English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ A ] / Aston

Aston traducir portugués

188 traducción paralela
Biraz değiştirdiğimiz bu Aston Martin DB5'i kullanacaksın.
Vai usar este Aston Martin DB5 com modificações.
Aston Martin Vanquish alacağım.
Quero o Aston Martin Vanquish.
Aston Martin Vanquish.
Aston Martin Vanquish.
Yakışıklı Rob, Aston Martin'ini aldı.
O Bonitão Rob comprou o Aston Martin dele.
- Tur atmak için Aston Martin'i alıyorum.
- Vou dar uma volta no Aston Martin.
Bana Aston'dan bahset.
- Fala-me sobre Aston.
Aston'la ben daha da yakınlaşarak büyüyorduk.
O Aston e eu ficámos cada vez mais unidos.
Aston'un öldüğü gece Peter'la birlikteydim.
Eu estava com o Peter quando o Aston morreu.
Aston'un bizi izlediğini bilmiyordum. Aston yukarıdaki pencereden bizi izliyordu.
Eu não sabia que o Aston estava a olhar de uma janela lá em cima.
İnmemem gerektiğini söylemişlerdi, Yine de inmiştim... ve Aston'u gördüm.
Disseram para eu não entrar, mas eu entrei. E vi o Aston.
Priscilla şeftali rengi Aston-Martin de ısrar etti.
A Priscilla insiste num delicioso Aston-Martin.
Ne o? Aston Martin mi?
É um Aston Martin?
Bende bir Aston Martin var.
Eu tenho um Aston Martin.
Bir numara Aston Martin'in yanında duruyor.
O primeiro junto ao Aston Martin.
- Bu, 1967 model Aston Martin.
- É um Aston Martin 1967.
Bu bir Aston Martin.
Sim, um Aston Martin.
Aston Martin'ine bir bak!
Olha o teu Aston Martin!
Aston'ı yakala!
Vai atrás do Ashton!
Elemeler başlamadan önce Jay Aston'a demiştim ki :
Lembro-me de dizer ao Jay Aston antes da nossa actuação :
Ertesi sabah Charlotte, bir Hollywood televizyon yapımcısının eski karısı olan Patty Aston'un evinde verilen brunch'a katıldı.
A Charlotte tomou o pequeno-almoço em casa da Patty Aston, a ex-mulher de um produtor de televisão.
Bacağım alçıda geleceğim. Juliana'ya bir Aston Martin çarptı.
Levo a perna engessada ; a Juliana foi atropelada por um Aston Martin.
Bir numara ayakta Aston Martin'in yanında.
O primeiro está perto do Aston Martin.
Aston Martin ona Kazanan diyor.
A Aston Martin chama-lhe Vanquish.
"Howard Aston Winston."
Howard Aston Winston.
Howard Ashton Winston`ın hastahane kayıtlarına ulaştım - - 12 Ağustos 2000`de, doğmuş.
As pessoas devem permanecer em casa e beber muitos líquidos. Já tenho aqui os registos médicos do Howard Aston Winston. Nascido a 12 de Agosto de 2000.
James Bond ise Aston Martin?
É o James Bond com o Austin Martin.
Benim asıI derdim, Aston'u ne renk alacağımız.
O que me está a chatear é de que cor hei-de escolher o Aston.
Aston Martin'i mi?
O Aston Martin?
Yine bir atak sözkonusu halen devam ediyor ve müdahale de yok
Atacam de novo, agora através de John Aston. John Aston do Manchester United.
şimdi yine paslaşıyorlar atışını yapıyor ve direkten sekiyor top
Mas agora talvez o consigam, pois Aston tem espaço. Na ala esquerda, Aston faz o cruzamento.
- Ben Aston Martin kullandım.
- Eu já guiei um.
Ben ya Aston Martin, ya da eski bir üstü açılan Mercedes'im olsun isterdim.
Eu quero um Aston Martin ou um daqueles Mercedes antigos, descapotáveis.
- Biraz Aston'u anlatsana.
Descreva-me Aston.
Nefret etmiştim oradan.
Odiava viver em Aston. Odiava.
Aston Martin, değil mi?
É um Aston Martin, não é?
Komşulardan biri Aston Martin'in uzaklaştığını görmüş.
Um dos vizinhos viu um Aston Martin a passar, e quem diria?
Evet, seni Aston Martin'li herifle birlikte görmüştüm.
Sim, eu vi-o com o tipo do Aston Martin.
Adamda Aston Martin'im var.
O rapaz tem o meu Aston Martin.
Mikey yine Aston Martin bayiliğinde bir kıza asılıyor.
O Mikey está a fazer-se outra vez a uma rapariga no Aston Martin.
Aston Martin'in mi var?
Tens um Aston Martin?
- Aston Martin, ödünç alabilir miyim?
Posso levá-lo emprestado hoje á noite?
Kamera 5, Aston Martin satıcılarına kilitlensin.
Câmera cinco com o ângulo aberto para o vendedor da Aston Martin.
Ed'in Aston Martin'ini çaldı.
Ela roubou o Aston Martin do Ed.
Mikey yine Aston Martin bayiliğinde bir kıza asılıyor.
O Mike está a fazer-se outra vez a uma rapariga no Aston Martin.
Tabi ki, Aston, bu kadar yakışıklı değildi.
Não que o Aston fosse tão bonito.
Bu bir Aston Martin.
É um Aston Martin.
Direksiyona sen geç.
Eu vou entrar no Aston.
Ben Aston'a geçiyorum.
- Senhor?
topu kaybetmesi ona hayal kırıklığı yaşatıyor
Cruzamento de Aston, afastado mais uma vez pela defesa dos EUA. Mais frustração para os avançados da Inglaterra...
Ben bir Aston Martin'im olsun isterdim.
- Eu quero um Aston Martin.
Ne?
- O seu Aston Martin...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]