English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ A ] / Avant

Avant traducir portugués

44 traducción paralela
Avant-garde, and Deja Vu.
Dé-tente... Avant-garde... e Déjà-vu.
Gidelim!
En avant!
Evet. Çevredeki öncü sanatçılardan biri.
Sim, um dos artistas mais avant garde que por aqui vivem.
Yenilikçi akımın bir hayranı olacağınızı sanmazdım.
Nunca a julguei uma admiradora da "avant garde".
Çok avangard.
Que avant-garde.
Buna, yenilikçi sanat diyorlar.
É o que chamam de arte avant-garde...
Biraz daha öne.
"Un peu plus en avant."
Bu avant-garde.
É vanguarda.
Pek yenilikçi bir şey sayılmaz, değil mi?
Isto não é algo avant-garde, é?
- Evet. Bütün o yenilikçiler, kübistler ve diğer "ist" ler...
Todos esses artistas avant-gardistas, cubistas e outros "istas".
Bu Alfabe Şehrinin yeni bir üyesi Öncü
Um novo membro da Avant-Garde da Alphabet City
Kıymık ile Tırmık'ın yenilikçi yönetmen Juliana Krellner tarafından yeniden çekileceğini görmek için sabırsızlanıyorum.
Mal posso esperar por ver esta recriação... do Itchy e Scratchy pela encenadora avant-garde Juliana Krellner.
Bunun yenilikçi tasarı fikrinin falan olduğunu sanıyorum.
Presumo que seja a ideia dele de'avant gard'...
Şimdi kemerlerinizi bağlayın. Çünkü Avant-Garde'a bir yolculuk yapacağız.
Apertem os cintos, estamos prestes a embarcar numa viagem ao'avant-guarde'.
Bir süre yenilikçi şeyler denedim.
Passei por uma fase avant-garde.
Vay. Ne kadar yenilikçi.
Que avant-garde.
Orada Glass Cat adında bir grup vardı bir çeşit avant-pop post modern rock müziği çalıyorlardı ki hoşlanmadım, müziği tercih ederdim.
Havia uma banda chamada "The Glass Cat", a tocar um "rock avant-pop" pós-moderno e que não gostei lá muito, porque prefiro melodias.
Tanıştığımıza memnun oldum.
Muito avant-garde.
Korkmayın. Recep amca kafamda avangart ve sofistik bir saç stili var.
Estou a pensar num estilo avant-garde, sofisticado.
Burası tüm Paris'li sanatçılar için adeta bir topluluk merkezi haline geldi. Kimi kâh dedikodu yapıyor kimi de resim üzerine fikir beyan ediyordu. Pere Tanguy, avangart efsanevi kişilikleri sağladığı malzemelerle etrafına topladı.
Este lugar se tornou o centro para toda a comunidade de artistas parisienses, que se reunia para trocar fofocas e pinturas por materiais fornecidos por Père, o lendário pai da "avant garde" ( vanguarda ).
Kral Avant'ın emriyle, bu kahrolası idamı durdurmaya geldim.
Eu venho aqui para mudar a sentença deste maldito. Por ordens do Rei Avantara.
Kulağa yenilikçi bir şeymiş gibi geliyor.
Parece muito avant-garde.
Son derece avangard bir şey. Ve de...
Uma coisa muitíssimo avant-garde e o...
Daha önce hiç böyle bir şey görmedim.
Muito'avant-garde'.
Burası size insanları korkutup kaçırmanız için dans edin diye para mı veriyor?
Este lugar contratou-vos como uma equipa de dança avant-garde, para afugentar a clientela?
"Avant-garde" bir tarz.
Parece de "vanguarda" ou algo assim.
Ya da "Avant-çöp" de denilebilir.
Isso ou "van de lixo"
Yenilikçi kişilerin, atonal seslerin ama birkaç klasiğin de yapmışlığım var.
Basicamente, fazia coisas avant-garde, género atonais, mas fiz alguns clássicos.
Bu benim Clarence Avant'ı ortaya çıkarmama ön ayak oldu.
Isso levou-me a... descobrir quem era o dono da Sussex Records. Clarence Avant.
Clarence Avant, plak şirketi sektörünün en prestijli işlerinden olan,... Motown'un başkanı olmuştu.
Clarence Avant foi chefe da Motown... um dos lugares mais prestigiados na indústria de discos.
Böylece araştırmamı yaptım. Clarence Avant ile bağlantı kurmak için her şeyi denedim,... ama elimde sadece bir sürü kapalı kapılar kaldı.
Investiguei, tentei falar com Clarence Avant mas... dei com muitas portas fechadas e não consegui.
Mike Theodore ve Dennis Coffey ile tanıştım. Beni dinlemek için kulübe gelmişlerdi. The Sewer adında Detroit Nehri'ne komşu bir kulüpte gösterim vardı.
Tinha um concerto num lugar chamado The Sewer... mesmo ao pé do rio Detroit... e a seguir conseguimos um contrato com Clarence Avant e assim começou.
Ardından Clarence Avant'tan bir kayıt sözleşmesi teklifi geldi. Ve her şey böyle başladı.
Mas nesses primeiros anos, sabe, não tive trabalho.
- Çok avangart bir şov olacak.
Vai ser muito avant-garde.
Plaka numarası B-106-PAP olan Audi Avant marka aracı kullanıyordum.
" eu guiava um Audi Avant, matrícula B-106-PAP.
"Avant-Garde Cuisine" yazıyordu.
Dizia : "Avant-Garde Cuisine".
- Avengers, toplanın!
- Avant... - Avante, Vingadores!
Avangard sinema o zaman. Para veren müşteriler için canlı seks gösterileri.
Cinema avant-garde com sexo ao vivo para quem paga.
Bana avangart bir kısa filmde bile bir rol almam için yardım edemiyor musun yani?
Nem sequer me consegues ajudar a arranjar um papel numa curta avant-garde?
Ama burası lanet bir deneysel tiyatro yani nehir sudan kağıttan falan değil.
Mas é um teatro avant-garde. O rio não é feito de água nem de papier-mâché.
Benny'nin kıyafet modasına yenilikçi yaklaşımını çok takdir ediyorum.
Aprovo bastante a abordagem Benny avant-garde da roupa.
- Avangart.
- Avant-garde.
Çok modern.
Muito avant-garde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]