, agora.
Aidan'ın paltosunda daha çok kan bulduk.
Encontrámos mais sangue no blusão do Aidan.
Papaz ve Bayan Chamberlain, size ve sizin aracılığınız ile Aidan ve Reagan'a derin hislerimi sunuyorum.
A vocês, pastor e Sra. Chamberlain, e através de vocês ao Aidan e ao Reagan, eu exprimo os meus profundos sentimentos.
Annen ve baban evde mi?
Bom dia, Aidan.
Sonra bu süre boyunca beni seyreden Aidan için hâlâ aç olabileceğini düşünerek bir kutu fasulye konservesi aldım.
Depois limpei rapidamente o sangue no carro e depois peguei numa lata de feijão com o Aidan aqui a olhar o tempo todo cheio de fome.
Sadece Aidan'a biraz daha yemek yedirebilmekle ilgileniyor gibiydi. Üzeri kanlı mıydı?
Não, só estava preocupada em dar comida ao Aidan.
Babanın Aiden Amca'ya bir iyilik borcu var.
O mau do teu papá deve bastante ao tio Aidan.
Ya Aidan?
Então e o Aidan?
Benzer şekilde 10 gündür görüştüğüm bir adam ağırdan almamızı söylediğinde benim de canım sıkılmıştı.
O mesmo pensamento que me assolava, desde que o Aidan me pedira para abrandar após 1 0 dias.
Aidan arkadaş mı, erkek arkadaş mı olacaktı?
O Aidan tornar-se-ia amigo ou namorado?
Ben ve Aidan.
Sobre mim e o Aidan.
Gitmem gerek, Aidan'la buluşmalıyım.
Tenho de ir, tenho encontro com o Aidan.
Seni görmek güzeldi, Aidan.
Foi bom ver-te, Aidan.
Ama Aidan'ı saplantı haline getirmedim.
Não entrei em obsessão com o Aidan.
Büyük'le ilişkimi sonunda bitirdim, ama Aidan'a yalan söylemenin verdiği suçluluk yüzünden uyuyamıyorum bile...
Acabara o caso com o Big, mas a culpa de mentir ao Aidan era como uma ressaca que não passava ao dormir.
Ve Aidan'la kavga etmenizi de istemiyorum.
E não quero que tu e o Aidan discutam.
Aidan'la yatakta vakit geçirmeye karar vermiştim ama yatakta değildi.
Decidi enfiar-me na cama com o Aidan, mas ele não estava na cama.
- Aidan, sana söylemem gereken birşey var.
- Aidan, preciso de te dizer uma coisa.
Aidan, eski erkek arkadaşımla yattım.
Aidan, dormi com o meu ex-namorado.
Çok üzgünüm, Aidan.
Lamento tanto, Aidan.
Aidan'la üc haftadır beraberdik ve- - Ne oldu?
Eu e o Aidan andávamos juntos há cerca de três semanas, quando...
Ama şimdi Aidan ailesini gümüş tepside sunuyor ve tanışmak istediğimden emin değilim.
Agora, o Aidan oferece ambos os pais numa bandeja de prata e não sei se quero conhecê-los. Talvez seja ainda cedo.
Ne tuhaf, Aidan tam da Büyük'ün davranmasını istediğim gibi davranıyor.Ben de tam Büyük gibi davranıyorum.
A ironia é que o Aidan está a agir tal e qual como eu queria que o Big agisse. E eu estou a comportar-me tal e qual como o Big.
Bunu Aidan'a söylemen gerekmez mi sence?
Não devias estar a dizer isso ao Aidan? São três da manhã.
Ertesi sabah Aidan'ı dükkandan arayıp ne kadar özlediğimi söylemek için medeni bir saate kadar bekledim.
Na manhã seguinte, esperei por uma hora decente para ligar ao Aidan e dizer-lhe que sentia falta dele.
- Ben Carrie, Aidan'ı arıyorum.
- Empresa de Mobiliário. - Olá, é a Carrie, para falar com o Aidan.
Birden, Aidan'ı kaybetme fikri nefesimi kesmişti.
De repente, a ideia de perder o Aidan deixou-me com falta de ar.
İki gün boyunca Aidan'dan haber almayınca sadece dramatik bir jestin durumu kurtaracağını anladım.
Após dois dias sem notícias do Aidan, concluí que só um gesto dramático salvaria as coisas.
Aidan Shaw.
O Aidan Shaw.
Adı Aidan.
Chama-se Aidan.
Aidan.
Aidan!
Aidan'a onu aldattığımı söyledim ve benden ayrıldı.
Falei do caso ao Aidan. Ele acabou comigo.
Aidan'la neler oldu?
- Que aconteceu com o Aidan?
Bu seyahate çıkmamın tek nedeni Aidan'la Büyük'ten ve çıkan karışıklıktan uzaklaşmaktı.
Só concordei com esta viagem para me afastar do Aidan e de toda a confusão.
Los Angeles'a Aidan'dan, Büyük'ten ve en çok da kendimden uzaklaşıp bir tatil yapmayı umarak gelmiştim.
Viera para LA de férias, na esperança de me afastar do Big, do Aidan, de mim.
Büyük'le Aidan'dan uzaklaşamadığım gerçeğiyle yüzleşmek zorundaydım.
Não tinha esquecido o Big e o Aidan.
Adı Aidan Shaw'dı.
Chamava-se Aidan Shaw.
- Ben Aidan.
- Sou o Aidan.
Aidan'ın bununla ilgili sorunu varmış.
Lamento que o Aidan veja nisso um problema.
- Aidan ne olacak?
- Então e o Aidan?
Aidan ne olacak?
E o Aidan?
Şimdi de Büyük kıskanmaya başladı ve Aidan'ı arayıp aptalca bir şeyler yapmasından korkuyorum.
E o Big anda com ciúmes. Receio que lhe ligue ou faça alguma estupidez.
- Diğer adamın bir adı var ;
Chama-se Aidan.
Aidan olayı açıktı.
O Aidan foi claro.
Aidan.
Ao Aidan.