English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ A ] / Aldın mı

Aldın mı traducir portugués

20,623 traducción paralela
Ben de. Neyse onu geç de sen de rozet aldın mı?
- Mas a sério... também recebeste um distintivo?
Hesap numarasını aldın mı?
Conseguiste os números das contas?
Dün konuştuğundan beri Mayfair'den haber aldın mı?
Sabes alguma coisa da Mayfair desde a chamada de ontem?
- Aldın mı?
Tem-las?
Mektubumu aldın mı?
- Recebeste a minha carta?
Adli tıp eğitimi aldın mı?
Estudaste ciências forenses?
- Mektubumu aldın mı?
- Recebeste a minha carta?
- Çakmağı aldın mı?
Tens o isqueiro?
Randevu aldın mı?
Tens marcação?
Sana gönderdiğim hediyeyi aldın mı?
Recebeste o presente que te mandei?
Yiyecekleri aldın mı?
Já compraste a comida?
- Aldın mı?
- Sim. - A sério?
- Değerli fotoğrafını aldın mı?
- Conseguiste as fotos?
- Dolls'tan istediğini aldın mı?
- Conseguiste o que querias do Dolls?
Polis ilk kez geldiğinde kaptanlar partisinden sonra, aldığın tüm içkileri, tüm uyuşturucuyu, ilişki kurmak için çevreden topladığın tüm kızları onlara anlatabilirdim. Ben yapmadım.
A primeira vez que a Polícia veio... depois da festa dos Capitães, eu podia-lhes ter falado sobre... as bebidas alcoólicas que compraste, todas as drogas, todas as miúdas que trouxeste para serem "comidas".
Anladığım kadarıyla, Taylor uyuşturucuyu nereden aldığını hala söylemedi.
Pelo que entendi, o Taylor ainda não disse onde é que conseguiu as drogas.
Greer'in suç yöntemini ve av sahalarını dikkate aldığımızda eğer duvarlarınızın arasında olmasaydı şüpheliler listemizin tepesinde olurdu.
Segundo os territórios e métodos do Greer, estaria no topo da lista de suspeitos se não estivesse preso.
- Dr. Charles? - Stella, mesajını aldım.
Sim, eu encontrei esta pulseira do hospital no chão, mas ele tinha Sado antes de eu chegar em casa.
Bir şey satın aldım.
Comprei uma coisa.
Turner'ın anısında olduğu gibi tütsü kokusu aldım gene.
Mas senti cheiro a incenso outra vez como na memória do Turner.
Sadece çok mutluyum, bugün ilk motorumu satın aldım.
Estou feliz porque aqui o mano vai ter a sua primeira moto hoje.
Cinayet mahalline yakın telefon kulelerini takibe aldım. ve sonra dönen sinyalinden.
Tenho o sinal nas torres de telemóvel perto do local do crime e rastreei o sinal de volta.
- Jane'den haber aldınız mı?
- Sabem da Jane? - Não.
Biliyorum, mesajını aldım.
Eu sei, recebi a tua mensagem.
Bu sabah mı bilgi aldınız?
Receberam uma dica esta manhã?
Bombalamanın özellikle bizi hedef aldığını mı düşünüyorsun?
E ainda crês que a bomba foi exatamente para nós?
Sanırım sorumun cevabını aldım.
Suponho que isso reponde à questão.
Sınıf arkadaşlarından birinden neden Omaha dosyasından kanıt aldığınla suçalanan bir mail aldım? Dur bir.
Porque é que recebi um email de um colega teu a acusar-te de tirares provas do caso de Omaha?
Şu yaptığınızla... cevaplarımı elimden aldınız.
Mas isto que fizeste? Roubaste-me as minhas respostas.
Roger'ın şampanya bardağı ile işi bittiğinde, bpş kadehi aldım ve sessizce Sadie'ye götürdüm.
Quando o Roger acabou de beber o champanhe, recuperei a taça vazia e entreguei-a a Sadie. - O que ela fez com ela?
- Muhteşem. Gördün mü? Kadınımı kontrol altına aldım.
Isto está outra vez na moda.
Sanırım bu terfi aldığın anlamına geliyor Ajan Lucado.
Significa que foi promovida, agente Lucado.
Bunu şehirdeki bir kahvede satın aldım.
Bem... Comprei isto num café da cidade.
Mesajını aldım.
Olá, acabei de receber a tua mensagem.
- Geri ödemeyi aldım. Yeni annem olacağını söyledi.
Ela disse que vai ser a minha nova mãe.
- Kokusunu kapının dışından aldım.
- Senti o cheiro atrás da porta.
Konuşmamızdan sonra kendimin ve hayatımın ne kadar acınası hale geldiğine bir baktım ve birden bırakma kararı aldım.
Significa que, depois da nossa conversa, olhei bem para a minha vida, vi como se tinha tornado patética e decidi deixar radicalmente de consumir.
Hayatımı mahvedip, geri aldığın için mi?
Por arruinar a minha vida e depois compor tudo?
Altı ayımı aldı nerede yaşadığını öğrenmek.
Levei seis meses para descobri onde é que esta merda vivia.
- Onları içeri mi aldın? - Başka şansım yoktu.
- Não tinha alternativa.
Evet, sonra da parmağını hatıra olarak aldım.
Sim, e depois de lhe ter tirado o dedo como recordação.
Bakın, onu mutfaktan kendimi korumak için aldım!
Olha, tirei isso da cozinha por protecção!
İnternet üzerinden aldığım tüm delice derslerin parasını ödedi.
Pagou todos os meus cursos loucos online.
Sana söz veriyorum, senden aldığını ben de ondan alacağım.
Prometo que vou tirar dele o que ele tirou de você.
Aldığım bütün Hız 9'ların küçük bir yan etkisi varmış.
Que toda a V9 que injectei em mim tinha um efeito colateral.
- Kızımı benden aldın lanet olası.
Tiraste-me a minha filha, maldito sejas.
Ben de Babanın Delta'yı aldığı yer ile ilgili olduğu sandım ve Delta geri gelip, bir çeşit yardım çağrısı yaparmış gibi babanı ezip geçti. Ve sonra babanın onu ilk kez aldığı yere döndü.
É que eu pensei que fosse por causa de ter sido onde o teu pai comprou o Delta e depois o Delta voltou para o atropelar, tipo um grito de ajuda, e depois voltou ao lugar onde o teu pai o arranjou originalmente, sabes?
Krediyle satın aldığım mal varlığım Saint Claude Bulvarı'nda.
Os meus investimentos estão na Avenida Saint Claude.
Ne kadar sıcak su kaldığını bilmiyorum ama kokunu buradan aldım.
Posso sentir o teu cheiro daqui.
Sen de teknoloji şirketinde çalışarak kazandığın parayla burayı satın aldın. Yani her şey eşitlendi, haksız mıyım?
Tu compraste esta casa com o que ganhaste nessas empresas, por isso estamos quites, certo?
Aynı döngüyü Hendricks'ten aldığımız bit seviyesindeki kodlayıcının başına yığınlayıp önceden kullanmaya çalıştığımız rutine bağlarsak...
- Cabrão. Se colocarmos esse "loop" no codificador do Hendricks e depois o prendermos à rotina que tentámos usar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]