Alias traducir portugués
3,825 traducción paralela
Michael bak, 2003'de Venedik'e gitmişim.
Michael, olha. O meu alias foi a Veneza em 2003.
Harika.
- Não. Aliás, merece-a.
Aslında, durgunluk döneminde daha iyi iş yapıyorlar.
Aliás, o negócio ainda é melhor durante a recessão.
Fakat şu anda burada, bu nefret grubunda hissettiğim sevgiyi ne kilise de ne de basketbol takımında hiç tatmadım.
Mas, aqui e agora, sinto mais amor, sinto mais aceitação, neste grupo de ódio do que eu jamais senti na igreja ou no basquetebol ou em qualquer lugar, aliás.
Oh, and BT-dubs, oraya gitttiğimizde Trinidad Karnavalı olduğunu öğrendim. Aman Tanrım!
Aliás, eu descobri que o carnaval em Trinidad será quando estivermos lá.
Sana bir görevim var, asker.
Aliás tenho uma missão para si, soldado.
Bu arada uçuş görevlisi denmesini tercih ediyoruz.
Aliás, preferimos ser chamadas comissárias.
O nasıl bu arada?
Como vai ela, aliás?
O da düşük ayardan.
Ouro barato, aliás.
Artı, bunu bu şekilde yapmak kesinlikle beklenmedik bir şey.
Aliás, fazê-lo assim seria inesperado.
Aslında, beni daha da kızdırıyor.
Aliás, estás a deixar-me zangada.
Aslında biliyorum.
Aliás, até sei.
Hem biz o 50 bin doları kapmışken o millerce uzakta olacak.
Aliás, estará a quilómetros de distância quando roubarmos aqueles 50 mil. O Cullen está vivo?
Hatta üstüne % 10 daha fazla isteyeceksin. Bizim sevk ücretimiz.
Aliás, vais ganhar 10 % que é o que nós ganhamos.
İlk randevumuz, aslında.
Aliás, é o primeiro encontro.
O resimden sonar tıraş oldum bu arada.
Aliás, já rapel a barba desde aquela fotografia.
Kaşla göz arasında üçüncü randevumuza da başladın hani.
Aliás, foi muito esperto em enganar-me para ter o terceiro encontro.
Uzun zaman oldu.
É muito bom ver-te, aliás. Já passou muito tempo.
Hem nasıl öğrenecek ki?
Aliás, como vai ela saber?
Bu arada, bunu görmek istediğinizi biliyorum.
Aliás, sei que queria ver isto.
Çünkü masada üç oğlumun olması gerekiyordu ama Jill, Judah'ı yatırmış.
Aliás, os três, pois deviam estar à mesa os meus três filhos, mas... A Jill foi deitar o Judas.
Bunun doğru zaman olmadığını, hatta çok kötü bir zaman olduğunu biliyorum fakat bu umurumda değil.
Eu sei que não é o momento certo para fazer isto. Aliás, é um momento péssimo, mas eu não quero saber.
Aslında bu babasıyla daha ilgili,
Aliás, é mais sobre o pai dele.
Aslında, berbat görünüyorsun.
Aliás, estás horrível.
Aslında planlara uyduğu hiç görülmemiştir.
Aliás, ela nunca cumpre o que combina.
Aslında ben tanrının çukurunda her zaman yaptığımız gibi yaratıkları öldürüyordum.
Aliás, estava atolado no lixo de Deus. Estive a matar monstros. Pensei que era isso que fazíamos.
O bombanın kendisi.
Aliás, ele é a mina de ouro.
Aslına bakarsan, her şey çok iyi.
Aliás, está tudo ótimo.
Aslına bakarsan o bizi buldu.
Aliás, ela é que nos encontrou.
Hayır aslında ne var biliyor musun? Söyleyeceğini unut.
Não, aliás, esquece-te.
Aslında Sing Sing de 10 yıldır L'chaim yapan bir amcam var.
Aliás, tenho um tio preso em Sing Sing e que bem pode dizer adeus à vida.
Burası da öyle, bu arada.
Este também, aliás.
Aslında o hâlâ içiyor.
Aliás, ele ainda bebe.
Aslında uykumu alamamamın ilginç bir sebebi var.
Aliás, há uma história engraçada sobre a causa disso.
Bu arada, April'le şansın olabileceğine inanıyor musun cidden?
Aliás, achas mesmo que tens alguma hipótese com a April?
Aslında vergi planı hakkında da...
Aliás, estou a pensar num plano de impostos...
Ben askere bunun için yazılmadım.
Não me alistei para isto! Ninguém, aliás.
Bu arada, gerçekten güzel mekandı.
Belo local, aliás.
Şansa bak ki arabamı park etmek zorunda kaldığım yerden hem de.
Aliás, estacionei o meu carro debaixo da ponte.
Hızlı arama listemin başındasın.
Aliás, tu és o primeiro da minha lista.
Tek farkı bunu yapan Tanrı olmayacak ve aslında alacağın şey de ışık olmayacak.
Só que não será de Deus. Aliás, não será luz nenhuma.
Aslında akşam yemeğini 18.00'da Lure'da yapalım mı diyormuş.
Aliás, ele quer saber se podemos jantar no Lure às 18h.
Bu arada "Çingene'ydi."
Aliás, era "cigano".
Ayrıca, kadın beni gördü ve bacaklarımın sağlam olduğunu biliyor.
Aliás, ela já me viu e sabe que as minhas pernas funcionam.
Pardon, pardon, yanlış ismi söylemişim, Victor Jones.
NOME COMPLETO : VICTOR NARDIN ALIAS : VICTOR JONES
Evet.
Aliás, sim.
Açıkçası beni bu kadar sığ olarak görmene biraz incindim.
Aliás, estou um pouco magoada por me achares tão fútil.
Normal şartlarda ölmüş olmaları gerekirdi.
Aliás, eles deviam estar mortos.
Bu arada belim için teşekkür ederim.
Aliás, obrigado por aquilo. Sinto-me muito melhor.
Bu arada, annen nasıl?
Aliás, como vai a tua mãe?
Hatta, törenden sonra barı misafirlere aç bizden.
Aliás, bar aberto para todos os teus convidados depois da cerimónia. Por nossa conta.