English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ A ] / Anlayacaktır

Anlayacaktır traducir portugués

802 traducción paralela
Şimdi oradan ayrılamam.Bunu anlayacaktır.
Não posso sair. Ela entenderá.
Bunu anlayacaktır.
Ela entenderá.
Onu öp ve gittiğimi söyle. Anlayacaktır.
Mandas-lhe um beijo e dizes-lhe que fui embora.
Eğer kafası çalışıyorsa, kendini ne duruma düşürdüğünü anlayacaktır.
Mas, se tiver miolos, perceberá que fez figura de parvo.
Eminim ki bu durumu anlayacaktır.
Com certeza ele entenderá.
El Sordo da ikisi de var. O bizi anlayacaktır.
O El Sordo tem as duas coisas.
Kocanız bunu anlayacaktır.
Seu marido o entenderia.
Tanrı ne söylemek istedğimi anlayacaktır.
O Senhor sabe o que quero dizer.
- Hayır efendim, bunu anlayacaktır.
- Não, senhor. Ele compreenderá.
Bunun bizim için büyük bir fırsat olduğunu anlayacaktır.
Ela tem que entender que é a nossa grande chance.
Babalarınız anlayacaktır.
Os pais vão-me entender.
- Oana seni seviyorsa anlayacaktır.
Melhor quebrar uma promessa, que o coração.
Bunu anlayacaktır.
Ele vai entender isso.
Çiftlikteki misavirperverliğini anlayacaktır.
Ele vai provar, da hospitalidade do rancho.
Sen anlamasan da baban bunu anlayacaktır.
O seu pai compreenderia isso, ainda que você não compreenda.
Not ihtiyara ulaşınca, sende kızını ilgilendiren önemli birşey olduğunu anlayacaktır. İhtiyar tek başına gelsin.
Ele diz ao velho o que você tem a dizer... algo importante sobre a filha... e que venho sózinho.
Anlayacaktır.
Ela vai entender.
Sanırım ben de havaalanına gitmeyeceğim. Ama anlayacaktır.
Eu acho que não irei ao aeroporto mas compreenderá.
İşte paran. Bu da kartım. Bunu kutusuna koy, benim buralarda olduğumu anlayacaktır.
Aqui estão as suas moedas e aqui está o meu cartão... se fizer a gentileza de colocar na caixa dele, para que amanhã saiba que estou aqui.
Milly anlayacaktır. O bir Katolik.
A Milly entenderia, é católica.
Anlayacaktır, inan bana.
Ele entenderá, acredita.
- Herkes anlayacaktır. - Sana hayır dedim.
- Eu acho que não.
Katil ortaya çıkmazsa, birini daha öldürebilir, hâkim neden yalan söylediğini anlayacaktır.
O assassino pode matar outro se não for descoberto. O juiz perceberá porque tu mentiste.
Elbette seni anlayacaktır.
Ele vai entendê-lo.
Yeterince değil ama bunlar anlayacaktır.
Não o suficiente, mas esta gente compreenderá.
- Ülkem anlayacaktır.
- O meu país compreenderá.
- Kocan bunu anlayacaktır.
O seu marido compreenderia.
Aptal olma, seni anlayacaktır.
Não seja tolo. Ela vai entender.
- Bunu anlayacaktır.
- Ele compreende.
Dick anlayacaktır.
O Dick vai perceber.
Bir gün bunu anlayacaktır...
Ela entenderá um dia...
Belki Paula beni daha iyi anlayacaktır.
Talvez a Paula me compreendesse.
Umuyorum ki Japon halkı artık hukuk ve adalet anlayışında birleşmiş milletlerin gücü karşısında daha fazla direniş göstermenin tamamen beyhude olacağını anlayacaktır.
A minha esperança é que o povo do Japão perceba que a contínua resistência às forças das nações... agora unidas para fazer respeitar a lei e a justiça, será completamente fútil.
Anlayacaktır.
Ele compreende.
Anlayacaktır muhtemelen.
- Provavelmente compreenderá.
Anlayacaktır.
Ele vai compreender.
Eminim ki anlayacaktır.
Claro que ela compreende.
Bizim asıl hedefimizin Midway olduğunu ancak, Amiral Nagumo'nun uçak gemileri 24 saat sonra adaya hücum edip, Amerikan uçaklarını ve sahil bataryalarını imha ettiğinde anlayacaktır.
Só vai notar que o nosso objectivo é Midway quando a frota do almirante Nagumo atacar a ilha, 24 horas mais tarde e destruir os bombardeiros e a artilharia costeira.
Oh, Bilbo Baggins, bu yüzüğün ne anlama geldiğini anlasaydın - ki soyundan gelen doğmamışlar ileride anlayacaktır... bu hikayenin sona ermediğini bilirdin BU SADECE BİR BAŞLANGIÇ.
Oh, Bilbo Baguins, se de fato compreendes-te esse anel então compreenderás que esta história não terminou é só o começo...
Laurent'a açıklayabilirsin. Beni seviyor, düğün gününde beni anlayacaktır.
Dirás ao Laurent, porque ele vai entender,... é uma criança que me ama.
Eğer doğruyu söylüyorsa, anlayacaktır.
- Praticamente, não. Bem, se ele está a dizer a verdade, ele compreenderá.
O zaman Godell'in bir kahraman olduğunu herkes anlayacaktır.
E as pessoas ficarão a saber que o Godell era um heroi.
O, anlayacaktır.
Ela vai perceber.
Dünya'da formüle yaptıklarımızı anlayabilecek başka kimse yok. Anlayacaktır.
Então ninguém na Terra será capaz de ler a formula ele entenderá.
Anlayacaktır.
Ele entenderá.
Babam anlayacaktır.
Espera só até o pai saber disto.
Sam Amca istiyor bunu Bu durumda annen de anlayacaktır
É o Tio Sam quem nos pede Por isso a tua mãe achará bem
Bizden istenen çok değil Ailelerimiz anlayacaktır
Não é exigir muito de nós Os nossos pais acharão bem
Anlayacaktır.
Ele saberá.
Yapılması gerekeni anlayacaktır.
Vai compreender o que tem de ser feito.
Dedi ki : "Bu elbiseyi giy, beni anlayacaktır"
Ela disse : "Veste-te assim, ele compreenderá."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]