English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ A ] / Alena

Alena traducir portugués

49 traducción paralela
- Adı neydi?
- Alena.
- Alena.
- Sim.
Alena'nın dostu benim de dostumdur.
E os amigos da Alena, são meus amigos.
Ve Pazar'ları saat sekizde, "Steve Allen Show".
E, claro, o programa de "Steve Alena" nos domingos às 8 : 00.
Belki Steve Allen'ın eğlence hayatına NBC garsonu olarak başladığını bilmiyorsunuzdur.
Será também interessante saber que Steve Alena na verdade tem a sua história para entretenimento nas páginas da NBC...
- ALENA.
- Alena.
BİZİM DİLİMİZDE KONUŞ, ALENA.
Em Inglês, Alena.
ONUN HER KİM OLDUĞUNU SANIYORSAN, YANILIYORSUN ALENA, BU BİR YALAN.
O que quer que pense que ele é, é mentira, Alena. Uma mentira.
ALENA.
Alena.
LANET OLSUN ALENA, BUNU BİR KERE DAHA SORMAYACAĞIM.
Raios, Alena, não vou voltar a perguntar. Como me encontraste?
DUR ARTIK, ALENA.
Pára, Alena.
ALENA, BENİM.
Alena, sou eu.
Alena'yla ikimiz alem yaptık.
É verdade. Eu e a Elena divertimo-nos a valer.
Bu, sorun olur mu Alena?
Está bem, Alena?
Alena Maybrook, değil mi?
Alena Maybrook?
Richard Grossman'ı sen mi öldürdün, Alena?
Você matou o Richard Grossman, Alena?
Neler olduğunu anlat, Alena.
Diga-me o que aconteceu, Alena.
Ama hala Alena'nın olaya nasıl dahil olduğunu açıklamıyor.
Ainda não explica onde a Alena se encaixa.
Peki nasıl oldu da nişanlın olay yerine geldi? Ne, Alena mı?
Como explica a sua noiva estar lá?
Alena'nın nişanı neden bozduğuna dair herhangi bir fikrin var mı?
Ele faz ideia do porquê de Alena ter acabado o noivado?
Tüm bunları, Alena'da bulduğunuz savunma yaralarıyla da birleştirirseniz, olayın nasıl görünmeye başladığını anlatmama gerek kalmaz.
E se juntarmos com as feridas defensivas que encontraste na Alena, e... Não preciso dizer o que parece.
Bu da demek oluyor ki Alena Maybrook, nefsi müdafaa dışında bir şey yapmamış.
Significa que Alena Maybrook é culpada apenas de se defender.
Sen de bilirsin ki Alena, ben her zaman ölülere saygılı olunması gerektiğini düşünmüşümdür ama sana şunu söylemeliyim ki Richard Grossman gibi adamlar bu durumu zorlaştırır.
Alena, sempre me ensinaram a respeitar os mortos, mas vou dizer-lhe, tipos como o Richard Grossman fazem isso ser difícil.
Çok şey yaşamışsın, Alena.
Você passou por muita coisa, Alena.
Stonefield'ın muhasebe bölümüne göre, altı ay öncesinden başlayarak Alena Maybrook, haftada 40 saatten az olan çalışma saatlerini bir anda haftada... -... 70 saatten fazlaya çıkarmış. - Bu, hiç mantıklı değil.
De acordo com a Stonefield, há 6 meses, Alena passou de 40 para 70 horas semanais de trabalho.
Alena, adam aleyhine tek bir taciz raporu bile doldurmamış mı? Hayır.
O arquivo da Alena tem registos de assédio contra ele?
Şey bu durum muhtemelen Alena'yı da kızdırmıştır.
Faz ferver o seu sangue. Isso também deve ter irritado a Alena.
Eğer Alena, intikam almak için Grossman'ı öldürmeye karar verdiyse, sana daha önce anlattığından fazlasını biliyor olabilir.
Se Alena decidiu matar o Grossman por vingança, ela talvez saiba mais do que nos contou antes.
Alena sana gelene kadar mı?
Até Alena vir ter consigo?
Kesinlikle eminim ki eğer Richard'ı Alena öldürmüşse, buna mutlaka mecbur kalmıştır.
Tenho 100 % de certeza, que se Alena na verdade matou o Richard, foi porque ela teve de fazer isso.
Grossman'ın parmak izlerinin, bağlantı ucunda olduğunu zaten biliyoruz yani eğer kamera ona aitse, belki de içinde, Alena'nın, kimsenin görmesini istemediği bir şeyler vardır.
Já sabemos que as digitais do Grossman estavam nele, então se a câmara lhe pertencia, talvez tenha mais uma coisa que a Alena não queria que ninguém visse.
Asıl sorun kameranın, Alena'nın kişisel eşyaları arasından çıkmamış olması, bunu biliyorsun.
O problema é que não estava nas coisas pessoais dela.
Bizim cepçi, mağazada çarpıştıkları sırada kamerayı Alena'dan yürütmüş, demek ki.
O nosso gatuno agarrou na câmara do casaco da Alena quando esbarrou com ela na loja.
Stonefield'ın kasa girdi raporları ile Alena Maybrook'un son altı aylık vardiya raporlarını karşılaştırdım. Kayda değer bir açık var mıydı?
Cruzei os dados dos relatórios de caixa da Stonefield com os turnos de Alena Maybrook dos últimos seis meses.
Ve müdür yardımcısı olarak Alena, bu raporlardan bol miktarda görmüş olmalı.
E como assistente da gerência,
Flack, hırsızlıktan dolayı Alena Maybrook hakkında arama emri çıkartsın.
Peça ao Flack um mandado de prisão para Alena Maybrook.
Stonefield'ın kasa kayıtları, başka bir hikaye anlatıyor, Alena.
Os registos da Stonefield discordam disso, Alena.
Alena, neden burada olduğunu biliyorum ve seni temin ederim ki işin güvende.
Alena, sei porque está aqui, e asseguro-lhe, o seu lugar está seguro.
Ama davaya bakmaya başladıklarında Alena, mahkeme sürecinde, hayatta olmayabilir.
Mas até eles conseguirem analisar, ela talvez não esteja viva para a denúncia.
Alena nasıl?
Como está a Alena?
Alena'ya söyleyeyim, kitabı HarperCollins'in bile yayımlamayı düşündüğüne dair bir dedikodu çıkarsın. Belki yarım milyon daha fiyat arttırırız.
A Alena vai lançar um boato interno de que a Harper Collins está a lê-lo e talvez dê para chegarmos ao meio milhão.
Kontrol odası bende. Ortağımda güvenlik kameralarına bakıyor.
Estou na central de controle, Alena, na vigilância.
Adın Alena, değil mi?
É Alena, certo?
Belki de olay yerinden kaçarken Alena yanında götürmüştür.
Se calhar a Alena levou com ela quando fugiu?
Alena, çocuklarımı kendim yatırabilmem için her gece erken çıkmama izin verirdi.
A Alena deixava-me sair mais cedo todas as noites, para eu poder pôr os meus filhos na cama.
Alena, çocuklarımı kendim yatırabilmem için her gece erken çıkmama izin verirdi.
Alena deixava-me sair mais cedo todas as noites, para eu poder pôr os meus filhos na cama.
Evet.
Alena tinha supervisionado muitos desses registos.
Alena, benimle burada buluştuğun için teşekkür ederim.
Alena, obrigada por me encontrar aqui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]