Avanak traducir portugués
217 traducción paralela
Sarışın işe yarar ama ufak olan avanak işe yaramaz.
Usarei à loira, mas a idiota baixa fica fora.
Sizin gibi büyük bir avanak benimle dalga geçmek istiyor!
Um grande galo a armar-se em engraçadinho comigo!
İsteseydim yapardım ama istemiyorum, anladın mı avanak?
Se quisesse ia, mas não quero, percebes?
Benim gibi bir avanak olmayacak artık.
Agora ele não vai ser um bobo como eu.
- Bir alay avanak...
- Cambada de idiotas.
Bu avanak için bir biyografi yaz.
Escreve a biografia deste pacóvio.
- Tam bir avanak. - Yapma, baba.
- O imbecil é mesmo capaz de o fazer!
Fazla vaktimiz yok, avanak herif.
Não temos tempo para isto agora. Que estupidez.
Bu avanak, bu aptal çocuksa, onlara baka kaldı!
E aquele simplório, aquele idiota, limitou-se a olhar!
- Telefona cevap versene, avanak.
- Atenda o telefone.
Kendini gerçek bir avanak yerine koyacaksın.
Vais fazer figura de parvo.
Kaybol gözümden hadi, avanak!
Desapareça daqui, imbecil!
Avanak!
Palerma!
Bir zamanlar Noel Baba'ya inanan avanak insanlar vardı.
Era uma vez, um povo crente, que acreditava do Pai Natal.
İkinci sınıf bir filmde avanak bir casus gibi.
Como um espião de segunda classe num mau filme de espionagem
Al ise Kanal 3'de Avanak Kızları seyrediyordu.
O Al está a ver a Semana das Meninas Ingénuas no Canal 3.
Beni dinle, avanak. Kanlı canlı bir adam değil o.
Escuta-me, pequena idiota, não é um homem de carne e osso.
Bu avanak için parti yaptığınızı unutmuşum.
Esqueci-me que lhe iam fazer uma festa.
Avanak.
- Cretino.
- Şimdi kim avanak oluyor?
- Agora, quem está a ser ingénua?
Uzun faullü top. Eminim yine vuramazsın, avanak.
Aposto que nao lhe acertas de novo, seu falhado.
Salak ile Avanak 2 ceviren : black white
DUMB and Dumber 2
Arkadaşların sana "budala" mı diyordu? "Şapşal?", "Kuşbeyinli?", "Avanak?"
Os seus amigos chamavam-lhe idiota, parvo, atrasado, mentecapto.
Evet, Salak ile Avanak.
- Sim, "Parvo" e "Parvalhão".
- Elbette uyuyamazsın, zavallı avanak.
Não consigo. - Claro que não, pobre tolo!
Hey, salakla avanak!
Seus idiotas!
Oswald gibi günah keçisi olacak bir avanak arıyorlar.
Precisam de uma vítima para exibir. O Grocer deu-lhes o teu nome.
Manyakların dondurması olmuştun. Lanet olası bir avanak.
Eras um gelado para aquela gente.
Kocası çok şekerdir ama biraz avanak.
O marido dela é um doce, mas é um bocadinho tapado.
Çünkü ben avanak değilim.
Porque não sou simplório.
Salak ile Avanak.
É um totó e o totó ao quadrado.
Tanrım, topaklar topaklanana kadar, bir avanak tarafından unutulan, topaklanmış krema kadar kalın kafalısın sen, topakları elektrikli çözücü ile açamazsın, değil mi Baldrick?
Deus, és realmente tão estúpido como leite coagulado, deixado na rua por algum idiota até que os coágulos estejam tão coagulados... que nem com um descoagulador eléctrico os consigas descoagular. Não és, Baldrick?
Orada öylece gevşek çeneli bir avanak gibi mi duracaksın yoksa birşeyler mi öğrenmek istersin?
Tu vais querer ficar como um zé-ninguém, ou vais querer aprender qualquer coisa?
Affedersin avanak vatandaşım.
Desculpe, pessoa simples.
Sen bizi avanak sandın herhâlde ama değiliz!
Achas que somos parvos, mas não somos.
O avanak kesin kaybedecek.
O palerma vai perder.
Kremalı istedim, seni avanak.
Eu disse cremoso, seu idióta.
- Evet, koca avanak.
- Sim, um parvalhão.
Tabi eğer Harmony gibi avanak ya da Druscilla gibi kaçık değilse.
A menos que ela seja simplória como a Harmony ou uma porca como a Drusilla Ei!
Pardon, avanak?
Com licença, amigo?
Zemin çok parlak, kıçını gördüm avanak.
O chão está mesmo porreiro, consigo ver o teu traseiro.
Bak Emma, gelecek sefere salak ile avanak buraya geldiklerinde... kırdıkları sadece telefonlar ve televizyonlar olmayacak, tamam mı?
Da próxima vez que eles voltarem, não vão destruir o telefone e a TV.
Yeryüzünden Bridget Avanak Jones'a.
Atenção, Bridget Porra Jones.
Avanak, alkolik, işkolik, sapık ya da megalomanyak değil, tam bir seks tanrısı ve insan hakları avukatı.
Não é tarado, alcoólico, viciado no trabalho ou megalómano é um deus do sexo e um advogado dos direitos humanos.
Erkekler ne kadar avanak.
Como os homens são trouxas.
Bizim oralarda, buna "taşralı avanak" deriz.
Lá em casa chamam-me de cão desconfiado.
Kes sesini, seni avanak.
Está mas é calado, meu pedante.
En iyi arkadaşımın adı Pappass'tı, biz ona daha çok " avanak derdik.
O meu melhor amigo, era o Pappass. Ele era o que se chamava atrasado mental.
Avanak arkadaşının ereksiyonu devam ediyor.
Sempre que o atrasado tem uma erecção.
- Neden avanak olsunlar?
- Por que são eles idiotas?
','Avanak?
Panhonha?