Alem traducir portugués
30,909 traducción paralela
Bu büyüden sonra da değerim olmalı.
Posso ser valiosa para além deste feitiço. Veremos.
Ayrıca nasıl kasabada gezebiliyor?
Além disso... como é que ela se move pela cidade?
Ayrıca daha büyük problemlerin var.
Além disso, tens problemas maiores.
Bu arada benim için belirgin bir tehdit olacak.
Além do perigo óbvio para mim...
Hayır. Saati, cüzdanı ve kayıtsız bir silahı yanındaymış.
Não, além da carteira e relógio, tinha uma pistola ilegal.
Hadi ama.
Anda, estão além.
Ayrıca yatağının altında yazdığın seks şiirlerinin fotoğrafları var elimde.
Além disso, tenho fotos dos poemas eróticos que escreveste. Os que escondes debaixo da cama.
Ayrıca, altı haneli kod numarası her sabah değişiyor.
Além disso, o código de acesso de seis dígitos muda todos os dias.
Efendim, Nixie torpidoyu mayınlı sahanın dışında bir yerde vurmalı.
Senhor, a "Nixie" precisa de atingir aquele torpedo para além do limite do campo minado.
ABD donanması dışında kargo varınca kimin sorumluluğundaydı?
Mas... além da Marinha Americana, quem é que tinha a custódia da carga mal chegasse?
Ayrıca burada ot içemeyiz.
Além disso, não podemos fumar um cacete.
Ayrıca belki senin şu saçları şey olan garson kızla konuşursun biraz.
Eles são fixes. Além disso, podes falar com a empregada com o cabelo marado.
Ayrıca uyuşturucu problemin de var.
Além do problema com as drogas.
Ben ve Annenden başka odana kim girdi?
Além de mim e da tua mãe, quem mais esteve no teu quarto?
Tamam pekala. Ama benim yönettiğim bir ağ var ve bu işler beyaz tahtaya yazmakla çözülmüyor.
Sim, mas eu giro uma rede que existe para além do quadro.
- Daha çok gerçekliğin üzerinde katmanlar.
- Mais como camadas além da realidade.
Videonun beşinci gününde, şimdiden adamın popülerliği artıyor. Peki sizde herhangi bir gelişme var mı?
Vamos no quinto dia, além do vídeo e do aumento de popularidade, existe algum avanço da sua parte?
Ve diğer parmak izleri kulübenin sahibinin ve ailesinin parmak izleriyle eşleşmedi.
Numa cabana de um agricultor, encontrámos impressões digitais de um homem, além da família da casa.
Bugün burada olmaması dışında.
Além do facto de não estar aqui hoje.
Benim için kahveden başka bir şeyin var mı?
Tens algo para além do café para me oferecer?
Albay Carrillo dışında başka kim vardı?
Quem mais estava lá, além do Coronel Carrillo?
Belli ki Valeria Velez hariç.
Além disso... A Valeria Velez?
Terörist olması bir yana Pablo Escobar gerillalarla işbirliği yaptı ve onlara defalarca yardımcı oldu.
O Pablo Escobar, para além de ser um terrorista, também é aliado das guerrilhas, que já ajudou em várias ocasiões.
Başkanla beraber olan?
Além, com o presidente?
Oraya, pislik herif.
Para além, filho da mãe.
Ayrıca sen benim için çalışıyorsun.
Além disso, trabalhas para mim.
Ayrıca bu senin haftan bile değil.
Além disso, nem é a tua semana.
Ayrıca Kiko'yla da çok iyi bir ilişkimiz vardı.
Além disso, tínhamos uma óptima relação com o Kiko.
Ayrıca, onları mutlu tutmalıyız.
Além disso, temos de mantê-los contentes.
Bunun haricinde çünkü bu daha hızlı olacak.
Para além deste, que será mais rápido.
Bridget Jones hariç neredeyse bütün film serilerinde kendisi var.
Ele tem estado em Cada franquia de filme há Além de Bridget Jones.
# Kimseyi istemem senden başka #
Não quero ninguém além de ti
- Ayrıca cidden çok acıktım.
Além disso, estou esfomeada.
Tanrı hariç.
Além de Deus.
Sahneye çıkması gerekiyordu.
Além disso, devia ter atuado. - O quê?
Arabayı bozmaktan başka neyin peşinde olduğunu anlayamadım.
Para além dos estragos no Cruiser, não consegui perceber o que é que ele queria.
O vuruşu kimin yapabileceğine dair bir fikrim yok. Sen ve ben dışında.
Não conheço mais ninguém que possa ter dado esse tiro, para além de ti e de mim.
Graznyole'dan çok daha fazlası vardı.
Há muito mais para além de Graznyole.
Allison... Eğer General Davies'in bu geceyi atlatmasını istiyorsanız biz Mozambik'e giderken kurtarma ekibi göndermeni istiyorum.
Allison, se o IADG quer que o General Davies viva para além desta noite, espero que uma equipa de resgate tenha encontrado a minha mãe, assim que aterrarmos em Moçambique.
Ayrıca ön ve arka bacak kemikleri arasında uzunluk farkı var bu da sırtlan özelliği.
Além disso, temos a diferença de comprimento entre as patas anteriores e as patas posteriores, o que o torna mais parecido com uma hiena.
Bunların dışında, bir torba dolusu kemik var.
Além de tudo isso, sobram-me imensos ossos.
Helsinki'de saklanmanın dışında, dur tahmin edeyim hızlı bir bot, suyun ortasında bir ada hayvanlar gerçekten ortaya çıktığında güvende ol diye.
Pois... além de te esconderes em Helsínquia com... deixa-me adivinhar... Um barco rápido e uma via directa para uma daquelas ilhas para quando os animais assumirem definitivamente o controlo.
66 milyon yıIdır soyları tükenmiş olmasına rağmen Şilililer'in onları doğru tarif etmeyi bırak adını duymuş olmaları bile imkansız bir şey.
Para além do facto dos pelicosauros estarem extintos há 66 milhões de anos, pareceu-me improvável que os habitantes chilenos locais alguma vez tivessem ouvido falar dele, muito menos serem capazes de os descrever tão detalhadamente.
Hem o tüpü bir doktorun değil de Jackson'ın aldığını nereden bilebilirsin?
Além disso, como é que podes saber que foi o Jackson que retirou esse frasco e não um médico qualquer hoje mais cedo?
Öte yandan, her türlü senden daha çok şansım var.
Além disso, disparo melhor que tu.
Ayrıca, çok güzel görünüyor burayı da kapladım ki hokey sopası gibi olsun.
Além disso, é fixe. Até a envolvi num material próprio como um "stick" de hóquei.
Ayrıca, ya doğruyu söylüyorsam?
Além disso, e se eu estiver a dizer a verdade?
Buralarda bu kemikler kadar eski birileri vardır.
Deve haver gente por aqui além destes velhos ossos.
Hey, Stan. Sen, şey... "Alacakaranlık Kuşağı" tarzı şeylere inanır mısın?
Stan, tu... acreditas nas coisas de "Além da Imaginação"?
Ölü olmamasının dışında durumu nasıl?
Como está ela, além de viva?
Diğer hastalarımızın yanında aşı olmak için yüzlerce kişi gelecek
Vamos administrar muitas injeções, além dos outros pacientes.