Avram traducir portugués
138 traducción paralela
Bırak konuşsun adam.
Avram falar!
Konuş, Avram.
Fale, Avram.
Avram, bu konuşmak değil.
- mas às vezes... - Avram, não está falando.
Avram, konuş.
Avram, fale logo.
Dış dünyada haberler nasıl?
Quais as notícias do mundo lá fora, Avram?
Kötü haber istersem, Nuh ve sel hikayesini okurum.
Se eu quiser notícia ruim lerei sobre Noé e o dilúvio. Diga, Avram.
Söyle bana, Avram bir yerlerde iyi bir şeyler oluyor olmalı?
Mas coisas boas devem acontecer em algum lugar?
Konuş, Avram.
- Fale, Avram.
Biz Avram Amca'da kalacağız.
Estaremos com o tio Avram!
"Biz Avram Amca'da mı kalacağız?"
"Estaremos com o tio Avram"!
Avram.
Avram!
Söyleyin, sizin adınız ne? - Avram.
- Oh, diga-me, qual é o seu nome?
- Avram.
- Avram. Avram.
Adınız neydi, Abrum mı? Avram.
Vá lá, Como é que disse que se chamava, Avrum?
Ama siz yanlış bir şey yapmadınız.
Avram. Mas você não fez nada de mal.
Avram, bu kardeşim Matşew Diggs.
Avram, este é o meu irmão, Matthew Diggs.
Özür dilerim, Avram.
Desculpe-me, Avram.
Çok naziksin, Avram.
É muito amável da sua parte, Avram.
Haham Avram Belinski San Francisco köyünde size katılmak üzere Polonya'dan ayrıldı.
"Rabino Avram Belinski deixou a Polonia... " para se juntar a vocês na vila de São Francisco.
Avram güzel ailenizin resmi için size teşekkür ediyor.
" Avram obrigado pela fotografia da sua querida família.
ışte şurası, Avram.
Ali está ele, Avram.
Yolculuğunda sana faydası olmasını umuyoruz, Avram kardeş.
Todos esperamos que o vá ajudar na sua jornada... Irmão Avram.
Hoşça kalın. Güle güle, Avram.
- Adeus. - Adeus, Avram.
- Avram, buraya su getir.
- Avram, traz água para aqui.
- Avram.
- Avram. - Que foi?
Burada vedalaşıyoruz, Avram.
- Bem, sim. Aqui é onde dizemos adeus, Avram.
Vur onu, Avram!
Dispara, Avram!
Adım Avram Belinski. Polonya'da küçük bir köyden geliyorum. Ve sakın insanları görünüşleriyle değerlendirmeyin!
O meu nome é Avram Belinski... e venho de uma pequena vila na Polónia... e não julgue as pessoas pela aparência!
Avram, manastıra ihtiyacım var.
Tenho de ir ao mosteiro.
Karşı koymak zorundayız.
Temos de impedir isto, Avram.
ve sana da teşekkürler Avram... Değişmez sadakatine ve adamına
E tenho de lhe agradecer, Avram, pela sua inabalável lealdade e devoção.
Birisi ona yardım etsin!
Avram! Ajudem-no!
" Ve tanrı Avram'a dedi ki,..... kendi topraklarından kendini al,..... doğduğun yerlerden uzaklara, babanın evinden uzaklara,...
'E Deus disse a Abraão :' Despede-te da tua terra, de local onde nasceste, da casa do teu pai,
Bundan sonra sana David Ben-Avram desek nasıl olur?
Ora bem, e se a partir de agora te chamássemos David Ben-Avram?
Bu yarmulke * seni koruyacaktır, David Ben-Avram.
Este solidéu vai proteger-te, David Ben-Avram.
Takıldı. Avram'a Ruchel'i anlatmaya giderken.
Tropeçou quando ia falar ao Avram sobre a Ruchel.
- Evet. Onu Avram'a ayarlamaya çalışıyor.
Sim, vai tentar um acordo com o filho do Avram.
Avram, bunları soğanla birlikte kızart.
Avram, frita isto com cebola.
Kuzen Avram.
Primo Avram.
Bunu sırf kuzenin Avram'a iyilik olsun diye yapıyorum.
Apenas faço isto como um favor ao seu primo Acram.
Gayet iyi bir fiyattı Avram.
Foi um preço justo, Avram.
Tamam Avram, nasil tesekkür edecegimi bilemiyorum.
Está bem. Avram, não sei como agradecer-lhe.
New York'taki kuzenim Avram'dan bir telefon aldım.
Recebi uma ligação do meu primo em Nova York.
Tamam, bir saniye bekle.
- Está bem, espere um pouco. É o Avram.
Arayan Avram. Ama sanırım sen bunu biliyorsun.
Mas acho que já sabias.
Sağol, Avram.
Obrigada, Avram.
Sağol, Avram.
- Obrigada, Avram.
Bu kadar, Avram.
- Para isto, Avram.
Gidelim, Avram.
- Força, Avram!
Adı Avram.
Ele chama-se Avram.
Avram?
Avram?