Altıma traducir portugués
1,330 traducción paralela
Altıma sıçacağım.
Eu tenho um depósito.
Altıma işedim yeminle.
Eu mijei-me.
Bu bana çok garip gelmişti ama nedense cesaret de verdi biraz, zaten altıma yapmak üzereydim.
Foi estranho, mas de alguma forma deu-me o impulso. E eu estava desesperado.
Nefesim o kadar kesildi ki, altıma kaçırdım.
Eu estava com tanta dor que fiz chichi na roupa.
Altıma ettiğimde karım bezimi değiştirebiliyor.
Assim, quando cago nas calças a minha mulher pode mudar-me.
Altıma ettim efendim.
Caguei as calças.
Sarhoş olduğum zamanlarda... bazen altıma kaçırdığımı düşününce, pantolonu... nasıl kaybettiğimi anladım.
Mas como quando fico bêbado... faço cocô nas calças, imaginei que foi assim... que eu as perdi.
- Hayır, pantolonumu ıslatmamıştım... altıma kaçırdığımda, mektuba da bir şey sürülmemiş.
- Não, não molhei minhas calças... nem sujei a carta como me sujei.
Şimdi yürüyemiyorum ve altıma bez bağlıyorum.
Agora não consigo andar e uso uma fralda.
- Neredeyse altıma yapıyordum. - Evet.
Eu quase mijei nas calças.
Altıma işiyordum neredeyse.
Quase que me urinei.
Bu sabah, işe geliyordum, siren sesi duydum- - Neredeyse altıma işiyordum.
Esta manhã, vinha trabalhar, ouvi uma sirene e quase me borrei.
Evet, Sanırım altıma işedim.
Sim, estou cheio de medo.
Ve altıma sıçtım.
Caguei-me todo.
- Roosevelt yatsın altıma.
- Que se lixe o Roosevelt.
Neredeyse altıma dolduracaktım.
Quase me borrei todo.
Sanırım altıma bir şey takıldı.
Acho que alguma coisa bateu debaixo do meu guarda-lamas. - Não se importa de ver?
Sadece şöyle söyleyelim... altıma ettim.
Digamos que me caguei todo.
Altıma yapmakla meşguldüm.
Eu quase que me borrei!
Ne yazık ki, altıma kaçırmışım.
- Acho que eu fiz popô.
Jake, altıma edeceğim.
Jake, estou aflito para urinar.
- Korkudan altıma edeceğim.
- Que tal te sentes? - Morto de medo.
Altıma işedim.
- Mijei nas calças.
Seni altıma alıp vücudunun her yerini sarmalamak istiyorum.
- I bacim je dole. Oh, izvini. - Želim da ližem svaki deo tvoga tela...
Altıma sıçtım.
Eu caguei nas calças.
Bu entellektüel düzensiz karışım içinde altıma işeyecektim.. ta ki zenci benim boğazımı kesmeye niyetlendiğinde..
Numa confusão de intelectualidade, mijar nas calças, enquanto este estúpido me corta a pila.
Eğer mucize olmazsa altıma yapacağım.
Não fora o feitiço da bruxa E ouvirias berrar
" On altıma basıyorum. Çocuk değilim artık.
" Tenho 16 anos, e não sou mais uma criança.
- Sordum işte. Altıgen takıma ihtiyacım var.
- Preciso o jogo hexagonal.
Niye hala çıkmadın, altıma edeceğim! Kaç saattir içeridesin?
Porque está a demorar tanto?
Nerdeyse hayatıma mâI oluyorudu. Boğaz kısmının altında yumuşak bir yer var.
É a única forma de matar um Dragão.
Güzel duvarlara odaklanacağıma insanların bir çatının altındaki hareketlerini düşündüm.
Em vez de te focares nas belas paredes, eu pensei mais no modo como as pessoas andam por baixo do tecto.
Bir ses çalındı kulağıma... O altın tellerden çıkmış... Katalpa yayının tınısından...
Ouço o som da corda dourada do seu arco de madeira Catalpa...
Bugün davacının önünde korkudan altıma yapacaktım neredeyse.
Perdi o controlo à frente daquele promotor.
Ben alt kısmıma bakmaya bayılırım.
Eu gosto. Basta olhar para baixo.
Alt kısmıma bakmak için aşağı bakarım.
Não preciso de espelho.
Kızıma karşı fazla koruyucuyum çünkü annesi Benim sebep olduğum ya da olmadığım bir çığın altında kalarak ölüyor.
Estou a ser super-protector com a minha filha porque a mãe morreu numa avalancha que posso ou não ter provocado.
Bir çeşit donanıma su altı testleri uygulamaya gidiyordu.
Conduzir testes debaixo de água num equipamento.
Bu işi aldığımda, seni ya da küçük prensesi incitmeyi düşünmüyordum. Ama kocan altı yılıma maloldu.
Quando aceitei o serviço, fui instruído a não aleijá-la... nem a princesinha... mas o seu marido custou-me seis anos!
Ex-çalışanlarıma, benim gibi bir patrondan altın madenidir bu.
Os ex-reclusos são uma bênção para patrões como eu.
Ama kafamda arka bahçemizdeki söğüt ağacının altına yattığıma dair görüntüler var.
Mas tenho esta imagem de estar deitada sob o salgueiro no nosso jardim.
Moloc'un hakimiyeti altındaki tüm jaffaları, onun zulmünden kurtaracağıma söz verdim.
Prometi que todos os Jaffa sob o domínio do Moloc seriam livres da tirania dele.
Alan, sana ihanet etmiş bir ağabeyle aynı çatı altında yaşamaya dayanamıyorsan Jake'i alıp benim yanıma taşınabilirsin.
Alan... Se achas intolerável viver debaixo do mesmo tecto então, tu e o Jake podem vir viver comigo.
8 kişilik bir güvenlik ekibinin 24 saatlik gözlemi altında olmadığıma göre, anlaşılan babam bu fotoğrafları görme zevkine erişmemiş.
Tendo em consideração a ausência de guarda-costas 24 horas por dia, acho que o meu pai nunca viu estas fotografias.
Alan, sana ihanet etmiş bir ağabeyle aynı çatı altında yaşamaya dayanamıyorsan Jake'i alıp benim yanıma taşınabilirsin.
Se achas intolerável viver debaixo do mesmo tecto então, tu e o Jake podem vir viver comigo.
Bu duygular hep insanın elinin altında ve kullanıma hazır zaten.
Que estão sempre lá, acessíveis de imediato.
Giggidy... biraz altıma kaçırdım.
Acabei de dar um pum.
Neredeyse altıma işiyordum.
"Eu não me suporto".
Ama suyun şimdi nerede olduğunu söyleyecek donanıma sahip değillerdi. Bu görev Mars Odyssey uydusuna düşüyordu. Uydu yüzeyin sadece bir kaç metre altında büyük miktarlarda donmuş su tespit etti ve en büyük yoğunluk kutuplardaydı.
Essa tarefa coube ao orbitador, Mars Odyssey, que detectou possíveis grandes quantidades de água congelada, uns quantos metros abaixo da superficie, sobretudo, nos polos.
Beni öptüğün zaman, mahşerin dört atlısı şaha kalkıyor ve bedenini düşündüğümde, bütün acılarıma rağmen ayaklarımın altında toprak açılıyor sanki.
Quando me beijas, sinto galopar os Cavaleiros do Apocalipse. E, quando penso no teu corpo, tão dificil e vago, a vertigem transporta-me para longe.
Azumi'nin sadece altı adıma ihtiyacı var.
Azumi, só precisas de seis.