Arıza traducir portugués
1,294 traducción paralela
Bak... O reaktörün arıza yaptığı kesin.
Olhe... é um bom palpite que o reator está funcionando mal.
Geçit arıza yaptı.
O Stargate teve um problema.
Yıldız Geçidi'nin neden arıza yaptığını düşünüyordum.
Tenho pensado sobre o porquê do mau funcionamento do Stargate.
En ufak bir olasılıkla dahi olsa bu arıza onları başka bir geçide yönlendirdiyse...
Se houver a mais remota possibilidade que o mau funcionamento os tenha enviado para outro Stargate...
Sanırım ısı kompensatörü arıza yaptı yine.
Creio que o termocondensador se estragou outra vez.
- Arıza yapmıştı.
- Estava funcionando mal.
İki akıl aynı yerde bulunamaz, ve arkadaşınız arıza yaptı.
As duas mentes não puderam coexistir e seu amigo teve um mal-funcionamento.
Düşmeden önce yer çekimini azaltma işlemini uygulayan uçağın arıza yapmasından oluşan bir anormallik.
Uma anomalia criada pela avaria do avião, que voava por pulsação gravitacional quando caiu.
Geçen gün film arıza yaptı, ve bugün Laris dışarı kovalıyor!
Outro dia, o filme arrebentou... e, hoje, o Laris me expulsa.
Geller, arıza çıkarmayı bırak. Gus?
Geller, deixa de ser galinha.
- Bilmiyorum. - Arıza mı var?
Hoje não é o meu dia!
Evre bağlayıcıları aşırı yüklenene kadar bir arıza oluştuğunun, farkında bile değildik.
Nem sabíamos que havia um defeito Até os acopladores de fase sobrecarregarem.
Üzgünüz iletişim sistemimizde bir arıza var.
Lamentamos haver um defeito no comunicador
Çılgın Köpek, düşündüm de, bu yangın detektörü arıza yapabilir.
- Cão Raivoso, estive a pensar. Se calhar devíamos arranjar outro detector de fumo no caso daquele nos enganar.
Sistemler birer, birer arıza yaptı, iletişim, yön bulma, itiş sistemleri.
sistemas começaram a falhar um a um, comunicações, navigação, propulsão.
Seven arıza yaptı.
Sete estava com defeito.
Komuta sensörlerinden birisinde arıza vardı.
Foi um defeito num dos sensores de comando.
Galiba telefonunda bir arıza var.
- Acho que tem o telefone avariado.
Sorun : Bölme kapısında arıza.
Problema : avaria na escotilha.
Arıza yok, yörünge sabit, ama bir şey vardı.
Sem falhas, órbita estável, mas havia uma coisa.
SİMA'da bir arıza olmalı.
Deve ser um problema da SIMA.
Ana hidrolikte arıza.
Avaria hidráulica.
Hidrolik arıza var.
Tenho uma avaria hidráulica.
İkinci hidrolik sistemde arıza.
Avaria hidráulica secundária.
İkinci inişte mekik bilgisayarında arıza istiyorum.
Solicito avaria no computador de bordo na segunda aterragem.
Ya zincirleme bir teknik arıza, ya da Filo 6'dan biri delirdi.
Uma falha mecânica ou então alguém do Grupo Seis ter enlouquecido.
Zincirleme arıza mı?
Uma dupla falha mecânica?
Bunun teknik bir arıza olduğunu sanmıyorum. Birilerinin delirdiğini de sanmam.
Não acho que foi um erro mecânico nem que ninguém enlouqueceu.
Tahminimize göre teknik bir arıza oldu.
Penso que foi um erro mecânico.
"Sisteminizde bir arıza olunca bunun bir saldırı olduğu düşünüldü... " ve hemen telsizleriniz karıştırılmaya başladı. "
Quando o vosso sistema falhou, foi interpretado como um ataque e interferimos imediatamente nos vossos rádios.
Mekanik bir arıza yüzünden emir aldınız.
A sua missão foi iniciada por uma falha mecânica.
Asansör daha önce de arıza yapıyordu.
Foi um acidente.
Teknik bir arıza var.
A máquina está fora de serviço.
Arıza yapıyorlardı.
Funcionavam mau.
Öyle çünkü Hirogen'ler onlara sizin arıza yaptığınızı söyledi.
Só porque os Hirogen disseram que vocês funcionam mau.
Ve kabin donanımında herhangi bir arıza da yok.
E não havia nenhuma avaria no acoplamento da câmara.
ve sana da selam, biyolojik arıza! Planını takdir ettim.
E quanto a você, aberração biológica... elogio seu plano de um agente se casar com a princesa.
Bir arıza olmalı.
Devia estar com defeito.
Arıza yaptığında, Crichton ona doğru hamle yaptı, ama Aeryn ona dokunmaması konusunda kendisini uyardı.
Foi um defeito. Crichton aproximou-se, mas... Aeryn o impediu.
Ya dondurucunun içerisindeki güç katlayıcı arıza yaptıysa?
Talvez, redução de energia no freezer.
Eğer, birinin aklı ve kalbi denge içinde değilse, ilk önce vücudu arıza yapar.
Quando o coração e a mente não estão em equilíbrio, o corpo é o primeiro a falhar.
Oyuğun arıza mı çıkartıyor?
Sua alcova está com mau funcionamento.
Arıza çıkarmaya devam edeceksiniz.
Continuarão em mau funcionamento.
Ses işlemcin arıza çıkartıyor.
Seu processador sub vocal está com mau funcionamento.
Bir başka büyüme odası daha arıza çıkartıyor.
Outra câmara de maturação está com mau funcionamento.
Ve bu kuluçka kapsülü de arıza çıkartıyor.
Esta incubadora está com mau funcionamento.
O zaman senin o tepkin teknolojik bir geliştirmenin sonucu oluyor ki, aynen benin teknolojik arıza sonucu ağlamam gibi.
Sua reacção foi resultado de um aperfeiçoamento tecnológico... A minha é resultado de uma imperfeição tecnológica.
Güçlü ve bağımsız bir kadınla düet yapmaktan korkmayacak sağlıklı ve düzgün bir erkek arıyorum. Kemanım ruhunuzu besleyecek. Ve lazanyam da tabağınıza müzik olacak.
O meu violino alimentará a sua alma e a minha lasanha será música para o seu palato ".
- Muhtemelen bir arıza.
- Uma avaria talvez?
İçimde havada yakıt aktaracağımıza dair bir his var.
Gostava de ser reabastecido no ar.
Arınmış bir ruh, Tanrının dualarınıza cevap vermesini sağlar. Karınıza, bundan başka hiçbirşey daha fazla yardım edemezdi.
Uma alma pura ajuda os deuses a atenderem a preces, nada ajudaria mais a sua mulher.